Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Kasım 30, 2020 0
Covid servisinde görevli bir sağlık çalışanının hastalanması 10-30 arası kişinin...
Editor Temmuz 28, 2019 0
Batı Trakya programına ilişkin derlenen bir videoyu Twitter hesabından paylaşan...
Editor Ekim 28, 2021 0
Diyetisyenlere büyük iş düşüyor..
Editor Ocak 25, 2020 0
Deprem bölgesinden kurtarılan Kartopu
Editor Nisan 2, 2021 0
Prof. Dr. Serdar Turhal, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
Editor Mart 23, 2021 0
Türk diliyle yazdığı hikmetleriyle dilimizin gelişmesi ve zenginleşmesine büyük...
Editor Şubat 15, 2021 0
Epilepsi nöbetini tetikleyen etkenlerden uzak durulmalı
Editor Ağustos 1, 2021 0
Bir yıllık gecikmenin ardından, 2020 Tokyo Yaz Olimpiyatları 23 Temmuz 2021'de başladı
Editor Mayıs 27, 2020 0
“Motivasyon kaynağım sınırları aşma hayalimde saklı!”
Editor Şubat 10, 2020 0
Önce karakalem ile başladım ve sonrasında suluboya ve yağlı boya ile devam ettim.
Gece dalışını ise daha bir başka seviyorum.
Neden mi?
Sualtında yaşayan bazı canlıların bizim yakamoz dediğimiz türden biyolüminesans ışıldamaları içinde dolaşmak, kapkaranlık yerçekimsiz ortamda yalnızca dalış arkadaşlarımın tuttukları fenerlerin ışığına maruz kalan hızla yanımdan geçip giden envai çeşit balığın pullarının büyüleyici bir raksla o ışığı yakalamasına şahit olmak, kendimi atmosferin dışında yıldızlara dokunacak kadar yakın duran bir astronot gibi hissettiriyor.
Güneş battıktan sonra artık gün ışığının kısıtlamalarına bağlı olmayan yaşam çeşitliliği geceyle birlikte saklandıkları yerden çıkıyor. Utangaç ahtapotlar, gündüz kavuğunda uyuklayan mürenler, zarif orfozlar hatta barakudalar, gölgelerin arasında, ince fener ışıklarının altında adeta dans ederek gündüz saatlerinde gizledikleri hallerinden çıkıp birer avcıya dönüşüyor. Onlar için avlarla dolu mercan resiflerinde gündüzün sükuneti nihayet yerini deniz yaşamının karmaşık etkileşimlerine bırakıyor.
Gece dalışında ışık ve gölge oyunları bana göre gerçeküstü ve sinematik bir atmosfer yaratıyor sanki elimdeki fenerle sualtı dünyasının bambaşka ayrıntılarını keşfediyor gibi hissediyorum. Balıklar ve mercanlar gecenin fonunda büyüleyici silüetler oluşturarak bu düşünceme adeta destek oluyorlar.
Gece dalışı korkulara, önyargılara meydan okuyor ve dalgıçları karanlıkta derinlerin gizemlerini kucaklamaya davet ediyor. İlk başta korkutucu görünse de aslında sunduklarıyla başlangıçtaki çekincelerden çok daha ağır basıyor. Keşif ve macera duygusu, sualtınının harikalar diyarında bir yolculuğa dönüşüyor.
#JamesCameron bilimkurgu türünde sinema tarihinde kültleşmiş, her anlamda çığır açan ve dünyada en çok gişe yapmış ilk iki filmin #Titanic ve #Avatar'ın yönetmeni olarak ne kadar ünlü ise bir dalgıç olarak da o kadar ünlüdür.
Cameron'un günün birinde dünyanın en derin noktası olan Mariana Çukuru'na dalmayı planladığını #theabyss'i izlerken anlayabilirsiniz mesela. Titanic için Atlantik'in yaklaşık 4 bin m altında bulunan enkaz görüntülerini toplarken iki Rus denizaltısını kullandığını bilebilirsiniz. Kendi tasarımı #DeepseaChallenge adlı sualtı kapsülünü, birçoğu onunla filmlerinde çalışmış olan Avustralyalı mühendislerden oluşan bir ekip tarafından inşa edildiği duymuş olabilirsiniz.
Dalış üzerine söylediği bir cümlenin altına ben de imzamı atmak isterim :
"Dalış bana başka bir gezegene gidip geri döndüğümü hissettiriyor..."
Ben yaşamın bizimle ilgili kısıtlamaları olduğuna pek inanmıyorum. Endişelerimizle o kısıtlamaları biz yaratıyoruz. Kendimizi yeni bir şey öğrenmeye, farklı bir şey deneyimlemeye, sınırımızın olmadığına ikna edebilirsek, bu her şeyi yapabileceğimiz anlamına gelmez ama sadece denersek bile yapabileceğimiz çok şey olduğunu farkedebileceğimiz anlamına gelir