KÜÇÜK İŞLETMELERİ BATIRAN 3 KİŞİ

Küçük işletmeler neden batar? Neyi yanlış yaparlar?

Bir pastanede çalışan kişi pasta börek yapma konusunda usta olduğunda durumunu sorgulamaya başlar. Madem bütün işi o yapıyor, kendi işi olsa daha çok para kazanır, patronun nazını çekmez, istediği hayatı özgürce yaşayabilir. Pasta ustası işte bu girişimci ruhla istifa eder ve kendi işini kurar. İlk işi mutfağa geçip pasta börek yapmaya devam etmektir. Çok fazla sermayesi olmadığı için eleman da çalıştırmıyorsa gününün büyük kısmı mutfakta geçer.

İşletme sahibi olmak için sadece üretimi bilmek yetmez. Bir işin tekniği bilmek, işi nasıl organize edeceğinizi bildiğiniz anlamına gelmez. Üstelik tekniği çok iyi bilmek zamanla en zayıf özellik haline dönüşür.

Pazarlama, satış, finans, yöneticilik, sistem ve teknoloji kullanımı, işe alım, ekip yönetimi gibi konulara da vakit ayırmak gerekir. İşte bunların farkında olmayan işletme sahipleri gün gelir hiçbir şeye vakit yetmediğinden, çok çalıştığı halde hak ettiği parayı kazanamadığından veya çalışanların kendisi gibi düzgün ve kaliteli iş yapamadığından şikayet eder. Her şey ile aynı anda uğraşmaya başlayınca önce yetişememeye, sonra da kaliteden ödün vermeye başlar. Kaçınılmaz son kapıdadır. Müşteri, zamanında ve istediği şekilde hizmeti bulamayınca yavaş yavaş kaçmaya başlar.

Bu duruma daha fazla dayanamayan küçük işletme sahibi maaşlı çalışsaydı daha fazla kazanacağını düşünerek şirketini kapatır.

Girişimci, Yönetici, Teknisyen

İş kuran herkesin içinde üç ayrı kişi vardır. Girişimci, yönetici, teknisyen. Küçük işletmeyi girişimci kurar. Girişimci hayal eden kişidir. Vizyonu vardır. Yönetici ise mevcut durumu, düzeni korumaya çalışır. Teknisyen de o çok iyi bildiği işi hep kendi yapmaya çalışır. En iyi kendisinin yaptığını düşünür. Kimseye güvenmez.

Bu üç kişi birbirinden pek hoşlanmaz. Biri diğerini tehdit olarak görür. İşin başarılı olup olmayacağı ise üçünün arasındaki dengenin kurulmasına bağlıdır.

Küçük işletme sahipleri teknisyen şapkalarından bir türlü kurtulamadıkları için sıkıntı yaşarlar. İşletmeyi kurdukları zamanda girişimci kimlikleri ön plandadır. Hayalleri vardır. Geleceği görürler. Ancak sonra işin başında bizzat durmayı, kimselere kaptırmamayı tercih ederler. İşi delege etmeyi, çalışanlara liderlik etmeyi, onları yönetmeyi bir tarafa bırakırlar. Çünkü en iyi kendilerinin yapacağını düşünürler. Öyle olduğu için işin içinde boğulmaya devam ederler. Artık tek amaçları kalmıştır. Ay sonuna kadar faturalarını ödeyebilmek.

Sistemi kurun rahat edin.

Sistem her seferinde aynı kaliteyi elde edecek şekilde işin nasıl yapıldığını tarif etmektir. İşleri standartlaştırmaktır. Çalışan değiştiği zaman bile elde edilen çıktının aynı kalmasıdır. Sistem kurmak için öncelikle tüm süreçler tarif edilir.

·        Sürecin girdileri nelerdir?

·        Süreç boyunca hangi işlemler yapılmalıdır?

·        Sürecin çıktılarında hangi kalite kriterleri karşılanmış olmalıdır?

Nasıl McDonald’s restoranlarında patatesin tadı dünyanın her yerinde aynı ise küçük işletmelerde de süreçler öyle tarif edilmelidir ki, kişiden bağımsız olarak her seferinde aynı kalite elde edilebilsin.

İşin içinde değil, üstünde olun.

Küçük işletme sahipleri işin içinden çıkarak girişimci kafasına geri dönmeye başlamadığı sürece işi büyütemez, ekibi eğitemez, üretim dışındaki diğer fonksiyonlarla ilgilenemezler. Halbuki işlerini geliştirmek için mali yükümlülükler, idari işler, satış ve pazarlamanın gereklilikleri, çalışanlara liderlik, nakit akışı, müşteri ilişkileri, rekabet, işe alırken doğru insanı bulma gibi konulardan da anlamak zorundadırlar.

Müşterilerinize kendi yeteneğinizi değil işinizin çıktılarını sunmalısınız. Aksi takdirde siz olmadığınızda, örneğin; hasta olursanız, o gün canınız işe gitmek istemezse, ailenizde acil bir durum ortaya çıkarsa müşterileriniz ortada kalır.  Eğer işiniz siz olmadan yürümüyorsa işyeri sahibi değilsinizdir. Sadece bir işiniz vardır.

Girişimci tarafınız sürekli geleceği düşünmek, hayal etmek, nasıl olacağını hayal etmek zorundadır. Vizyona odaklanmalıdır. Şirketin lokomotifidir. Geride kalanları peşinden sürüklemelidir.

Yönetici tarafınız düzen kurmalıdır. İşlerin hep aynı kalitede, aynı sürede yapılmasını sağlamalıdır. Kurulu sistemi aksamadan işletmelidir. Plan yapmalı, öngörüde bulunmalıdır.

Teknisyen tarafınız ise arada hobi olarak mutfağa girebilir.

Bereketli ve bol kazançlı günleriniz olsun.

 Gülfidan Bereket

ActionCOACH – İşletme Koçu