Haftada en az çalışma saatine sahip ülke neresi biliyor musunuz?

Candide ya da İyimserlik.

Haftada en az çalışma saatine sahip ülke neresi biliyor musunuz?
Haftada en az çalışma saatine sahip ülke neresi biliyor musunuz? Ortalama 29,5 saat ile Hollanda. İlginç olan ise şu: Hollanda’da çalışanların %75'i zaman baskısı yüzünden bunaldığını hissediyor, dörtte biri çalışma alışkanlığını bırakamadığı için fazla mesai yapmaya devam ediyor, her sekiz kişiden biri ise tükenmişlik belirtileri sergiliyormuş.

Şimdi bu bilgiyi buraya park edeyim ve size Fransız düşünür Voltaire’in sevdiğim bir eserinden bahsedeyim…

Candide ya da İyimserlik.

Bu eseri 65 yaşında yazan Voltaire, hikayenin kahramanı genç ve tecrübesiz Candide’e bütün dünyayı dolaştırır. Almanya’ya, Hollanda’ya, Portekiz’e, Fransa’ya, İtalya’ya, Amerika’ya giden Candide bu seyahatleri sırasında sayısız felaketle, kötülükle karşılaşır. Ama en son durağı Türkiye olacaktır.

Candide, serinlemek için kapısının önündeki portakal ağaçlarının gölgesine oturmuş bir Türk'e rastlar. Türk, onu ve beraberindekileri içeri davet eder ve onlara kendi el emekleri olan şerbet, kaymak, hurma, limon, portakal, ananas, çam fıstığı ve halis Moka kahvesi ikram eder. Bu zenginliğe şaşıran Candide, ona dönüp: “Çok geniş, bereketli bir toprağınız olmalı” der.

“Yalnızca yirmi dönümüm var diye” yanıtlar adam. “Burayı çocuklarımla birlikte ekip, biçiyoruz. İnsan çalışarak üç şerden uzak durur; can sıkıntısı, kötülük ve muhtaç olma.

*

Voltaire, ironik bir dille aynı zamanda son derece bir sadelikle kaleme aldığı bu eserinde, hem insanın kendi öz varlığının hem de bir toplumun iyi ve kötü yanlarını gösterir.

… ve bu eserde bizi şu cümleyle uğurlar: “Il faut cultiver notre jardin.”

“Herkes kendi bahçesini işlemelidir.”

Bu cümle aynı zamanda, Fransız eğitim sisteminde sınavlarda, öğrencilere yorumlamaları için en çok yöneltilen cümledir. Elbette, Voltaire'in bu sözünü hepimizin yorumlama şekli farklı olacaktır... Ancak, genel anlamda burada, zihni ve bedeni aktif tutmanın ve her daim kendini geliştirmenin önemine işaret ettiğini söyleyebiliriz.

Zihnimiz bir bahçe, düşüncelerimiz ise o bahçeyi yeşertecek tohumlardır.

*

Baktığınızda, dönüp dolaşıp yine “yaşama sanatı” konusuna geliyoruz. Baştaki Hollanda örneğini düşündüğümüzde, esas meselenin az çalışmak veya çok çalışmak değil; vaktimizi bir yaşama sanatına dönüştürüp dönüştürememek olduğunu fark ederiz.

Latince “ars vivendi” yaşama sanatı anlamına gelir. Bilinç ve farkındalıkla sürdürülen bir yaşam demektir. Kişisel ve toplumsal gelişim için tam olarak ihtiyacımız olan da bu değil midir?

“Çalışmak, daha iyi bir meşgalesi olmayanların sığınağıdır.” demiş ya Oscar Wilde…

Haklı belki de.

Damla Ömür Tantekin

Founder of D Strategy | Advisor |
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok