Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Temmuz 5, 2021 0
Ülke ekonomisi ve sektöre katkısı sürecek
Editor Ağustos 8, 2021 0
YAZ AYLARINDA SAĞLIKLI BESLENMEYE DAİR ALTIN ÖNERİLER
Editor Temmuz 5, 2020 0
“HASTA ODASINDA SOLUNAN HAVA İLE AMELİYATHANEDE SOLUNAN HAVA AYNI”
Editor Mayıs 12, 2020 0
Sağlığımızı ve çevremizi korumak için doğallıktan vazgeçmemeliyiz.
Editor Şubat 21, 2021 0
Önemli kişilerin değerli olmak diye bir derdi, sınırı, kırmızı çizgisi, ölçüsü,...
Editor Ağustos 30, 2021 0
Sabri Ülker Vakfı’nın derlediği bilgiler obezitenin insülin direnci üzerinde risk...
Editor Kasım 20, 2020 0
Görünümünde pozitif etki yaratmak isteyenlerin ilk tercihlerinden biri de bu tip...
Editor Mart 17, 2021 0
En çok girişimci Anadolu Üniversitesi, ODTÜ ve Yıldız Teknik Üniversite’sinden çıktı
Editor Şubat 22, 2021 0
“Türkiye’nin gençlerinin, birilerinin siyasi rantı için feda edilmesini reddediyoruz”
Ailece çıktığımız tatillerde sosyal medya kullanmama alışkanlığım 2013 yılında, 2 haftayla başladı.
Zamanla bu “sessiz” aralar çok hoşuma gitmeye başlayınca süreyi 2,5 aya kadar uzattım.
Bu sosyal medyasız araları başlatan şey, “sadece kendime ve aileme ait zaman aralıklarına sahip olma arzusu” olmuştu.
Tatilde ailece sahilde güneşlenirken, yemek yerken, hatta aylaklık ederken elim telefona her gittiğinde aslında o andan ve onlardan uzaklaştığımı fark ettim.
Bunun hem kendime, hem de eşim ve oğluma haksızlık olduğuna kanaat getirdim ve bir karar aldım.
Sosyal medya kullanmadan geçen 2,5 ayın özellikle ilk 3-4 haftasında hissettiğim yoğun “dinginlik ve dinlemişlik” hissini kelimelerle ifade etmem pek mümkün değil.
Bu hissin içine “özgürlük” karıştı, “mutluluk” karıştı, “sakinlik” karıştı, “yavaşlık” karıştı.
“Yavaşlık”, günlük rutinimde diğerlerine nazaran çok daha nadir yaşadığım bir his.
Konuşmacılık, yayıncılık ve içerik kürasyonu; hız ve anındalık (yıllar önce İngilizce karşılığının ‘immediacy’ olduğunu öğrenmiştim) gerektiriyor.
Önemli haberleri, araştırmaları ve raporları kaçırmamak, hızla sizlere iletmek işimin parçası olunca; yavaşlamak benim için imkânsız oluyor.
Oysa planlı ve istemli yavaşlamalar, sürekli uyarılarak dağılan zihnimizi toparlamamızın en iyi yöntemlerinden biri.
Bu yavaşlamalar, günlük rutinde derinleşemediğimiz konulara eğilmek için de fırsat oluyor.
Gösterdiğiniz samimi ilgi sayesinde LinkedIn’de paylaştıklarım ayda ortalama 3,5 milyon kez görüntüleniyor.
Bunun omzuma yüklediği sorumluluk da yazabileceğimin en iyisini yazmak.
En azından “daha iyi” yazmak için çabalamak.
Bu uzun molayı büyük oranda, farklı yazarların farklı açılardan yaklaşarak yazdıkları “Nasıl daha iyi yazarız?” kitaplarını okumaya ayırdım.
Aldığım notları sizlere ayrıca ileteceğim.
Geçtiğimiz 2,5 aylık arayla ilgili son olarak…
İnsan bir alışınca, yokluğu zor oluyor.
Uzaktan da olsa, sanal da olsa, dijital de olsa; beğenilmek ve takdir edilmek çok ama çok güzel bir his.
Beğenilerinizin ve yorumlarınızın bende yarattığı motivasyonun ve mutluluğun ne büyük olduğunu bilin istedim.
Fotoğraf:
Londra Bilim Müzesi’nde (Science Museum) gördüğümüz bu makine 1885 yapımı ve inanması zor da olsa sigorta risklerini ve primleri hesaplamada kullanılıyormuş.
Sizlerle paylaşmak istediğim Londra notlarımı da birkaç güne derlemiş olurum.
Ben de sizleri özledim.
Hoş bulduk