HİTABET

Zira… “İnsanların çok söze değil, doğru söze ihtiyacı var.”

HİTABET
Ben, Ankara Hukuk Fakültesi mezunuyum. Fakültedeyken, herhangi bir derste topluluk karşısına geçip bir kez bile sunum yaptığımı hatırlamam. Kendini ifade etmek üstüne kurulu bir mesleğin daha en başında sanırım sınıfta kalmışız.

İş hayatına başladım, ilk sunumumu yapacağım; bir arkadaşım tavsiye verdi:

“Sol yumruğunu sıkarsan beyninin sağ yarısını uyarırsın ve söyleyeceklerini hatırlaman kolaylaşır” dedi.

O gün ortaya bir başarı hikayesi çıkmış olsaydı herhalde hatırlardım.

İşte, bu nedenledir ki, yıllardır hitabet konusuna epey kafa yorarım. Bu konuda da her yıl bir paylaşım yapıyorum. Bir yıl önce yaptığım bir paylaşıma o kadar faydalı yorumlar geldi ki, bugün bazılarını sizlerle paylaşayım istedim.

*

*En güzel dersi bana Netaş yıllarımda Kanadalı direktörüm vermişti:

“Sunum yapmadan önce karar vereceksin; seni dinleyenler sunuma yazdıklarını mı okuyacaklar yoksa seni mi dinleyecekler. Eğer okumalarını istiyorsan her şeyi sunumuna yaz; kısa birkaç şey söyle ve bırak. Ha seni dinlemelerini istiyorsan, sunuma sadece birkaç kelime koy; merak etsinler, ne diyeceğini beklesinler. O anahtar kelimelerden anlatımını tamamla ve mutlaka anlatımına uygun ilginç bir görsel koy.”

Bu açıklama milat olmuştu bize. (Haluk Ilhan)

*

*Ben her konuşmama, o konuşmayı yapacağım topluluğu gözümde canlandırarak hazırlanıyorum.

Konu aynı bile olsa girişim, bitirişim, sahneden izleyicilere yönelteceğim sorular, verdiğim örnekler, yaptığım espriler o topluluğa özel oluyor.

Bunun için de defalarca prova yapıyorum.

Bu konunun uzmanları şöyle der:

O kadar çok prova yap ki, prova yaptığın hiç anlaşılmasın. (Dr. Sertaç Doğanay)

*

*Konuşmanın temposu tıpkı bir şarkıdaki gibi değişecek; bazen aşağı, bazen yukarı. Ama en sonunda tepede bitecek. (Dr. Saynur Vardar)

*

*Bir de size ufak bir tüyo: Sunum yaparken sizi çok takdir eden her yaptığınızı onaylayan ve size inanan biri yanınızdaymış gibi düşünürseniz yani ona konuşuyormuş gibi anlatırsanız, o zaman sunum da gayet başarılı geçiyor. (DİDEM ATAÜN)

*

*TED’in kurucusu Chris Anderson’ın bütün TED konuşmacılarına konuşmalarını ezberlemeleri gerektiğini söylediğini okuduğumda çok şaşırmıştım. Ama aslında kendisinin de söylediği gibi durum şu:

Eğer konuştuğunuzda ezbere konuşuyorsunuz gibi duyuluyorsa henüz provalarınız bitmemiş demektir. Bütün konuşmanızı baştan/ortadan/sondan üstüne hiç düşünmeden yapabildiğiniz noktada, kendinizi o konuşmadan özgür kılmış oluyorsunuz.
Bir şehri avucumuzun içi gibi bildiğimizde hedefe ulaşmanın kolaylaşması gibi. (Basak Su T.)

*

Bana göre ise...

Kendi uzmanlık alanım olan yazılı içerik için de hep söylerim: İyi içerik olmadan iyi hitabetin anlamı olmaz. Bu da işin mutfağında güçlü bir hazırlık ve planlama demek.

Zira… “İnsanların çok söze değil, doğru söze ihtiyacı var.”

Bir de, hitabeti geliştirmenin en iyi yolu, ayna karşısında egzersiz.

Banyo aynası da olur; ayna işlevi görecek, eleştiriden sakınmayan yürekli bir arkadaş da. 

Damla Ömür Tantekin

Founder of D Strategy | Advisor&Writer | Speaker
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok