FATİH SULTAN MEHMET

Onlarca defa kuşatılmış bir türlü alınamamış İstanbul'un 21 yaşındaki fatihi

FATİH SULTAN MEHMET
"Benim gücümün ulaştığı yere sizin hayalleriniz bile ulaşamaz" demekle yetinmeyip, "Başkalarının hayallerinin bittiği yerde benim gerçeklerim başlar" diyerek kudretini tayin eden bir Padişah.

Onlarca defa kuşatılmış bir türlü alınamamış İstanbul'un 21 yaşındaki fatihi, şehre girdiği sırada kendisini tanımayan İstanbul halkının Akşemseddin’i padişah sanarak ellerindeki çiçekleri vermek üzerelerken, Akşemseddin onu işaret ettiğinde bile, "Gidin yine ona verin, Sultan Mehmed benim lâkin o benim hocamdır." diyebilecek kadar da alçakgönüllü bir Fatih.

Sultan Mehmed bir dehadır...
Kuşatma esnasında gemileri karadan yürütmek dışında tarihte ilk kez ağır toplar ile ton çeken güllelerini fırlatan sistemlerin planlarını yapmış bir mucit, bir mühendistir.

Mitolojiye, tarihe, tasavvufa, felsefeye ve hukuka nasıl bir ilgisi olduğu kurdurduğu saray kütüphanesinden belli olan, sanatçı, bilim insanı ve şairleri sarayında toplamasıyla hem dünyevi hükümranlığını hem de kültürel çerçevesini geliştirme arzusunu açıkça belli eder.

Sipariş verdiği portreler ve madalyonlardan da görüleceği üzere görsel sanatlara ve tasvire önem verdiğini gösterir. Görkemli portreleri 15.yy Rönesans sanatçılan ile kurmuş olduğu ilişkilerin ürünleridir. Sultan Mehmed sanatçılara hamilik etmiş Bellini ve Bellano'nun nezaretinde çalışan Osmanlı sanatçılarının doğmasına neden olmuştur.

İnanılmaz derecede kapsamlı ve zengin şahsi koleksiyonundan oluşan sanat eserleri olduğu bilinir.

Gel gelelim İstanbul'un isgali sırasında bu eserler İşgal Kuvvetlerince Avrupa'ya kaçırılmış, daha sonra bir kısmı müzelerde sergilenmeye başlanmış, önemli bir kısmı da kimliği bilinmeyen koleksiyonerlerce alınmıştır.

Geçtiğimiz tarihlerde İBB Kültür AŞ tarafından, İngiltere'de düzenlenen bir müzayedede, Fatih Sultan Mehmed'in Bellini'ye kendisinin çizdirdiği portresi satın alınarak evine geri dönmüştü.

Arkasından torunu Kanuni Sultan Süleyman'a ait olan, Preveze Deniz Zaferi'nden sonra çizdirdiği, Fransız bir koleksiyonere ait parça bu kez de kimliği bilinmeyen biri tarafından satın alınarak İBB Kültür AŞ 'ye hediye edilmişti.

Bu iki eser de, Fatih'in vizyonuyla 1455 yılında inşa ettirdiği, bugün bir kültür merkezine dönüşen, Haliç kıyısındaki Tersane-i Amire'de sergileniyor.

Bu denizcilik üssü, muhakkak Osmanlı'nın gemi inşası ve Türk denizciliğinin ilerlemesinde bir mihenk taşı, bununla birlikte Osmanlı'nın ilk endüstri merkezi olma özelliği taşıyor.

İşlevselliğini halen sürdüren dünyanin en eski tersanesinin ücretsiz sergi salonlarında gezebileceğinizi, ilginiz varsaTürk Denizciliği hakkında bilgi edilebileceğinizi, Haliç kıyısında oturup ikramları olan demli çaydan içebileceğinizi hatırlatmak isterim 

#İstanbulSanat #TersaneiAmire #HaliçTersanesi

Onur Küçükkaramıklı

Co-Founder at SONA Underwater Dive Technology
Resim önizleme