Şenol Kaluç

Yıllar önce ülkemizin kanayan yarası Kürt sorunu konuşulamaz iken ve sağ-milliyetçi çevreler ülkemizde yaşanan olumsuzlukları yok sayarken bazı hocalarımız sabah akşam Uygur Türkleri ile ilgili paylaşımlar yapar, Çin zulmüne karşı halkı uyarmayı kendilerine ödev bilirlerdi. Yine daha düne kadar o bakışın siyasal temsilcisi olan parti mensupları zaman zaman sokak ortasında Çinli diye başka çekik gözlü Asyalıları döverken ne hikmetse bugün Çin ile iyi ilişkilerin ve büyüyen ortaklığımızın hatırına suskunlar. Demek ki olan biten çok da rahatsız etmiyor.

O günlerde o paylaşımlarından birisine ironi olsun diye Çin resmî açıklamasını yollamıştım ve hocalarımdan bazılarını biraz da olsa kızdırmıştım. Çin Komünist Partisi Genel Sekreter Yardımcısı açıklamada mealen “Uygurlu İsyancılar”la ilgili yaptığı açıklamada mealen “1700 yıllık Çin Topraklarında hak iddia edenler ve buradaki aslen Çinli Olan Uygur’ların Türk olduğunu iddia edenler haindir, teröristtir. Uygur bölgesindeki halkın hepsi Müslüman değildir içlerinde başka inançlara sahip olanlar da vardır. Aşırılık yanlılarının ülkeyi bölme ve bölge tarihini, gerçeklerini çarpıtma çabalarına rağmen kimsenin gücü Çin’i bölmeye yetmeyecektir. Çin içindeki ve dışındaki düşman güçler, ayrılıkçılar, dini aşırılık yanlıları ve teröristler, tarihi gerçekleri çarpıtarak Çin’i bölmeye ve parçalamaya çalışmaktadır.” diyordu.

Çin’in açıklamaları ne kadar tanıdık geldi değil mi? Yıllarca bu ve benzeri açıklamaları duya duya bizler de içselleştirmiştik ama elin oğlu söyleyince insan bir tuhaf oluyor.

H H H

İnsanların fikir dünyalarındaki sakilliklere ayna tutulduğunda sinir olduklarını ve saldırganlaştıklarını aklı başında her insan bilir. Halbuki empati kurmanın önemi tam da buradan geliyor. Birileri ile empati kurabilmek için illa o insanların yaşadıklarını yaşamak mecburiyetiniz yoktur, sadece bir nebze vicdanınızın olması bunu yapabilmek için yeterlidir.

***

90’lı yıllarda Bulgaristan’ın Sofya Belediye başkanlarından birisinin yaptığı açıklama Türkiye’de de yankı bulmuş ve kendisini Türk basınının amiral gemisi olarak niteleyen bir gazetemiz açıklamaları manşete taşıyarak Sofya belediye başkanını ırkçılıkla suçlamıştı. Manşette “Bulgaristan Bulgarlarındır” yazarken hemen yanı başındaki gazete logosunun altında da “Türkiye Türklerindir” yazıyordu. Ve eminim o gün bu manşet atılırken gazetenin mutfağındaki etkili ve yetkili hiç kimse buradaki tezadı algılamamıştı.

Yine aynı gazetenin her gün birçok çocuğumuz teröre kurban giderken haber bile yapmazken terör İstanbul’da gencecik bir kızımızı kahbece vurunca “Sıra çocuklara mı Geldi!” diye manşet attığını takip edenler hatırlar…

***

Avrupa’da Müslümanlara baskılar yapıldığını söyleyen dostlarımız ne hikmetse ülkemizde dönem dönem gayr-ı Müslimlere karşı işlenen suç ve cinayetlere de hiç aldırmıyor. Rahip Santoro ve Malatya’daki Zirve Kitabevi cinayetleri yukarıda bahsettiğimiz gazetenin zıt muadilleri tarafından misyonerlik suçlaması altında hafifletilmeye çalışılmıştı bu topraklarda.

Hollanda’ya yaptığımız bir ziyarette Müslümanlar tarafından satın alınarak camiye çevrilmiş birkaç kiliseye götürmüşlerdi bizi. Gruptaki hemen herkesin aklına aynı soru gelmişti. Türkiye’de cemaati yok diye bir cami kiliseye çevrilse idi ne olurdu?

***

Hemen her yıl Almanya’nın Solingen kentinde yurttaşlarımızın feci şekilde yakılarak öldürüldüğü Solingen katliamının anma törenlerine devletimiz en üst düzey isimlerle katılım gösterirken kendi topraklarımızda benzer şekilde katledilen insanları ise görmezden gelmeyi, güvenlik gerekçesi ile olay yerinde anılmalarını dahi yasaklamayı bir marifet saydık ve hala da sayıyoruz.

Halbuki Almanlar herkes görsün diye katliamın yaşandığı yere bir utanç anıtı dikerken biz ise sanki birilerinden bir şeyler gizler gibi binayı kültür merkezine çevirip, içeride bir duvar parçasına katledilenlerin adlarını yazıvererek işin içinden çıktık. Merkel Solingen anmalarına katıldı acaba Türkiye’de bir Cumhurbaşkanı böyle bir anmaya katılabilir mi?

***

Başlığa dönecek olursak her şeyden önce Uygur Türklerinin yaşadıklarından bir insan olarak büyük acı duyuyorum. Bazı sosyal mecralardaki akla zarar teorilerle suskunluğumuzu haklı görenler adına ise açıkçası utanıyorum. Kendisini Kök Türklerin varisi olarak görüp “Uygurların başlarına gelenleri Kök Türk İmparatorluğunu yıktıkları için hakkettiklerini” söyleyecek kadar insanlıktan nasipsizler var aramızda.

Harbiden Uygurlar bizim neyimiz olur?

https://www.karar.com/yazarlar/senol-kaluc/uygur-turkleri-bizim-neyimiz-oluyor-1588990