Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Mayıs 16, 2020 0
“Finans Sohbetleri” podcast serisi yayında.
Editor Eylül 13, 2020 0
Öğrencilerin yaşadığı sorunlar
Editor Eylül 2, 2021 0
Türkiye'ye nasıl geliyorlar?
Editor Temmuz 16, 2021 0
Eski mal sahibi ile yapılan kira sözleşmesinin sonunda da direkt dava açarak tahliye...
Editor Eylül 5, 2021 0
YENİ YEŞİL ALANLARA İHTİYACIMIZ VAR
Editor Ekim 23, 2020 0
Bodrum’un saklı güzelliği Cennet Koyu’nun hemen yanında yer alan Amanruya
Editor Haziran 12, 2021 0
Yurt dışına açılmak kolaylaştı
Editor Haziran 3, 2020 0
Çok daha eski zamanlarda Müslüman toplumların misvak kullandığı bilinmektedir.
Editor Haziran 3, 2021 0
Küresel Riskler Raporu'nda ilk beş maddeden dördü çevre sorunlarıyla ilgili
Daha sonra bu enerji bitkilerde/alglerde fotosentez dediğimiz bir olgu ile enerjinin bizim bildiğimiz formuna yani "şekere" çevrilir. Şekerden sonra yağlar, yağlarla beraber aminoasitler, proteinler vs. derken bildiğimiz yaşamın biyolojik enerji kaynakları ve yapı taşları meydana gelir. Bitkisel proteinler ve temelde ikincil metabolit dediğimiz oldukça güçlü antioksidan bileşenler de bu enerji çevriminin en sonuna giden karmaşık sentez yapılarıdır.
Konuyu çok fazla uzatmayayım :) Bugünlerde "yağlı tohum" dediğimiz ayçekirdeği, fıstık, badem, keten, kabak çekirdeği, kenevir tohumu gibi şeylere tam anlamıya taktım diyebilirim :) Çünkü biz bu tohumlardan "yağ" elde ederken, geriye kalana neredeyse %50'lik kısmını israf ediyoruz. Geriye halbuki yukarıda bahsettiğim enerji çevriminin bizim için en sağlıklı olan kısmı kalıyor.. Yani proteinler ve içeriğindeki biyoaktif maddeler. Tabi bu klasik "sıkım" metodu ile yağ alınırsa..
Konu süperkritik ile örneğin aşağıdaki görselde de olduğu gibi kenevir tohumu işlemeye gelirse, karşımıza bambaşka bir senaryo çıkıyor. Mis kokulu bir kenevir tohumu yağı (tüm aktifleriyle birlikte) ve de geriye kenevir tohumu bitkisel proteinleri (birazda lif) kalıyor. İlk fotoğraf kenevir tohumunun öğütülmüş hali. İkincisi ise süperkritik sonrası posa çıktısının görüntüsü. Bembeyaz protein yapılarını görebilirsiniz. Süperkritikte hep derim 0 değil, -0 atık :) Çünkü hep benzetme yaparlar ya "atomu parçalamak" diye. İşte süperkritikte de bu şekilde kenevir tohumunu yağa, antioksidanlara, proteinlere ve life çevirebiliyorsunuz :)
Söylemeden edemeyeceğim.. Güneşte demiştim ya füzyon reaksiyonları oluşuyor.. Hidrojen çekirdekleri birleşip helyuma dönüşüyor diye.. Peki sonra ne oluyor derseniz helyum çekirdekleri birleşip sırasıyla karbon, oksijen, neon, magnezyum, silikon, sülfür ve sonunda demir meydana geliyor :) Yani bizleri oluşturan tüm elementler güneşte sentezleniyor.. Tabirimi bağışlayın ama hepimiz temelde birer "yıldız tozuyuz" aslında.. Hepimiz eşit değerde yıldız tozu olarak biyolojinin verdiği güç ile hayatta bir şeyler başarmaya çalışıyoruz :)