Yazmanın insan doğasında aslında çok özel bir yeri var..

"yazmak", aslında bir nevi "hayata dokunmak"tır

Yazmanın insan doğasında aslında çok özel bir yeri var..
Az önce Nobel Ödülleri'nin Instagram sayfasında şu söz yayınlandı.. Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan sevgili Jon Fosse'un bir sözü. Beni derinden etkiledi diyebilirim.. Sözde diyor ki "Yazmanın hayatları kurtardığını hep bildim, belki de kendi hayatımı bile kurtardı."

Yazmanın insan doğasında aslında çok özel bir yeri var.. İnsanlık tarihini evrimsel olarak aldığınızda, modern insandan günümüze geçen sürede, yazının keşfi bu sürecin sadece %2,5'unu kaplıyor. Yani oldukça ama oldukça kısa bir süredir "biz yazıyoruz".. Ama bu iletişim türü o kadar ilerledi ki, o kadar farklı alanlara hitap etti ki, yazma eylemi ve peşi sıra gelen "okuma" eylemi yaşamımızın temeli haline geldi. Dil dediğimiz iletişim zaten tam olarak bu nedenle doğmadı mı?

Hayal etmenizi istiyorum.. Dil, yazı ve okumanın olmadığı bir dünyayı.. Bir anlam bütünlüğünde konuşamayan, konuşmasını çeşitlendiremeyen, duygularını, düşüncelerini en etkin şekilde ifade edemeyen bir insanı hayal etmenizi istiyorum.. Yazma eylemi tam da bu açılardan düşündüğünüzde, aslında sosyal iletişimimizin, kendimizi ifade etmenin temelinde duruyor.

Yazılar bazen bizi kızdıran, bazen inanılmaz derecede sevindiren, bazen üzen, bazen motive eden, bazen ilham olan, bazen kahrettiren türden olabiliyor..

Yazma eylemi yaşamım için vazgeçilmez nitelikte.. Bilgilerimi, düşüncelerimi ve benim için en özeli ise "hayallerimi" aktarabilmenin en güçlü yolu yazmak.. Yazdıkça ve yazılanları okudukça mutlu oluyorum diyebilirim. Bence hepimiz elimizden geldiğince yazmalıyız. Düşüncelerimizi, hayallerimizi, geleceğimizi aktarmalıyız.. Bu bir yaşam biçimi olmalı hepimiz için..

Bugüne kadar belki binlerce sayfa yazmışımdır. Sırf bu platformda bile binlerce sayfalık metinler çıkabilecek kadar bilgi, his, duygu aktarmışımdır diyebilirim. Bilginin paylaşıldıkça çoğaldığı, etkinin hissedilir olması için sürekli bilginin paylaşılması gerektiği gerçeği ile "yazmak", aslında bir nevi "hayata dokunmak"tır bana kalırsa..

Yazıyla, ilhamla dolu bir geleceğe.. Hep birlikte.

Can KAYACILAR

Endüstriyel Bilim İnsanı
Resim önizleme