İş bizim için sadece bir gelir kaynağı mıdır? Yoksa aynı zamanda bir anlam kaynağı mı?

Yaşamın anlamına duyulan eksiklik; motivasyon, tutku eksikliği.

İş bizim için sadece bir gelir kaynağı mıdır? Yoksa aynı zamanda bir anlam kaynağı mı?
Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, günümüzde yaklaşık 280 milyon kişi depresyondan muzdarip. Nedeni ise tahmin edilebilir... Yaşamın anlamına duyulan eksiklik; motivasyon, tutku eksikliği.
Hayatımızı kazandığımız işlerle bu işlerin hayatımıza kazandırdığı anlam arasında bağlam olmaması belki de.

Daha önce "çok çalışma”ya dair yazmıştım; fakat “iş ve anlam” arasındaki ilişkiye dair ilk yazım bu.

İş bizim için sadece bir gelir kaynağı mıdır?
Yoksa aynı zamanda bir anlam kaynağı mı?

*

Daniel Susskind’in kitabından hatırlıyorum:

1930'larda bir grup psikolog, Viyana’daki küçük bir kasabada ampirik bir inceleme yapıyor. Bu kasaba, Büyük Buhran’ın vurduğu, bu nedenle burada yaşayan 478 ailenin dörtte üçünün işsiz kaldığı ve işsizlik maaşıyla geçinir hâle geldiği bir yer.

İncelemenin amacı ise geniş çaplı bir işsizliğin etkilerini araştırmak.

Bulgular dikkat çekici:

Giderek büyüyen hissizlik, anlamsızlık ve başkalarına karşı artan bir kötü niyet oluyor kasabada. İnsanlar daha az okumaya, kültürel etkinliklere daha az katılmaya başlıyorlar.

Şu da ilginç bence: İşsiz erkekler her zamankinden daha ağır yürüyorlar ve yürürken daha sık duruyorlar.

*

Öte yandan...

Antik Yunancada “ascholia” çalışmak demektir. Kelime anlamı itibarıyla ise “eğlence yokluğu” anlamına gelir. Nitekim, Aristoteles hayatın anlamının sadece eğlenceyle ortaya çıkabileceğini ve çalışmanın amacının da o eğlenecek parayı kazanmak olduğunu söyler.

İngiliz düşünür Bertrand Russell’a göre, kimse dört saatten fazla çalışmaya zorlanmamalı; insanlara kendilerini sanata, bilime, edebiyata, ekonomiye adayacakları zaman tanınmalıdır.

*

Hatırlıyorum... Annem ve babam emekli olduklarında onu takip eden birkaç yıl “boşluğa düşmüş olmaktan” yakındılar.
Babam koleksiyonculuğa merak saldı, annem kendine sayısız hobi geliştirdi. Belli ki, “emekliyim” ifadesi sadece çalışma hayatından uzaklaşmak değil; kendini atıl hissetmek, hem kendinin hem başkaların gözünde anlamlı bir hayat yaşamaktan uzaklaşmak mânâsına da geliyordu zihinlerimizde.

Değerli dostum Emre Başkan'ın öncülük ettiği, bu yıl altıncısı düzenlenen bir araştırma var:

Türkiye İş Dünyasının Konfor Alanı Araştırması.

Sizden isteğim, eğer bir kurum çalışanıysanız, bu araştırmaya katılmanız. Anonim olarak katılabildiğiniz anket 5-6 dakika sürüyor. Sonuçları Harvard Business Review Türkiye'de yayımlanacak.

Geçen senelerdeki araştırmanın sonuçlarına göre, ülkemizdeki çalışanların temel motivasyonu neymiş biliyor musunuz?

*Kendini başarılı hissetmek.

Onu sırasıyla:

*yüksek gelir elde etmek,
*aidiyet hissi,
*statü sahibi olmak,
*maddi mecburiyet takip ediyor.

*

Sahiden… Ne zaman anlam buluruz yaptığımız işte?

Benim buna kişisel cevabım:
*Potansiyelimi ortaya koyabiliyorsam ve
*Beni besleyen uğraşlara da vakit ayırabiliyorsam
oluyor.

Bu soruya cevap için pası size atıp, araştırmanın link’ini de katılmanız için şuraya bırakıyorum:

https://bit.ly/46958It


Görsel: Çalışırken sıcaklarla mücadele için bir fikir.

Damla Ömür Tantekin

Founder of D Strategy | Advisor |
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok