Tıbbi ve aromatik bitkilerde hedef doğrudan Türkiye'nin hastalıkları olmalıdır.

Sağlıklı Yaşam Köyleri / Sürdürülebilir Yaşam Köyleri" inşa edilmeli.

Tıbbi ve aromatik bitkilerde hedef doğrudan Türkiye'nin hastalıkları olmalıdır.
Türkiye, Cumhuriyet'le "Yeni bir Yüzyıl Gelecek Planı"nda yeni bir yol haritası belirlese, neler yapmalı diye düşündüm. Kendimce aklıma gelenleri söylemek istiyorum.

* Türkiye'de seracılık faaliyetleri alabildiğine yaygınlaştırılmalı. Modern sera olarak bilinen, iklimlendirmenin de olduğu, dikey-aeroponik-hidroponik vb. modern tarım yöntemlerinin de bu seracılık faaliyetlerine eklendiği, seraların enerjisinin sürdürülebilir kaynaklardan (jeotermal, rüzgar, güneş vb.) sağlandığı agresif bir seracılık faaliyeti başlatılmalı. Seralarda genç ziraat mühendislerinin önderliğinde, toplumda işsizliğin azaltılmasına yönelik olarak "herkesin" çalışmasının teşvik edilmesi ve böylece zaman içerisinde "tarım bilen" insanların sayısının arttırılmasının sağlanması gerekmektedir.

* Türkiye tıbbi ve aromatik bitkilerde, bilinen çeşitlerin yanı sıra, kendi doğasında olan ve etkileri konusunda Dünya'nın çok iyi bildiği, Türkiye'nin geleceğini tehdit eden stratejik hastalıkların (diyabet, obezite, Alzheimer, mental hastalıkların) gelişimi engelleyici ve de tedavilerine destek olucu nitelikte bitkilerin yaygın olarak üretiminin sağlanması gerekmektedir. Tıbbi ve aromatik bitkilerde hedef doğrudan Türkiye'nin hastalıkları olmalıdır. Bu amaçla özellikle çok gelişmiş ve tamamen yeşil bir teknoloji olan süperkritik ekstraksiyon tesislerinin yaygınlaştırılması ve buradan elde edilen ham maddelerden doğru formülasyonlarla son ürüne gidilip, etki yatırımınlarının büyütülmesi gerekmektedir.

*Türkiye'nin mental sağlığının korunması ve "sürdürülebilir bir geleceğin öğrenilmesi" adına "Sağlıklı Yaşam Köyleri / Sürdürülebilir Yaşam Köyleri" inşa edilmeli. Bunların sayıları alabildiğine çok olmalı ve bu köylerde özellikle "sürdürülebilirlik" adına bir çok faaliyet, eğitici-öğretici aktivitelerin de gerçekleştirilmesi gerekiyor. Yani biz "karbon ayakizimizi nasıl hesaplayacağımızı, su ayak izimizi nasıl hesaplayacağımızı" bilmeliyiz. Bu öğretilmeli herkese. Mental sağlığın korunması adına da insanlara "stresle mücadele yöntemlerinin anlatılması" ve ayrıca "stresle mücadelede beslenme ve egzersiz" yöntemlerinin/davranış kalıplarının insanlarımıza öğretilmesi gerekiyor.

*Döngüsel ekonomi tesisleri kurulmalı Türkiye'de. Yani bir ham maddeden, diğer bir hammaddenin ya da etken maddenin üretildiği tesisler kurulmalı. En basitinden, Türkiye'de ayçekirdeği işleyen tesisler, alabildiğince düşük sıcaklıklarda ayçekirdekleri sıkmalı, sonrasında kalan posayı kimyasal işlemlere maruz tutmaktansa, doğrudan süperkritik ekstraksiyon tesisinde posanın içerisinde kalan yağı tamamen almalı. Kalan posa çok ama çok değerli bir protein kaynağı olarak değerlendirilmeli. Eğer gerekiyorsa, protein saflaştırma işlemine tabi tutulmalı. Sonrasında ise kalan yağı-proteini alınmış posadan da lif eldesine gitmeli. Kısacası Türkiye'nin fabrikaları elindeki ürünleri "temiz ve yeşil teknolojilerle" işlemeli. Sonrasında da döngüsel ekonomi kapsamında yüksek katma değerli ürün üretmeli.

Devamı gelecek :)

Can KAYACILAR

Biyolog, Davranış Bilimci (Neuroscientist, MSc)
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok