Veni Vidi Vici Geldim Gördüm Yendim
"Julius Caesar sadece beş günde Pontus Kralı'na karşı büyük zaferini Tokat'da kazanmış
Ne Düşünüyorsun?
Türkiye’de de üniversite içinde ve dışında onların izinden giden yerli oryantalist...
Amerikan New York Times gazetesi, IŞİD bağlantıları nedeniyle 800'e yakın Türk kökenli...
150’yi aşkın üyeye ulaşan Etik ve İtibar Derneği (TEİD) üyeleri arasına katıldı.
İngiltere’den Türkiye’ye girişler geçici olarak durduruldu.
Karasineklerin verdiği rahatsızlığa bu yaz “koronavirüs bulaştırır mı?”
BBC First, Tivibu 143. ve Digiturk 114. kanallarından izlenebiliyor.
Onlarla sohbet kimi zaman işin dışında bir yerlerden akıp gitmeye başlar, ben de hoşlanırım bundan, konuşmalar sırasında bazen onlar benden birşeyler öğrenirler, ben de onlardan...
hashtag#VeniVidiVici diyor Carlo,
"Biliyor musun ?" diyorum,
Ceasar bu retoriği Türkiye'de söylemişti."
Şaşırıyor, devam ediyorum anlatmaya:
"Julius Caesar sadece beş günde Pontus Kralı'na karşı büyük zaferini Tokat'da kazanmış"Julius Caesar sadece beş günde Pontus Kralı'na karşı büyük zaferini Tokat'da kazanmış"Julius Caesar sadece beş günde Pontus Kralı'na karşı büyük zaferini Tokat'da kazanmış"Julius Caesar sadece beş günde Pontus Kralı'na karşı büyük zaferini Tokat'da kazanmış"Julius Caesar sadece beş günde Pontus Kralı'na karşı büyük zaferini Tokat'da kazanmış ve sonucu Roma'daki temsilcisine, ünlü üç kelimelik mektubuyla bildirmişti."
Veni Vidi Vici
Geldim Gördüm Yendim
Bu mektup ile hashtag#Ceasar yalnız kısa seferinin müthiş sonucunu değil, mevcut durumu değerlendirmedeki üstün başarısını, kararlılığını ve gücünü vurgular.
Savaş'ın kendisi, Roma'nın bu zafer sonucu iyice sağlamlaşan doğu vilayetlerindeki gücü hatta Ceasar'ın askeri dehası dahi unutulur 2500 yılda, lakin bugün Tokat sınırları içinde Zile'de kaleme aldığı akılda kalıcı, eksiksiz ve zamansız değerlendirmesi zihinlerde kolayca yer edinir, nesilden nesile aktarılır, yeri gelir bir sohbete konu olur ;)
☆
Berlin’de Spree Nehri üzerinde bir ada var. Prusya döneminden kalan kentteki en önemli bazı tarihi yapılar müze olarak kullanılıyor. Bir arada toplanmış olması bölgeyi gezginler açısından cazip hale getiriyor haliyle.
Adada; "Bergama, Bode, Neues, Alta Nationalgalarie ve Altes"ten oluşan beş büyük müze bulunuyor.
Gel gelelim Anadolu'nun bağrından kopup giden Bergama Müzesi bugün Müzeler Adası’nın hatta Almanya'nın en önemli hazinesi ve bu hazine sayesinde Müzeler Adası UNESCO Dünya mirasları arasında yer alıyor.
Bergama'nın Zeus Sunağı'nı gördüğünüzde ihtişamından etkilenmemeniz mümkün değil zaten ancak bir vatan evladı için oradaki ziyaretin tarifi zor ama anlayacağınıza emin olduğum bir hüznü, bir iç çekişi oluyor.
Başa dönecek olursam, binlerce yıldır pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Anadolumuzda Roma etkisi ve mirası ne kadar güçlü tahmin ederim biliyorsunuz.
Yalnız Bergama, Efes, Aspendos gibi nispeten bilinir olanların değil doğudan batıya adımımızı attığımız her yerde daha nicelerinin, derin ve katmanlı tarihin mirasçılarıyız.
Sizce de Türkiye'nin zengin tarihi dokusu, çok katmanlı mirasını küresel bir turizm cazibesine dönüştürmek için eşsiz fırsatlar sunmuyor mu?
Ülkemiz dünyanın dört bir yanından gezginleri, tarih meraklılarını kendine çekerek medeniyetlerin kavşağı olarak konumlanmayı fazlasıyla hakediyor.
Bana göre bu potansiyeli gerçekleştirmek için en başta akılcı turizm stratejileri yoluyla bilinçli bir çaba gerekiyor.
Siz neler ilave etmek istersiniz?
Samimi olarak merak ediyorum.