YOKSULLUK VE SAĞLIK

Yoksulluk, bireyleri, aileleri ve toplumu her düzeyde etkiler.

YOKSULLUK VE SAĞLIK
YOKSULLUK VE SAĞLIK
Doç. Dr. Şafak Nakajima
Yoksulluk, bireyleri, aileleri ve toplumu her düzeyde etkiler.
Halkta hayata ve geleceğe dair derin bir umutsuzluk ve kaybolmuşluk hissi yaratır.
Ailelerde gerilim, şiddet eğilimi ve istismar artar.
Ebeveynlerin çaresizliği ve tutarsızlığı, çocuklarda kalıcı endişe ve korkuları tetikler.
Çocuklukta yaşanan yoksulluğun, bedensel ve bilişsel gelişime olumsuz etkisi vardır. Yoksul çocuklarında dikkat, davranış sorunlarına daha fazla rastlanır. Okul başarıları genellikle daha düşüktür.
Yaşamın erken dönemlerinde veya uzun bir süre yoksulluk yaşayan bireylerde, zihinsel ve bedensel önemli sağlık sorunlarına yakalanma riski çok artar.
Yoksulluk, depresyon ve anksiyete bozukluklarının, sayısız fiziksel rahatsızlığın, bağımlılıkların, ülkemizde akıl almaz boyutlara çıkan suç işleme oranlarının ve intiharların başat nedenidir.
Ekonomik eşitsizlik yani toplumdaki gelir uçurumu, ruh sağlığını yoksulluktan bağımsız olarak etkiler.
Kendileri yoksulluğun pençesinde çırpınırken, kimilerinin sınırsız kaynakları çılgınca sömürmesi karşısında yoksullar kendilerini değersiz, yetersiz, yenilmiş ve tükenmiş hissederler.
Gelir eşitsizliği, 'sosyal sermaye' adı verilen bireyler arası işbirliği, dayanışma, güven hissi gibi en önemli insani değerleri aşındırır.
Sosyal izolasyonu, yabancılaşmayı ve yalnızlığı arttırır.
Hepsinden önemlisi, toplumun huzurunu, aidiyet duygusunu ve adalet inancını yok eder.
Yoksulluk ve gelir dağılımındaki adaletsizlik hızla ve kalıcı biçimde düzeltilmediği takdirde, nesiller boyu sürecek ağır psikososyal yıkım, anne karnındaki bebekten bakıma muhtaç yaşlıya uzanan kalıcı bir sağlıksız yaşam döngüsü kaçınılmaz olacaktır.