Hepimiz bir çok hastalığa sahibiz.

Bu yazımda devasa bir projenin ilk adımını göstereceğim

Hepimiz bir çok hastalığa sahibiz.
Hepimiz bir çok hastalığa sahibiz. Amansız ya da gelip geçen binlerce hastalık. Ama bu hastalıkların hiç biri ama hiç biri bizi sevdiklerimizin bize söylediği kalp kırıcı sözler kadar yaralamamıştır, emin olun. Hastalıklar gelir geçer, ama sevdiklerinizin sizlere söylediği kırıcı sözlerin acısı hiç bir zaman geçmez. Boğazda düğümlenir kalır. O anları hepimiz yaşamışızdır, yaşıyoruzdur. Nasıl olur, nasıl yapar deriz. Ama yaparlar. Yıllar sonra bile aklınıza gelir ve o acıyı yaşarsınız. İşte tam da bu yüzden "insan sosyal bir canlıdır". Çevresiyle etkileşir, sevdikleriyle etkileşir. Mesela bilimsel yayınlar vardır, yalnız yaşayan insanların daha fazla hastalıklara kapıldığına, daha az yaşadığına dair. Hatta belki asparagas bir haberdir ama yalnızlığın vücudumuza günlük 15 sigara içmeye bedel bir zararı olduğu yazar okuduğum yazılarda. Sosyal bir canlı olduğumuz için yaşadığımız tüm bu stresle de mücadele etmeliyiz. İşte tam da bunun için bir semere geliştirdik. Neden "semere" dediğimi anlatacağım.

Çok uzun zamandır "süperkritik ekstraksiyon teknolojisi" üzerinde yazılar yazıyorum. Aslında bu teknolojinin gelişmesindeki amacım, hem teknolojinin yüksek teknoloji olması, enerji verimliliği çok yüksek olması, aktif seçici özellikte olması ve tamamen yeşil bir teknoloji olması ve en önemlisi de bu teknoloji ÜLKEMİZDE ÜRETİLİYOR, bunu bizim üretmemiz olmasıydı. Şimdi bu teknoloji giderek yaygınlaşıyor ve bu teknoloji ile birlikte istiyorum ki bu teknoloji ile elde edilen semereler de yaygınlaşsın.

Bu yazımda devasa bir projenin ilk adımını göstereceğim. Projenin kendisini ise zaman içerisinde anlatacağım.

Bu semereyi neden ürettik? Hastalıklarla mücadele için üretmedik. Böyle bir tarafta değiliz. Hep diyordum ya, kendimizi yenilemeliyiz, beynimizi yenilemeliyiz diye. İşte tam da bu amaçla geliştirdiğimiz, süperkritik teknolojisinin gücünü içerisinde barındıran bir ürün aslında bu. Gün içerisinde daha mutlu, üzerimize oturan yorgunluğumuzu attığımız, çalışmalarımızda daha motive bir şekilde yüklendiğimi, espiriler yapıp eğlendiğimiz, mental sağlığımızın iyiye gittiğini hissettiğimiz anları yaşamamız için aslında geliştirdiğimiz bir semere.

Kendimizi "daha iyi" hissetmeye ihtiyacımız var. Hepimizin var. Sabahları o yataktan yorgun kalkıyor, 10 gün boyunca dinlensek bile o dinlenme bize yetmiyorsa, işte tam da burada devreye bu ürün giriyor. Enerji seviyemizi yükseltip, yorgunluğumuzu atmalıyız. Üzerimizdeki o ölü toprağından kurtulmalıyız. Beynimizin daha iyi çalıştığını "hissetmeliyiz".

Semerenin etki mekanizmalarından biri "asetilkolin esteraz inhibisyonu" yapması. Böylece beynimizdeki algı nöronlarının daha iyi çalışmasını sağlıyor. Hep demiştim ya 2023 biraz dopaminerjik, biraz da asetilkolinerjik bir yıl diye. Pandeminin o gabaerjik, baskılayıcı etkisinden kurtulup, çok daha motive bir geleceğe yürümeliyiz.

Heyecanlıyım.. Hem de çok.. İnanılmaz..

Can KAYACILAR

Biyolog, Davranış Bilimci (Neuroscientist, MSc)

İlk deneme için: https://lnkd.in/dQ8ru6ZT
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok