AKP VE MHP’DEN İYİ PARTİ’YE DAVETİN ANLAMI

Yaşanan ekonomik krizin yarattığı hasarların Cumhur ittifakına desteği büyük ölçüde azalttığı biliniyor.

AKP VE MHP’DEN İYİ PARTİ’YE DAVETİN ANLAMI

· Önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yolları ayrıldığından bu yana Meral Akşener ve İYİ Partililer için sarfettiği çirkin hakaret ve iftira niteliğindeki sözlerini unutmuş görünerek, “eve dön” çağrısı yaptı.

· Bunun üzerine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Bahçeli’yi değil, Erdoğan’ı muhatap alarak, “Sayın Erdoğan lütfen ortağınızı üzerimize sardırmaktan alın, yeterli ilgiyi gösterin lütfen. Bizim derdimiz millettir” dedi.

· Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Ayasofya önünde yaptığı açıklamada, İYİ Parti’ye yapılan davetin gerçek sahibi olduğunu ihsas ettirdi:

“Sayın Bahçeli’nin Akşener’e daveti benim yadırgadığım bir davet değildir, en makul seviyede davettir. HDP ile, terör örgütleriyle el ele olmak milli ve yerli olduğunu düşündüğümüz İYİ Parti’ye hiç uygun düşmeyebilir” dedi.

****

Tayyip Erdoğan önce küçük ortağı aracılığıyla denediği “Cumhur İttifakına katılın” çağrısını bizzat kendisi de yapmış oldu. Hem de bugüne kadar ettiği hakaret ve iftiraları unutmuş gözükerek, İYİ Parti’nin yerli ve milli bir siyasi hareket olduğuna vurgu yaparak.

Anlaşılan “Tarzan zorda.”

· Yaşanan ekonomik krizin yarattığı hasarların Cumhur ittifakına desteği büyük ölçüde azalttığı biliniyor.

· CB Sisteminde Cumhurbaşkanı seçilebilmek için yüzde 50 artı bir oy gerekiyor. Ayrıca ekonomik ve siyasi bütün olumsuzluklar için artık tek muhatap var ve haklı olarak kamu vicdanında her yeni sıkıntının kaynağı olarak Cumhurbaşkanı sorumlu tutuluyor.

· Son yapılan anketlerde de İYİ Parti yüzde 13-14 mertebesinde görünürken MHP oyları bunun yarısı kadar.

· AKP’nin içinden kopan Ali Babacan ile Ahmet Davutoğlu’nun partileri, Deva Partisi ile Gelecek Partisi de dengeleri AKP aleyhine bozacak.

· Erdoğan’ın yeniden CB seçilmesi ihtimali çok düşük.

Bütün bunlar Bahçeli ve Erdoğan’ı yeni bir çıkış yolu arayışına ve bu davete mecbur etti.

****

Cumhur İttifakının iki bileşeni açısından mantıklı bir arayış olduğu ortada. Fakat önemli olan buna Meral Akşener’in ve İYİ Parti tabanının vereceği cevaptır.

Meral Akşener, küresel salgın sürecinin daha başlarında iken, “Pandemi sonrasında yepyeni bir dünya düzeni ile karşı karşıya kalacağız, gelin bütün siyasi parti liderlerinin bir araya geleceği bir ‘Memleket Masası’ kuralım” diye teklif etmişti. Bu teklif bugün İYİ Parti’ye “eve dön” çağrısı yapan Devlet Bahçeli’nin şiddetli itirazı ile sonuçsuz kalmıştı.

Meral Akşener’i yakından tanıyan arkadaşlar gibi, ben de inanıyorum ki, bu çağrıya “evet” denmeyecektir. Ancak kapılar kapatılmayıp, İYİ Parti’nin temel siyasi hedeflerinden olan “iyileştirilmiş parlamenter sisteme” geçiş için bir fırsat olarak kullanılmaya çalışılacaktır.

Nitekim İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, “Cumhur İttifakına girmeyiz. Sadece, bu kötü sistemden, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş olursa bir katkı sağlarız” açıklamasını yaptı.

Bu net açıklamaya rağmen İYİ Parti içinden ve dışından yapılan bazı yorumlarda sanki İYİ Parti yapılan çağrıya “evet” demiş gibi tepkiler ve yorumlar yapılmakta.

Bunun ilk sebebi daha önce yaşanan tecrübeler yüzünden siyasetçilerin bugün söylediğinin yarın tam tersini yapabileceğine dair yaygın bir inanç olmasıdır.

Tayyip Erdoğan’ın Devlet Bahçeli, ondan önce Tuğrul Türkeş, Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş gibi eski muhaliflerini yanına çekme becerisi de böyle yorumlara sebep oluyor. Çünkü söyledikleri sözleri hatırlayıp, birbirlerinin yüzüne bakamaz zannettiğimiz siyasilerin, bir süre sonra “kanki” olmaları artık yadırganmıyor.

****

Ben Erdoğan’ın bu defa da, Meral Akşener ve İYİ Parti’yi yanına çekme niyetinin kesinlikle gerçekleşmeyeceği kanaatindeyim.

Ne Meral Akşener lider olarak ve ne de İYİ Parti tabanı ülkeyi batma noktasına getirmiş bir AKP ile işbirliği içerisine girmeyi kabul etmez. Kendilerine yapılan hakaret, iftira ve aşağılayıcı ifadeleri unutsalar bile memlekete yaptıkları kötülükleri unutmaz. Aksi zaten İYİ Parti’yi bitirir.

Ayrıca Meral Akşener’i tabi olmaya itecek bir dosyası, kaseti vb kirli ve şaibeli işleri yoktur. Olsaydı bugüne kadar devreye alınır, İYİ Parti’nin doğmasına dahi izin verilmezdi.

Ancak nasıl ki biz dış politikada “milletimizin hayrına sonuçlar elde edebilmek için Trump’la, Putin’le olduğu gibi gerekiyorsa Esad ve Sisi ile görüşün” diyorsak, iç politikada da “ülke menfaatleri için TBMM içinde ve dışında her siyasi parti ile görüşülmelidir” diyoruz.

Bu açıdan İYİ Parti de, AKP ile, MHP ile, CHP ile ve diğer partilerle görüşmeler, müzakereler ve hatta belli konularda işbirliği yapabilir, yapmalıdır da. Bu söylediğim bütün partiler için geçerlidir. Kutuplaşarak, kavga ederek çözümün parçası olunamaz.

Ak Parti’den kopma noktasına gelmiş seçmen kitlesine, İYİ Parti medeni muhalefet tarzı ile “en uygun adres biziz” mesajını veriyor.

Tayyip Erdoğan’ın İYİ Parti’nin “milli ve yerli olduğunu” söylemesi ve Cumhur ittifakına daveti de İYİ Parti’ye yarayacak. AKP’den kopacak kitlenin İYİ Parti’ye gitmesini meşrulaştıracak, onların vicdanlarını rahatlatacaktır.

****

İYİ Parti’nin bu stratejisini bazıları “AKP ile yakınlaşma” olarak algılıyor. Ben bu görüşün doğru olmadığı kanaatindeyim. İYİ Parti’nin stratejisi doğrudur. Zira çözülen AKP oylarını almadan iktidar olmak mümkün değildir. Keskin ve sert muhalefet üslubu, kopma noktasında olan, AKP’lileri partilerine bağlar.

İYİ Parti’nin kurucularından biri olarak Sayın Meral Akşener’e, parti yönetimine ve özellikle de parti tabanına gönülden inanıyorum. İYİ Partililer kesinlikle AKP’nin oltasına takılmayacaklar.

Cumhurbaşkanı, mevcut yetkilerinden vazgeçeceği, parlamenter sisteme dönüşü görüşmek istiyorsa elbette görüşülmelidir.

Ancak önemsiz rötuşlar karşılığı CB seçim barajının düşürülmesi gibi “hinlikler” söz konusu ise İYİ Parti’nin desteği söz konusu olamaz ve bu tartışmalar sonuçsuz kalır.

Ruhittin Sönmez

10.08.2020