Concorde Sendromu: Vazgeçmek mantıklı olsa bile neden hala devam ediyoruz?

Vazgeçtiğinizde kısa vadeli rahatsızlığın önemini abartıyor musunuz? 

Concorde Sendromu: Vazgeçmek mantıklı olsa bile neden hala devam ediyoruz?

Concorde sendromu, bireyin yoğun çaba, zaman, enerji, para harcadığı bir şeyin neticesinin mutsuzlukla, başarısızlıkla ya da zararla sonuçlanacağını bildiği halde ondan vazgeçmemesi ve sürdürmekte ısrarcı olması halidir. Kaybeden kişi olmamak için daha çok kaybetmek de diyebiliriz. Zararı kurtarmaya çalışırken fark etmeden daha da zarara gireriz. Bu zarar, duygusal, maddi veya zamansal olabilir.

İlginizi çekmemesine rağmen bir kitap okumaya başladığınız için devam ediyor musunuz?

Biletlere para verdiğiniz için sıkıcı bir film ya da tiyatroda sonuna kadar kalıyor musunuz?

Her şeyin dahil olduğu serpme kahvaltı sofralarında, kapasitenizin üzerinde tabak yapıyor ve mide fesadı geçirene kadar yiyor musunuz?

Sizi artık tükenmişliğe sürükleyen, size acı veren, değersiz hissettiren ilişkinize, sırf yıllarınızı verdiğiniz için katlanmaya devam ediyor musunuz?

Bu sorulara cevabınız “evet” ise psikolojik olarak bir yanılgı yaşadığınız anlamına geliyor ve bu durum literatürde “Concorde Yanılgısı” olarak karşımıza çıkıyor.

Günlük hayatta da sıkça duyduğumuz “Bu ilişkiye çok emek verdim.”, “Bu sınava aylarca çalıştım.”, “Bu işe/okula yıllarımı verdim.”, “O kadar da para harcadım” gibi cümleler psikolojide “Concorde yanılgısı” denilen durumun birer örneği.


‘Kaybeden Olmamak İçin Daha Çok Kaybetmek’

Artık bize hizmet etmeyen ama ona zaman, maliyet ve çaba harcadığımız için bize zarar verebilecek bir şeye yatırım yapmaya devam etme yanılgısı içinde olabiliriz. Concorde Sendromuna düştüğünüzde çok hasta olsanız bile açık hava konsere gitmeye karar vermeniz olasıdır. Aksi takdirde paranızı boşa harcamış ve yatırım yaptığınız kaynağı kaybetmiş olursunuz. Oysa parayı çoktan harcamıştınız. Gitseniz de gitmeseniz de geri alamazsınız. Bu nedenle geçmişte yapılan yatırımı dikkate alarak verdiğimiz karar mantıklı olmaktan uzaktır.

Bu durum romantik ilişkilerde de çokça karşımıza çıkıyor. Harcanan para, zaman ve çaba, insanların mutsuz ilişkilerde kalma konusunda önemli bir etkiye sahip.

İlişkinizde iyi gitmeyen şeyleri görmenize rağmen kendinizi "Bu kadar uzun süredir birlikteyiz", "Uzun yıllar yatırım yaptım ve bunun için çok emek verdim" veya "Çok fazla geçmişimiz var" gibi şeyler söylerken bulursanız, o zaman siz de bu durumun içindesiniz demektir. İşlerin düzeleceğini umut etmek, uğruna çokça yatırım yapılmasına rağmen içinde bulunduğu kötü durumu kabullenmekten daha kolaydır.

Kendinizi Bu Sendromdan Nasıl Kurtarırsınız?

Concorde Sendromunda gerçekçi olmayan bir umut beklentisi söz konusudur. Umut etmek kişinin hayat motivasyonunu, olumsuz hayat olaylarına karşı direncini arttıran bir etkendir. Ancak gerçekçi olmayan umma davranışı olumsuz durumun sürmesine ya da daha kötü sonuçlanmasına neden olacaktır.

Size zarar veren toksik bir ilişkiyi sürdürmek, çok para verdiğiniz için ayağınıza küçük gelen bir ayakkabıyı giymeye benzer. Böyle olmamızın bir sebebi de karar alırken gelecekten çok geçmişe yaptığımız yatırımları düşünmemizden kaynaklanıyor. Bilerek kişiyi zor durumda bırakan, acı veren durum ve bireyler için geçmiş zamanda yapılan fedakarlıktan, verilen emekten ziyade gelecekte yaşanacak olan durumların neler kaybettireceğine odaklamak daha sağlıklı olur.

Concorde yanılgısına düştüğünüzü fark ettiğinizde, ilk işiniz, gördüğünüz zararı dikkate alıp, daha gerçekçi seçimler yapmayı amaçlamak ve yaşadığınız kayıplara son vermek olmalı. Enerjinizi tüketen, suistimal edildiğiniz bir arkadaşlığınızı noktalamak, sırf para verdiğiniz ve marka olduğu için dolabınızda yıllardır bekleyen ancak size hiç uymayan elbiseleri elden çıkarmak, istemediğiniz ve hakkınızı alamadığınızı düşündüğünüz bir işi bırakmak gibi..

Vazgeçmeniz gereken şeyleri fark etmenizi sağlayacak birkaç soru size yardımcı olabilir;

· Hayatınızdaki kişiyle ilişkinizi başlatmaya tekrar karar verecek olsaydınız, aynı kararı verir miydiniz? 

· Yanlış olsa bile haklı olduğunuzu kanıtlamaya mı çalışıyorsunuz? Haklı olmak mutlu olmaktan daha mı önemli?

· Aynı çıkmazda başka birini gözlemleseydiniz bu ilişkide kalmasını mı yoksa vazgeçmesini mi tavsiye edersiniz? Kendi davranışlarımızı haklı çıkarmaya çalışmadığımız için, bir başkasına gerçekçi tavsiye verme konusunda genellikle çok daha iyiyizdir. 

· Birinden vazgeçmek, kötü karar vermek yerine iyi karar vermenin işareti olabilir mi? Hepimiz yolunda gitmeyen kararlar vermişizdir ama iyi karar vermenin kilit unsurlarından biri, ne zaman vazgeçeceğimizi bilmektir.

· Vazgeçtiğinizde kısa vadeli rahatsızlığın önemini abartıyor musunuz? Rahatsızlığın ve acının yerini rahatlamaya ve huzura bırakması mümkün mü?

· Geçmişte birinden vazgeçtiniz mi? Bu karar için mutlu musunuz? Vazgeçmenin olumlu bir sonucu oldu mu?

Artık size hizmet etmeyen geçmiş bir karara olan bağlılığınızı incelemek için birkaç dakika ayırmanız, şimdi daha iyi bir karar vermenize yardımcı olabilir. İyi kararların gelecekteki faydalara odaklanması gerektiğini unutmayın. 

Sonuç olarak, üç şeyi itiraf etmek istiyorum;

1. Bir şeyi değiştirmek için çok geç olacak bir yaş yoktur.

2. Acı sandığınız kadar atlatılması zor bir şey değil.

Ve 3. Kendinizi kötü bir ilişki veya zehirli bir iş ortamında bulursanız başarılı olan tek strateji istifa etmektir. Ve hayat burada bitmiyor. Bu daha başlangıç. Ve virajın etrafında da bir çok iyi şey var...

Merve Tokgöz

Uzman Klinik Psikolog - Medical Park Bahçelievler Hastanesi