Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Ağustos 27, 2020 0
Formula 1 DHL Türkiye Grand Prix 2020, 13-15 Kasım tarihleri arasında Intercity...
Editor Şubat 15, 2021 0
KADIN İSTASYON AMİRLERİ GELİYOR
Editor Ocak 13, 2020 0
Türkiye’de şizofreni hastalığı farkındalığı konusunda önemli çalışmalar yürüten...
Editor Şubat 9, 2021 0
“2021’de BES’teki liderliğimizi korumayı hedefliyoruz”
Editor Kasım 23, 2021 0
"Yılın En Başarılı Sağlıklı Beslenme Ödülü"'ne layık görülmüştür.
Editor Haziran 23, 2020 0
Project Athena Yenilikleri
Editor Ekim 2, 2021 0
İzmit, Aksaray ve İstanbul’dan 49 Brisa gönüllüsü ve aileleri yüzün üzerinde poşet...
Editor Nisan 26, 2021 0
AB ülkelerinde yakın gelecekte tüm kamyon taşımacılığında elektrikli araçlara geçmeyi...
Sonra dedikki içimizden “keşke benim olsa” sonra çok çalıştık, çabaladık, kültürün ilişki katili kodlarını geçtik, her zaman çok seçenekli bu sanal çağa rağmen, aştık, başardık. O “istediğimiz, beğendiğimiz, arzuladığımız” kişi tarafından görüldük, bilindik belki dokunulduk.
Hikaye tam buradan sonra başlıyor. Türümüzü birbirinden ayıramayacağım hepsi aynı çaresizlikte çırpınan kadın ve erkekleri için “sahip olma” duygusu için en tehlikeli seri katildir. “Sahip olunan” kadın, artık evde yemek yapsın isteriz, fazla gülmesin, kırmızı giymesin isteriz. Özgür ruhlu erkek, dağ bayır gezmesin, fazla komiklik yapmasın, başkasına gülmesin isteriz. Karşılıklı göbeği salıp, insan içine çıkılmasın ki, onca emek boşa gitmesin, “sahip olunan” statü değiştirmesin isteriz.
Size aile hukuku çalışan bir avukat olarak spekülatif bir sır vereceğim. Aldatmalarda üçüncü kişiler, genellikle ilişkide “aldatılan” taraftan daha düşük profilli olur. Daha az okumuş, daha az güzel/yakışıklı, daha az ama daha fazla.
Ama’sı nedir biliyor musunuz “aldattı” diye kürekle dövülen (ki bu çoğu zaman mecazi değildir) kadın/erkek, yarışmada olmadığı bir ortamda bazen düşünsel bazen de bedensel yakınlık kurmayı talep eder.
Ve kuvvetle muhtemel bunu başlangıçta sahip olmayı “çok” arzu ettiği ve sonunda becerdiği yerde yapmayı artık başaramıyordur. Yada belki hiç başaramamıştır. Oysa yarışma olmayan yerde zihinde, bedende özgürdür.
Çözümün hap bilgisi yok. Her kişi ve her ilişki kendine ait bambaşka nitelikler, renkler, hikayeler barındırır. Ama kanımca yalnızca ve yalnızca “kendi olmasına ve kendi kalmasına” sınırsız ve dönüşebilen bir hoşgörüyle müsade edilenler ilişki çarkını hamster gibi yaşamayı bırakıp, varoluşlarının bir parçası halinde, tutabilirler.
Hiç bir evlilik ve/ya birliktelik sizin “renklerinize” karar veremez. Unutmayın, bazısı kırmızıdır bazısı mavi, bazısı rengarenk, bazısı siyah. Ama hepsi ancak ve ancak “özgür olduğunda” çiçek açabilir. Bence çiçek açamadığınız ilişkiyi, orkide bahçesi de olsa bırakın gitsin.