“A'dan Z'ye Türk Yargı Reformu” çalışması kapsamındaki yargı reform önerileri

Türkiye’nin de sorunları kendine özgüdür ancak kendisi çözüm üretebilecek kapasitededir.

“A'dan Z'ye Türk Yargı Reformu” çalışması kapsamındaki yargı reform önerileri
Daha İyi Yargı Derneği'nin hazırlayarak uluslararası ve ulusal alanda tartışmaya açtığı “A'dan Z'ye Türk Yargı Reformu” çalışması kapsamındaki yargı reform önerilerini Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Siyasi İşler Bölüm Başkanı Elçi Müsteşarı Stefano Fantaroni'ye anlattık. AB ile Türkiye arasında hali hazırdaki oldukça kısa vadeli, menfaate dayalı ve işlem bazlı ilişkisi; uzun vadeli vizyondan ve ortak bir amaçtan yoksun olmanın sıkıntılarını çekmektedir. AB ile Türkiye'nin iş birliği ise Akdeniz Havzası'nı bir global güç merkezi haline getirme, Akdeniz’i bir barış ve huzur havzası haline getirme imkânı vermektedir.

Ortak hedefleri gerçekleştirmekte en önemli pürüz hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı alanındadır ve ülkeler arasında yararlı ve sağlıklı iş birliği geliştirmeyi olumsuz etkilemektedir. Her ne kadar farklı şekil ve seviyelerde olsa da Türkiye’nin ve AB bünyesinde her ülkenin kendi iç hukukun üstünlüğü sorunları mevcuttur. Fransa’da yargı ve yürütme güçlerinin elleri, diğerinin cebindedir, İtalya’da Mario Draghi yargının İtalya’nın gelişimini yavaşlattığı düşüncesi ile reform başlatmak istemiştir. Almanya’nın yargı bütçesi İngiltere’nin iki katından fazla, hâkim sayısı İngiltere’nin 8 katıdır. Balkan ülkeleri AB’nin kendilerine önerdiği yargı yapılanmasından ve getirdiği sorunlardan şikayetçidir. AB, Polonya ve Macaristan ile zorluklar yaşadığı yargı bağımsızlığı sorunlarına, ülkelerdeki yargı zümresinin kaliteli hizmet üretmediği gibi hesapverir de olmamasının etkisini dikkate alarak başka bir açıdan da bakmalıdır.

Türkiye’nin de sorunları kendine özgüdür ancak kendisi çözüm üretebilecek kapasitededir. Çözüm için zorlayıcı ve cezalandırıcı yöntemler yerine teşvik edici yöntemler geliştirilmelidir. AB, sadece ekonomik konulara ve başlıklara (Chapterlara) odaklanmamalıdır; bu konularda hiçbir ilerleme olmasa bile 23. ve 24. no’lu başlıkları her hâlükârda açmalı ve sonuçlandırmalı; yargı, hukukun üstünlüğü ve temel haklar konuları karşılıklı ilişkilerde pürüz konusu olmaktan en önce çıkarılmalıdır.
Resim önizleme