İzmir’in Orhanlı Köyünde Jeotermale Karşı Davullu Zurnalı Eylem Yapan Köylüler Toplantıyı Durdurdu

Çevre Avukatlarından ve Sivil Toplum Kuruluşlarından Destek

İzmir’in Orhanlı Köyünde Jeotermale Karşı Davullu Zurnalı Eylem Yapan Köylüler Toplantıyı Durdurdu

İzmir’in Seferihisar ilçesine bağlı Orhanlı köyünde yapılması planlanan JES-RES-GES (Jeotermal, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi) entegre enerji santrali projesine karşı çıkan köy halkı, 11 Haziran Cuma günü davullu zurnalı eylem yaparak tepkilerini dile getirdi. Proje için başlatılan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci kapsamında yapılmak istenen Halkın Katılım Toplantısı’nı (HKT) yöreye özgü efe kıyafetleriyle, davul zurna eşliğinde protesto ederek iptal ettiren köy halkı, proje durduruluncaya kadar haklarını savunmaktan vazgeçmeyeceklerini gösterdi.

 

İzmir Seferihisar’da yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarıyla dolu bir vadide bulunan Orhanlı köyü, bir süredir jeotermal enerji santrali (JES) projelerinin tehdidi altında bulunuyor. Köyün neredeyse tamamına JES projeleri için dört farklı ruhsat izni verilmiş. Sondaj çalışmaları başlamış olan bir JES projesine köy halkı geçtiğimiz aylarda dava açmıştı. Köylüler, bu davaya ilişkin hukuki süreç devam ederken yaşam alanlarına yapılmak istenen bir başka JES projesiyle daha karşı karşıya kalmış durumda. ÇED süreci başlayan bu proje, JES-RES-GES (Jeotermal, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi) entegre enerji santrali olarak planlanmış. Projeye tepki gösteren köy sakinleri organik tarımıyla, zeytinyağı üretimiyle ve doğal güzellikleriyle bilinen köylerinde üreterek yaşamaya devam etmek istediklerini belirtiyor. 11 Haziran Cuma günü bu proje kapsamında yapılmak istenen Halkın Katılım Toplantısı (HKT) için köylerine gelen şirket yetkililerini davul zurnayla ve efe kıyafetleriyle protesto eden Orhanlı köyü sakinleri, bu projeler iptal edilinceye kadar haklarını savunacaklarını belirtti.

 

Köy Merkezine Yirmi Üç Adet Jeotermal Sondaj Kuyusu

İzmir Yarımadası’na özgü erkence türü zeytin ağaçlarıyla ön plana çıkan Orhanlı köyünde yapılmak istenen JES-RES-GES entegre enerji santrali için, köy merkezinde yirmi üç adet jeotermal sondaj kuyusu açılmak isteniyor. Köyün zeytinlikleri, tarım alanları ve yerleşim yerinin içerisinde yer alan proje, hem bölgede yaşayan binlerce insanın yaşamını hem de bir Kadim Üretim Havzası olan Orhanlı köyündeki binlerce yıllık doğa dostu üretim kültürünü tehdit ediyor.

 

Keklikten Sincaba Milyonlarca Canlının Yaşam Alanı

Orhanlı köyünün zeytinlikleri, bölgede yaşayan keklikten sincaba, oklu kirpiden su samuruna milyonlarca nadir canlının yaşam alanı olma özelliği taşıyor. Doğasına zarar vermeden kadim üretim yöntemleriyle üretmeye, yaşamaya devam eden Orhanlı köyü sakinleri, erkence zeytin ağaçlarını, çocuklarının geleceğini ve vadilerindeki canlı çeşitliliğini yok edecek olan JES-RES-GES entegre enerji santrali projesi karşısında tek yürek olmuş durumda.

 

Çevre Avukatlarından ve Sivil Toplum Kuruluşlarından Destek

Proje kapsamında başlatılan ÇED sürecinin bir parçası olarak 11 Haziran Cuma günü Orhanlı köyünde yapılmak istenen Halkın Katılım Toplantısı’nda (HKT), köy sakinlerinin yanı sıra çevre hukukçuları ağından avukatların ve çeşitli sivil toplum kuruluşları da yer aldı. Köylülerin yaşam mücadelesine destek veren hak savunucuları, JES-RES-GES entegre enerji santrali projesinin bir an önce iptal edilmesi için hukuksal sürecin takipçisi olacaklarının altını çizdi.

 

“Atalarımızdan Aldığımız Gibi Çocuklarımıza Emanet Edeceğiz”
 
Tepkilerini dile getiren köy sakinleri adına konuşan Orhanlı Köyü Kültür, Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Başkanı Hasan Tahsin Akçil: “Köyümüz, asırlık zeytin ağaçlarıyla, temiz havası ve suyuyla, doğal güzellikleriyle binlerce yıldır kendi kendine yetiyor. Ürettikleriyle İzmir başta olmak üzere birçok şehirde yaşayan insanın gıda ihtiyacını karşılıyor. Göç vermek şöyle dursun aksine Türkiye’nin farklı yerlerinden göç alıyor. Yediden yetmişe köyümüzdeki herkes kültürüne, doğasına sahip çıkmak için burada. Yaşam alanımızın ortasına yapılmak istenen bu korkunç proje köyümüzü, erkence zeytin ağaçlarımızı, tarımsal üretimimizi yok edecek. Pandemi dönemi, on binlerce insana sağlıklı ve temiz gıda sağlayan köyümüz gibi üretim alanlarının ne kadar değerli olduğunu bir kez daha gösterdi. Köyümüzde jeotermal enerji projelerinin durdurulması için hep birlikte mücadelemizi sonuna kadar sürdürecek ve erkence zeytin ağaçlarımızı atalarımızdan emanet aldığımız gibi çocuklarımıza emanet edeceğiz.” dedi.