Popüler medyanın sana dayattığı şu tuzağa sakın düşme:

Sürekli pozitif düşünmek, sevgi pıtırcığı olmak,.....

Popüler medyanın sana dayattığı şu tuzağa sakın düşme:
Popüler medyanın sana dayattığı şu tuzağa sakın düşme:

Sürekli pozitif düşünmek, sevgi pıtırcığı olmak, sürekli pozitif olaylar olmasını beklemek ya da pozitif olmak adına olanları görmezden gelmek.

Aman dikkat, bu gerçekçi olmayan bir şeydir.

Ve eninde sonunda seni hayal kırıklığına uğratır, hatta depresyona düşmene neden olur.

Çünkü senin zorluğa da kolaylığa da, üzüntüye de mutluluğa da aynı oranda ihtiyacın var.

Nasıl ki sadece tatlı yediğinde obez olur sağlığını kaybedersin; hep kolaylık, hep mutluluk veya hep rahatlık da sana, gelişimini, büyümeni, çevikliğini kaybettirir.

Konfor alanında rahatım zannedersin ama sonunda kaybeden sen olursun. Çünkü savaşmayı, kendini geliştirmeyi, adaletsizliğe karşı durmayı ya da hakkını arayıp daha iyi yerlere gelmeyi unutursun.

Kariyerinde inişler olduğunda, hızlanır veya hırslanır daha yukarı çıkarsın. Sana haksızlık yapıldığında, önün tıkandığında yeni çareler, olasılıklar ararsın ve yeni olana, daha iyi olana ancak o zaman şans verirsin.

O yüzden bugün;

Hayatında veya iş hayatında karşılaştığın zorluklardan, krizlerden aldığın darbeleri yara olarak görme.

Çünkü onlar yara değil, hayatının daha iyiye, daha güzele şekillenmesi için gerekli olan hareketlerdir.

Tıpkı bir heykeltıraşın çekiç darbeleri ile heykeline muhteşem şeklini vermesi gibi.

Hayatını tüm gelen olaylarla kucakla; mutluluk, neşe, takdir kadar acı, zorluk ve baskı da seni yoğurur, şekillendirir.

Ve sonunda ne gelirse gelsin yenilmez olursun.

İyi bir hafta olması dileğiyle,

Sevilcan Yaslan

  1. derece bağlantı
Executive Leadership Coach, ACC/Consultant/Mentor/Management Engineer
Resim önizleme