Varsayalım bir film izliyorsunuz ve hoşunuza gitmeyen bir sahne var.

“Savaşlar olmasın.” olmasın tabi.

Varsayalım bir film izliyorsunuz ve hoşunuza gitmeyen bir sahne var.

Varsayalım bir film izliyorsunuz ve hoşunuza gitmeyen bir sahne var.

O sahnenin tam da sizin istediğiniz gibi olması için ekranın içine girmeye ve sahneyi dizayn etmeye mi çalışırsınız yoksa filmi ana makarada mı değiştirirsiniz?

“Ne aptalca bir soru. Herhalde ana makarada değiştiririm, ekrana girecek halim yok.” diyorsunuz, değil mi?

Ne güzel.

O halde neden değişmesi gerekenin gördüğümüz dünya değil de bizim zihnimiz olduğunu da anlamışız demektir.

Fantastik inançlarımızı bir kenara koymadan yani ben zihnimde olanı bütünlemeden dünya da bütünlenmeyecek.

“Savaşlar olmasın.” olmasın tabi.

Peki bunu isterken kendi zihnimizdeki çatışma bilincine, kendi iç savaşlarımıza bakabiliyor muyuz?

Zor mu geliyor yoksa? Acı mı veriyor?

“Açlık bitsin.” Bitsin tabi.

Her birimiz kendi zihnimizde nelere nasıl açız, elimizi birbirimizin kursağındaki lokmaya nasıl uzatıyoruz farkında mıyız?

Bunlar dış dünyada izlediğimiz film.

Dış dünyada olan biten ile ilgilenip kendi evrim sorumluluğumuzdan nasıl da tatlı tatlı kaçıyoruz.

Neticede insan beyni acıdan kaçar, zevke koşar.

Bunları istesek bir dakikada bitirebilecek iken niye yapamıyoruz sorusunun cevabı her birimizin zihninde gizli.

Dünya böyle, çünkü sen böylesin.
Çünkü ben böyleyim.

Her birimiz bilincimiz ile çalışmadan, başka halleri deneyimleyip dönüşmeden dünya yanıp kavrulmaya devam edecek.

Çünkü ben zihnimde yanıyorum.
Çünkü sen zihninde yanıyorsun.
Çünkü o zihninde yanıyor.

İnsanın evrim yolculuğu…

Sana “Ancak çok çalışırsan bir yerlere gelebilirsin.” dediler.

İnandın. Çok çalıştın.

Ama olmayı istediğin yerde değilsen “bu dünyada adalet yok!” diye bağırıp ağlayacak mısın yoksa oturup sana öğretilen ezberleri, inandıklarını tek tek sorgulayıp kendi gerçekliğini yeni baştan mı yaratacaksın?

“Bütün bencil yöneticiler zaten hep beni bulur.”
“İş dünyası zalimdir.”
“Kim hakkını almış ki ben alayım.”
“Bu dönemde iş bulmak çok zor, otur oturduğun yerde.”
“Yurtdışı bana hayal.”

Ve daha bir dolu köklü inançların ile çektiğin ve dünya sahnesinde izlediğin kendi filmini beğenmiyorsan sorgulama ve ana makarayı değiştirme vaktin gelmiş demektir, bence.

Sevgili Bahar ile birlikte yürüttüğümüz “Kendinizi Güçlendirin Kariyerinizi Güçlendirin” Grup Koçluk programında 3. Grup başlıyor.

“Sıkıştım. Bunaldım. Yeni bir bakış açısına, yeni bir yolculuğa ihtiyacım var ama nasıl yapacağım, bilmiyorum.” diyenleri bekliyoruz.

Hangi konular üzerinde nasıl bir çalışma programı olduğu hakkında detaylı bilgi almak isteyenler bana veya Bahar’a özelden ulaşabilirler.

Zeynep Dikicioğlu

Professional Coach, PCC | MSc in Neuroscience