İşletme sahibi ve yöneticilerin neredeyse %90’ının en çok zorlandığı konu uygun çalışanı işe almak ve mevcut çalışanı da işte tutmak. Neden böyle olduğu konusunda birçok yazılar ve kitaplar var. Okumak ve ‘’evet bu çok doğru’’ demek işin ilk adımı ancak daha da önemli bir adım var ki okuduklarınızı uygulamak. Uygulamadaki zorluklar neler diye baktığımızda liderlik kavramına değinmek gerekiyor.

ETKİLEŞİMCİ LİDERLİK: Ben müdürüm/işletme sahibiyim. Sana para veririm. Senin motivasyon aracın para. Çalışan olarak sen de senden ne talep edersem onu yaparsın ve sana söylediğimi yapmazsan seni cezalandırırım. Bunun dışında da seni rahat bırakmam. Özet olarak performans karşılığında para değiş tokuşu yapılır.

DÖNÜŞÜMCÜ LİDERLİK: Ben müdürüm/işletme sahibiyim/insanım. Sen de insansın. Ortak bir hedef için çalışıyoruz. Bu hedefe ulaşmak içi yanıp tutuşuyor, onunla yatıp onunla kalkıyoruz. Lider olarak çalışanımın tutku ve yeteneklerine katkı sağlamak için elimden geleni yapıyorum. Çalışanıma şirketin vizyonu ve hedeflerine uyum içerisinde çalışması için yardım ediyorum. Çalışanlarıma kendilerine geliştirmeleri için yardım ediyorum. Kişi ve şirketler daha yüksek bir seviyeye gelebilmek için gelişir ve dönüşür.

Bununla birlikte etkileşimci liderlik anlayışının işletmelerden tamamen kaldırılması diye bir kural da doğru değildir. Örneğin otomotiv üretimi veya nükleer enerji santral üretimi yapan bir işletmenin ekibinin beyin fırtınası yapması için cesaretlendirilmesi gerekmez. Öte yandan bu çalışanların da işveren tarafından belirlenen kuralları ara sıra sorgulamaları faydalı olabilir. ‘’Müdür bey, bu işin yaparken şu yöntem daha verimli olur düşüncesindeyim. Bazı şeyleri göz ardı ediyoruz diye düşünüyorum. ‘’ şeklinde önerilere de açık olmakta fayda vardır.

Bence liderlikte olması gerektiği kadar etkileşimci ve mümkün olduğu kadar da dönüşümcü yaklaşımlar sergilemek gerekir.

Siz hangi taraftasınız?