Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Ocak 10, 2021 0
Olaylarda Kongre’de görevli bir polis memuru dahil beş kişi hayatını kaybetti.
Editor Mart 4, 2021 0
İTÜ, “Mühendislik ve Teknoloji” ile “Doğa Bilimleri” Alanlarında Lider Üniversiteler...
Editor Ocak 4, 2021 0
‘Polis Katili’’ Ayrıksı Kitap tarafından yayımlandı.
Editor Ocak 1, 2022 0
Örgüt, son olarak mağazalardaki virtin mankenlerine de savaş açtı.
Editor Haziran 17, 2021 0
ÖRGÜ, TIĞ İŞLERİ YAPANLAR VE HALI SİLKELEYENLER RİSK GRUBUNDA
Editor Kasım 20, 2021 0
Dedim Olabilir Dijital versiyonu NFT olarak satışa çıkıyor
Editor Haziran 3, 2021 0
SOYGUN SONA ERİYOR
Bunu izah etmek için, müsaade buyurursanız, hayat ıstırabının bariz birkaç noktasını arz edeyim. Abdülhamit devrinde idi. 1905 tarihinde mektepten henüz Erkân-ı Harb Yüzbaşısı olarak çıkmıştım. Hayata ilk hatveyi atıyordum. Fakat bu hatve, hayata değil, zindana tesadüf etti. Hakikaten bir gün beni aldılar ve idare-i müstebidenin zindanlarına koydular. Orada aylarca kaldım. Validem, bundan ancak mahpustan çıktıktan sonra haberdar olabildi. Ve derhal beni görmeye şitab etti. İstanbul’a geldi. Fakat orada kendisi ile ancak üç beş gün görüşmek nasip oldu.Çünkü tekrar idare-i müstebidenin hafiyeleri, casusları, cellâtları, ikametgâhımızı sarmış ve beni alıp götürmüşlerdi. Validem ağlayarak arkamdan takip ediyordu. Beni menfama götürecek olan vapura bindirirlerken, benimle görüşmekten menedilen validem, gözyaşları ile Sirkeci Rıhtımında elemler ve kederler içinde terkedilmiş bulunuyordu. Menfada geçirdiğim tehlikeler, O’nun hayatını ıstıraplar ve gözyaşları içinde geçirtmiştir. Başka bir nokta daha:
Mütareke zamanında Anadolu’ya geçtiğim vakit, validemi mustarip bir halde İstanbul’da terke mecbur olmuştum. Hakkımda Halife ve Padişah tarafından verilmiş olan idam kararının infaz edildiğini zanneylemiş ve, bu zan, kendisini felce duçar etmişti. Padişah ve hükümetinin ve bütün düşmanların daimî tazyiki ve işkencesi altında kalmıştı. İkametgâhı bin türlü sebep ve vesilelerle basılır ve taharri edilir, kendisi iz’aç olunurdu. Validem, üç buçuk senelik bütün gece ve gündüzlerini gözyaşları içinde geçirdi.
Bu gözyaşları, O’na gözlerini kaybettirdi. Nihayet pek yakın zamanda O’nu İstanbul’dan kurtarabildim. O’na kavuşabildim ki o artık maddeten ölmüştü, yalnız manen yaşıyordu. Validemin ziyamdan şüphesiz çok müteessirim. Fakat bu teessürümü izale ve beni müteselli eden bir husus vardır ki o da anamız, vatanı mahv ve harabiye götüren idarenin artık bir daha avdet etmemek üzere mezarı âleme götürülmüş olduğunu görmektir. Validem, bu toprağın altında, fakat hâkimiyeti milliye ilelebet payidar olsun. Beni müteselli edem en büyük kuvvet budur. Evet, hâkimiyeti milliye ilelebet devam edecektir. Validemin ruhuna ve bütün ecdat ruhuna müteahhit olduğum vicdan yeminini tekrar edeyim: Validemin medfeni önünde ve Allah’ın huzurunda ahd ve peyman ediyorum, bu kadar kan dökerek ve milletin istihsal ve tesbit ettiği hâkimiyetin muhafaza ve müdafaası için icabederse validemin yanına gitmekte asla tereddüt etmiyeceğim. Hâkimiyeti milliye uğrunda canımı vermek, benim için vicdan ve namus borcu olsun…