KİŞİSEL MARKA

İçeriğin sahibi siz olabilirsiniz ama bir topluluğa asla sahip olamazsınız.

KİŞİSEL MARKA
İş dünyasının -bazen dile getirilmese de- en çok önemsediği konuların başında #KişiselMarka geliyor.
Çok dile getirilmemesinin sebeplerinden biri de, bazı kişisel markaların; o kişilerin çalıştığı kurumların markasının önüne geçmesinden duyulan endişe.

Ama ben bugün o konunun detaylarına girmeyeceğim...

Kişisel marka oluşturmanın, büyütmenin - güçlendirmenin ve korumanın yolu bugün büyük ölçüde sosyal medya kanallarından geçiyor. İş dünyası için en değerli kanal da şüphesiz LinkedIn.
20 sene önce aynı şeyi söyleyemezdik.

LinkedIn'de günde ortalama 3 saatimi geçiriyorum ve bunun yarısına yakınını takip ettiğim kişilerin paylaştıklarını okumak ve izlemeye harcıyorum.
Özellikle son 1-2 senede, ağırlıklı olarak genç arkadaşlarımın ve danışmanlık - koçluk - eğitmenlik mesleğinin ilk günlerini yaşayan profesyonellerin "düzenli içerik üretme ve paylaşma" motivasyonuna tanık oluyorum.
Bunu destekliyorum, bence önemli bir çaba.

Oysa ilginçtir ki pek kimse "topluluk meydana getirme, düzenli olarak topluluğu büyütme" gibi kavramlardan bahsetmiyor.

Kişisel marka inşa etmeyi, belli alanlarda söz sahibi olmayı, belli konularda akla gelen kişi olmayı önemseyenlere birkaç önerim olacak.
Bu önerileri 20 senelik denemeler - yanılmalar - öğrenmeler ve geliştirmelerimin özeti olarak kabul edebilirsiniz.

Topluluk, içerikten çok daha büyük bir öncelik ve büyük bir değer.

İçeriğin sahibi siz olabilirsiniz ama bir topluluğa asla sahip olamazsınız.
Sahip olduğunu sananlar büyük bir yanılgı içine düşüyorlar.
Bir topluluğa ancak liderlik edebilir, o topluluğa hitap edebilir, etkileyebilir ve harekete geçirebilirsiniz.
ASLA sahip olamazsınız.

Bundan dolayı da bir topluluğu inşa etmek için harcanması gereken çaba çok daha fazla.
Tutarlılık, itibar, güven, sempati gibi kavramlar sizin inşa etmekte olduğunuz topluluğun büyüklüğünü ve gücünü belirliyor.

En kaliteli, ilgi çekici, faydalı içeriği de paylaşıyor olsanız, ilgili toplulukla aranızda güçlü ilişkiler yoksa hiçbir anlamı olmuyor.

Bundan dolayı net olarak şunu önerebilirim size:
Hitap etmek istediğiniz topluluğu bir "insanlar grubu" olarak ele almayın.
Her insanı ayrı ayrı ele alın, önemseyin ve bunu hissettirin.
O insanlara önce siz vermeye başlayın, ardından onların size bir şey vermesini bekleyin.

Anlık kayıpları önemsemeyin, uzun vadeye odaklanın.
Özür dilemekten, hatanızı kabul edip düzeltmekten çekinmeyin.

Asla çakallık yapmayın, herkes gözünüzden anlar çakallık yaptığınızı.
Çakallık yapan bağlantılarınızla da bağınızı koparın.
Bize en büyük zararı onlar veriyor genelde.

Bugün 17.00-19.00 arası Fenerbahçe - Maltepe sahilinde bisiklete bineceğim.
Karşılaşırsak mutlaka selamlaşıp sohbet edelim 
Güzel bir pazar günü diliyorum.

Dr. Sertaç Doğanay

Teknoloji ve Sürdürülebilirlik İletişimcisi  LinkedIn Top Voice
Resim önizleme