EŞKIYALARA VERİLEN KÜREK CEZASI

Fotoğrafta, eşkıyalık suçundan dolayı yedi yıl kürek cezasına mahkum edilen Aydınlı İbrahimoğlu Halil görülmekte.

EŞKIYALARA VERİLEN KÜREK CEZASI

Osmanlı son döneminde, çete reisi olmaması koşuluyla eşkıyalara verilen en yaygın cezalardan biri kürek cezasıydı. Hapis cezasının türlerinden birisi olan kürek cezasının kökeni erken dönemlere dek uzanmaktadır. Yelkenle hareket eden gemilerde, hava şartlarının müsait olmaması durumunda gemi, kürekle yürütülmekteydi. Söz konusu küreği de yalnızca bu iş için görevlendirilmiş gemi mürettebatı çekmekteydi. Ancak Osmanlı Donanması’nın büyümesinin akabinde kürekçi personeli yetersiz kalmaya başlamıştı. Bu nedenle de, avarız vergisini vermeyenler, harp esirleri ve köleler (forsa); bunlar da yetmediği zaman suçlular bu insan gücünü karşılamakta kullanılmıştı. Bu surette geçen yüzyılların ardından, buharlı makinelerin icadıyla kürekçilere duyulan ihtiyaç, dolayısıyla da mahkûmlara zorunlu kürek çektirme uygulaması ortadan kalkmış, ancak hukuki bir terim olarak ağır hapis cezalarına “kürek cezası” denilmeye devam edilmişti.

Kürek cezası, 1840 tarihli Osmanlı Ceza Kanununda yer alan “Kutta-ı tarik itlaf-ı nefs etmeden yalnız adam soymak fazihasına cesaret etmişlerse 7 sene küreğe vaz'...” maddesiyle birlikte resmi anlamda perçinlenmiş, ilerleyen tarihlerden itibaren ise suçun boyutuna göre 3 ila 15 yıl arasında değişen ağır bir cezai yaptırım haline gelmişti.

Fotoğrafta, eşkıyalık suçundan dolayı yedi yıl kürek cezasına mahkum edilen Aydınlı İbrahimoğlu Halil görülmekte.

-Ali Özçelik-

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, oturuyor