Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Kasım 30, 2020 0
Covid servisinde görevli bir sağlık çalışanının hastalanması 10-30 arası kişinin...
Editor Temmuz 28, 2019 0
Batı Trakya programına ilişkin derlenen bir videoyu Twitter hesabından paylaşan...
Editor Ekim 28, 2021 0
Diyetisyenlere büyük iş düşüyor..
Editor Ocak 25, 2020 0
Deprem bölgesinden kurtarılan Kartopu
Editor Nisan 2, 2021 0
Prof. Dr. Serdar Turhal, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
Editor Mart 23, 2021 0
Türk diliyle yazdığı hikmetleriyle dilimizin gelişmesi ve zenginleşmesine büyük...
Editor Şubat 15, 2021 0
Epilepsi nöbetini tetikleyen etkenlerden uzak durulmalı
Editor Ağustos 1, 2021 0
Bir yıllık gecikmenin ardından, 2020 Tokyo Yaz Olimpiyatları 23 Temmuz 2021'de başladı
Editor Mayıs 27, 2020 0
“Motivasyon kaynağım sınırları aşma hayalimde saklı!”
Editor Şubat 10, 2020 0
Önce karakalem ile başladım ve sonrasında suluboya ve yağlı boya ile devam ettim.
Şimdi bu bilgiyi buraya park edeyim ve size Fransız düşünür Voltaire’in sevdiğim bir eserinden bahsedeyim…
Candide ya da İyimserlik.
Bu eseri 65 yaşında yazan Voltaire, hikayenin kahramanı genç ve tecrübesiz Candide’e bütün dünyayı dolaştırır. Almanya’ya, Hollanda’ya, Portekiz’e, Fransa’ya, İtalya’ya, Amerika’ya giden Candide bu seyahatleri sırasında sayısız felaketle, kötülükle karşılaşır. Ama en son durağı Türkiye olacaktır.
Candide, serinlemek için kapısının önündeki portakal ağaçlarının gölgesine oturmuş bir Türk'e rastlar. Türk, onu ve beraberindekileri içeri davet eder ve onlara kendi el emekleri olan şerbet, kaymak, hurma, limon, portakal, ananas, çam fıstığı ve halis Moka kahvesi ikram eder. Bu zenginliğe şaşıran Candide, ona dönüp: “Çok geniş, bereketli bir toprağınız olmalı” der.
“Yalnızca yirmi dönümüm var diye” yanıtlar adam. “Burayı çocuklarımla birlikte ekip, biçiyoruz. İnsan çalışarak üç şerden uzak durur; can sıkıntısı, kötülük ve muhtaç olma.
*
Voltaire, ironik bir dille aynı zamanda son derece bir sadelikle kaleme aldığı bu eserinde, hem insanın kendi öz varlığının hem de bir toplumun iyi ve kötü yanlarını gösterir.
… ve bu eserde bizi şu cümleyle uğurlar: “Il faut cultiver notre jardin.”
“Herkes kendi bahçesini işlemelidir.”
Bu cümle aynı zamanda, Fransız eğitim sisteminde sınavlarda, öğrencilere yorumlamaları için en çok yöneltilen cümledir. Elbette, Voltaire'in bu sözünü hepimizin yorumlama şekli farklı olacaktır... Ancak, genel anlamda burada, zihni ve bedeni aktif tutmanın ve her daim kendini geliştirmenin önemine işaret ettiğini söyleyebiliriz.
Zihnimiz bir bahçe, düşüncelerimiz ise o bahçeyi yeşertecek tohumlardır.
*
Baktığınızda, dönüp dolaşıp yine “yaşama sanatı” konusuna geliyoruz. Baştaki Hollanda örneğini düşündüğümüzde, esas meselenin az çalışmak veya çok çalışmak değil; vaktimizi bir yaşama sanatına dönüştürüp dönüştürememek olduğunu fark ederiz.
Latince “ars vivendi” yaşama sanatı anlamına gelir. Bilinç ve farkındalıkla sürdürülen bir yaşam demektir. Kişisel ve toplumsal gelişim için tam olarak ihtiyacımız olan da bu değil midir?
“Çalışmak, daha iyi bir meşgalesi olmayanların sığınağıdır.” demiş ya Oscar Wilde…
Haklı belki de.