BİR ZİHNİ BELEN VARDI...

HÜSEYİN ZİHNİ BELEN (1894-1987)

BİR ZİHNİ BELEN VARDI...
Manavgat'ta 1970 ler de dayımın manav dükkanında çıraklık yaparken, takım elbisesi içinde, asil bir şekilde yürüyen, arkasında yardımcısı ile çarşıya giren bütün esnaf saygı ile ona selam verdiği, alacağı ürünlerle tek tek ilgilenen insan dikkatimi çekmişti.
İşte o asilzade Zihni Beydi.
1936-37 yılları Türkiye'nin yokluk yılları. Herkesin paraya ihtiyacı olduğu, yaraların sarılması gereken yıllardı.
Manavgat'ta Merkez ilkokulu var sadece.
Manavgat sorgu hakimi, Jandarma Komutanı, Nüfus müdürü, milli eğitim müdürü ve halktan Zihni Belen okula okuyan çocukların kullanacağı temiz su tankı yaptırıyorlar, önce 21 öğrenciyi, Cumhuriyet Bayramında 30 çocuğu giydiriyorlar. Okula bir kütüphane, öğretmen masası, öğrencilere kitap ve yeni sandalyeler alıyorlar. O günün TAN Gazetesinde yayınlanıyor bu haber.
Zihni Bey kimdir demeden önce 1936 yıllarında Manavgat'ın yoksulluğuna bakar mısınız. Okul var sandalye yok, Öğretmen var masası yok. Bu günlere Zihni Bey gibi asil ve yardımsever insanların sayesinde geldiğimizi unutmayalım.
HÜSEYİN ZİHNİ BELEN (1894-1987)
Hüseyin Efendi ve Hafize Hanım’ın oğulları olarak Antalya’nın Alanya ilçesinde 1894’te dünyaya gelmiştir. Babası Hüseyin Efendi’nin lakabı kahkül anlamına gelen Kekilli’dir. Annesi Hafize Hanım’ın ise sadece Alanyalı olduğu bilinmektedir. Ayrıca aslen Alanyalı olan dedesi Kaptan Mehmet Reisoğulları’nın Mısır, Rodos ve Girit’e çok sık sefere gittiği bilinmektedir.
Zihni Bey 6 yaşlarında iken ailesiyle birlikte Manavgat’a göç etmişlerdir. İlkokula Manavgat’ta başlamıştır. 16 yaşlarında iken babası Hüseyin Efendi’nin vefatı sonrasında ticarete adım atmıştır. 23 yaşında iken Kaymakam (Yarbay) Kabartaylar’dan Çerkez Kazım bint-i Sultan ve Tiranlı, Toptanizadeler’den Arnavut Kralı Ahmet Zogu ile kardeş çocuğu olan Nadire Hanım’ın kızları Nadide Toptani (1901-1979) ile hayatını birleştirmiştir. Eşi Nadide Hanım hasta babası ve annesiyle birlikte, çok küçük yaşlarda asker Ali Barut’la evli ablası Fahriye’nin yanına Aydın’a gelmişler ve ayrı bir ev tutmuşlardır. Asker emeklisi olan babası Aydın’da vefat etmiş ve bundan 3 ay sonra Arnavutluk’ta bağımsızlık ilan edilmiştir (1912). Annesi ve erkek kardeşi Fevzi ile beraber Tiran’a geri dönmüşlerdir ve 2.5 yılın sonunda tahsil için Selanik’e göç etmişlerdir. 1 ay sonra Yunanlılar Selanik’i işgal etmiş, ve gemiyle İstanbul’a gelmişlerdir. Eniştesi Ali Barut bu arada Aydın’dan İstanbul’a tayin olmuştur. Daha sonrasında eniştesi Söke’ye görevlendirilmiş, aile de topluca ikinci kez Aydın’a yerleşmiştir. Sonrasında Nadide Hanım, Fevzi ve annesi tekrar İstanbul’a göç etmişlerdir. Enişte Ali Barut bu kez Antalya 52. Alay’a görevlendirilmiştir. Bu sırada Dersim isyanı (1916) çıkmış ve enişte Tunceli’ye gitmiştir. Yalnız kalan abla Fahriye, özlemle kardeşlerini ve annesini Antalya’ya çağırmıştır. “Gurbette yalnızlık çok zor, kim isterse kardeşimi evlendireceğim, yeter ki yanımda kalsın.” demiştir. Nadide Hanım, annesi ve kardeşi pasaportlarını hazırlayıp dönmelerine yakın Zihni bey Nadide Hanım’a talip olmuştur. Anne Nadide hanım çok kızmış, nikahı, düğünü beklemeden Tiran’a gitmiştir.
Zihni Bey ve Nadide Hanımın yaşayan ilk çocukları İsmet 1922’de dünyaya gelmiştir. Nadire hanım 1931 yılında kızının hasretine dayanamayıp Antalya’ya gelmiş ve Tiran’a geri dönüşünde torunu Türkan’ı da beraberinde götürmüştür. Zihni bey ve Nadide Hanım 1934 yılında Nadire Hanımın ölümüyle 10 yaşındaki kızları Türkan’ı ve miraslarını almak üzere, Kral Ahmet Zogu tarafından Arnavutluk’a çağırılmışlardır. Zihni bey ve eşi ile beraber 8 kişilik aile Arnavut Sarayı’na Tiran’a gitmişler ve 6 ay kalmışlardır. FakatNadide Hanım sarayda kralın yanında prenses olarak oturtulurken, kendisine gösterilen ayrımcı tutuma karşı üzüntü duyan Zihni Bey sarayda kalmayı kabul etmemiştir. Kral, Arnavutluk’taki miraslarına karşılık Nadide Hanım ve Fevzi’ye 10 bin altın lira vermiştir. O dönemde Gavur lakabıyla bilinen Rum asıllı Niko’dan, 100 dönüm arazi ve eski Rum evi (şuanki Türk Belen’in karşısındaki Migros’un yeri) satın almışlardır. Zihni Bey ve Nadide Hanım’ın İsmet, Perihan, Türkan, Sevim, Ayten, Uluer, Güler adlarında 7 tane çocukları olmuş ve hayatlarının sonuna kadar bu evde yaşamlarını sürdürmüşlerdir.
Zihni bey ayrıca 1943-1946 yılları arasında 3 yıl süreyle Manavgat’ta belediye başkanlığı görevini yürütmüştür.1987’de Manavgat’ta vefat etmiştir.