Son günlerde çok ama çok yoğun bir şekilde marka, pazarlama, tüm Dünya'ya açılma planlarını güçlü güçlü yapmaya başladık. Bu konuda gerçekten sonsuz emeklerini asla göz ardı edemeyeceğim, gece gündüz hiç durmaksızın çalışması ile benim için ilham kaynağı olan çok değerli Ayca Kaya Topuzlu ile birlikte geleceğin gıdaları nasıl olmalı, geleceğin dermokozmetikleri nasıl olmalı ve geleceğin ileri teknoloji şirketleri nasıl topluma tanıtılmalı konusunda hiç durmaksızın beyin jimnastiği yapıyoruz.

Marka ve vizyon toplantılarını eskiden beri çok severim. Çünkü bir ürünün kutusundan şişesine, renginden, söylemine, üzerinde yazacaklarından, içeriğine kadar her ama her şeyin tartışıldığı bir ortamdır aslında. Benim için gardolaptan bir şeyler seçmek kadar zor bir süreç :) Ama en çok sevdiğim şey ise uzun süren tartışmaların sonunda, tartışmanın başladığı noktadan çok farklı bir noktada olup, doğruyu bulduğumuz yerde olmak, aslında bir konu üzerinde tartışmanın, "kafa yormanın" ne kadar değerli olduğunu bana hep gösterir.

En çok hoşuma giden de ne biliyor musunuz? Biz bir son ürün yani topluma sunulacak bir ürün geliştirirken, o ürünün içeriğinde etken biyoaktifleri üreten tesisleri, teknolojileri kendimiz geliştiriyor ve kuruyor, biyoaktif maddelerin sağladığımız bitkileri tarlasına kadar gidip görüyor, sonrasında onları kendimizin kurduğu tesislerde işliyor ve ülkemizin en güçlü ilaç/dermokozmetik/gıda şirketlerinde onları son ürüne çeviriyoruz. Sonrasında bu ürünlerin pazarlama faaliyetlerini de yine kendi ekibimiz içerisinde tasarlıyor ve ürüne "can vermeyi" bu son aşamada gerçekleştiriyoruz. Yani tarla üretiminden, etken madde eldesine, formülasyon Ar-Ge'lerinden, ürünün üretilmesine, üretildikten sonra pazarlamasına kadar kendi ekiplerimizle bu süreci yönetiyoruz. Bu gerçekten bize baştan uca mükemmel bir vizyon sağlıyor.

Bu hazırlıklardan biri de elbette Instagram sayfaları.. Bu konuda aşağıdaki adresleri takip etmeniz, beni çok sevindirir.