Anne olmayı tarif edeyim...

"Seni bir kere öpsem, ilkinin hatrı kalır,

Anne olmayı tarif edeyim...
Anne olmayı tarif edeyim...
"Seni bir kere öpsem, ilkinin hatrı kalır,
iki kere öpsem, üçün boynu bükük..." demiş ya Cemal Süreya..
Dezavantajları avantajlarından fazla da olsa hayatımda verdiğim en iyi karar, en zorlayıcı meşgalem.
Anneler kutsaldır. Çocuğunu büyütürken yorulacaksın, üzüleceksin, sinirlenecek, ağlayacak, çaresiz hissedecek, her tükenişinde yeniden ayağa kalkacaksın. Koruyacak, sevecek, besleyecek, büyütecek ve hiçbir karşılık, madalya, özlü söz beklemeyeceksin.
Geri çekilmeyi, beklentilerinden vazgeçmeyi, saçma şakalara gülmeyi, aynı sıkıcı oyunu milyonuncu sefer oynamayı, boğazının kurumasına rağmen yine yine yine o masalı anlatmayı, sözünü dinlemediğinde baştan anlatmayı, örnek olmayı, ağladığında öpmeyi, hastalandığında iyileştirmeyi, uykusuz geceleri, şımarıklıkları, dağınıklıkları, çığlıkları ve bitmeyen mücadelelerde sarf edilen eforu fedakarlık olarak görmeyeceksin.
Ergenlikte seni beğenmediğinde ona kızmayacak, onunla gurur duyacaksın seni aşmak daha iyi olmak istediği için. Vereceksin, iyi ya da kötü, elinden ne geliyorsa. Zaten budur ya da bu olmalıdır, karşılıksız olarak vermek, herzaman ilgini, sevgini, zamanını, bazen paranı, gerekirse canını.
Anne olmak, sorumluluk ister, fedakarlık ister, kocaman bir yürek, sağlam bir akıl, sabır ve şefkat ister. Bunu hakkıyla yerine getirebilecek kadına da zaten insanlığından ötürü saygı duyulmalı.
Sevgimle...
09 Mayıs 2024
İzmir'den..