Önceki İçerik
Sonraki İçerik
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Temmuz 5, 2021 0
Ülke ekonomisi ve sektöre katkısı sürecek
Editor Ağustos 8, 2021 0
YAZ AYLARINDA SAĞLIKLI BESLENMEYE DAİR ALTIN ÖNERİLER
Editor Temmuz 5, 2020 0
“HASTA ODASINDA SOLUNAN HAVA İLE AMELİYATHANEDE SOLUNAN HAVA AYNI”
Editor Mayıs 12, 2020 0
Sağlığımızı ve çevremizi korumak için doğallıktan vazgeçmemeliyiz.
Editor Şubat 21, 2021 0
Önemli kişilerin değerli olmak diye bir derdi, sınırı, kırmızı çizgisi, ölçüsü,...
Editor Ağustos 30, 2021 0
Sabri Ülker Vakfı’nın derlediği bilgiler obezitenin insülin direnci üzerinde risk...
Editor Kasım 20, 2020 0
Görünümünde pozitif etki yaratmak isteyenlerin ilk tercihlerinden biri de bu tip...
Editor Mart 17, 2021 0
En çok girişimci Anadolu Üniversitesi, ODTÜ ve Yıldız Teknik Üniversite’sinden çıktı
Editor Şubat 22, 2021 0
“Türkiye’nin gençlerinin, birilerinin siyasi rantı için feda edilmesini reddediyoruz”
Adalet kelime anlamıyla hak ve hukuka uygun anlamına geliyor. Hak; kısaca hukuken korunan menfaat, menfaat sahibine de bunun için talepte bulunma yetkisi veren ulvi bir ibare. Her iki kavrama da baktığımızda sanki mutlaka bir yerlerde yazılı olması hali, onlara uyum zaruretini sağlıyor gibi. Ancak adalet çok hassas bir sözcük. Adalet değerden sadece kavrama indirgenirse yürek sıkıntısına yol açıyor. Böyle bir hal de adaletin yaygınlaşabilme ihtimalini son derece zayıflatıyor. Adaletin değer olarak içselleştirilmesinin eğitimle bir miktar artabildiğini gözlemlesem de zaman zaman eğitimle daha çok manipülasyon uğrayabildiğini fark ediyorum. Eğitim bizlere daha iyi kendimizi ifade etme şansı sağlayabiliyor. Konu kendimize gelince haktan, adaletten bahsediyoruz. İşimize gelmediği zaman ne adını ne kendisini hatırlıyoruz. İşte adaleti bu boyuta indirgediğimizde, gerçekten de aşağı inen bu değere inanç kalmıyor.
Mesleki boyutun dışında, kişisel olarak da adaletin özümsenmesini çok önemsiyorum. Özümsediğimiz değere aykırı hareket ettiğimizde derinlerde bir şeyler insanın içini kemirip rahatsız ediyor. Belki de sadece insan kendini huzursuz etmemek için kimse olmadığında bile o değerin pusulasıyla ilerliyor. Son dönemde birçok haberde birinin hak ihlaline bir başkasının yaptıklarının ya da yapmadıklarının mazeret oluşunu okuyorum. Nerede kaldı bizim seçimlerimiz, sorumlu davranmamız? Bu kadar kolay mı onun yüzünden oldu deyip sıyrılmak?
Bir başkasının hakkını ihlal ederek bir çıkar sağlamada iç sesimiz susuyorsa, hatta aksine bunu kendince adaleti sağlama olarak algılıyorsa maalesef okuduğumuz haberler ortaya çıkıyor. Tüm bu olanlara bakınca yine sevgili Doğan Cüceloğlu’nu rahmetle anıp kendi alanımızda neler yapabilirize dönüyorum. Ne yapabiliriz, biz öyle davranmıyoruz diyenler; çocuklarımıza adaleti değer olarak verebiliriz, ailemizde değeri yaşatabiliriz. Malum çocuklar söylediklerimizi değil, yaptıklarımızı dikkate alıyorlar. İş ortamında dünya kıdemi az engin yürekler de dahil herkese adil davranışlar sergileyebiliriz, çarşıda, pazarda, trafikte herkes yapsa da sıra ihlali yapmayabiliriz, konum gözetmeksizin cana can olduğu için hakkını teslim edebiliriz. Şimdilik ilk aklıma gelenleri paylaştım. Peki sizce başka neler yapabiliriz?