Üniversitelerimizde yüz yüze öğrenime ara verildi. Dersler çevrimiçi yapılacak

Bir yol ayrımındayız.

Üniversitelerimizde yüz yüze öğrenime ara verildi. Dersler çevrimiçi yapılacak

Üniversitelerimizde yüz yüze öğrenime ara verildi. Dersler çevrimiçi yapılacak. Bir yol ayrımındayız. “Ülkemizin geleceğini şekillendirecek gençlerimize nasıl bir eğitim veriyoruz, vermeliyiz?” Bu soruları içtenlikle sorup ortak akılla yanıt bulamazsak bir kuşağı yitirebiliriz. Hâlbuki Milletçe geleceğimiz, onları, dürüst, komplekssiz, değerinin farkında, özgüvenli, sorumluluk bilincine sahip, en az bir alanda tam donanımlı ve kaliteli iş üretebilen bireyler olarak yetiştirebilmemize bağlı. Bu ülkede herkes üniversite okumuyor. Üniversite gençliğinin üzerine titremeliyiz ki Milletin yolunu açsınlar, uygarlığın köşe başlarını tutsunlar. İki bileşenli bir teklifim var: Hukuk alanı için öneriyorum ancak herkes kendi alanına uyarlayabilir. 1. İlk önerim doğrudan akademisyenlere yönelik: Öncelikle artık hepimizin öğrencilerimizle çevrimiçi bağlantısı var; bu bağlantıyı çok etkili bir şekilde kullanalım. Tabii ki bir ders programımız var ancak biz teorik ders anlatma makinesi değiliz. Şu anda internette bazılarını gerçekten beğendiğim ders anlatımları da var. Yine bazılarını gerçekten başarılı bulduğum ders kitapları da var. (Bu arada HEY platformunun blogunda daha kaliteli bir eğitimin nasıl kurgulanabileceğine dair pek çok iyi uygulama örneği var (https://lnkd.in/ehPVhyZk) Dersleri karar incelemeleriyle, etkileşimli çalışmalarla zenginleştirelim, öğrencilerin üzerinde birlikte çalışabilecekleri grup ödevleri verelim, hayattan örnekleri çözdürelim. Bir de sadece dava odaklı düşündürmeyelim. Hukukçu sorunları derinleştiren değil çözen, hatta sorun çıkmasını baştan önleyendir. Toplum barışının sigortasıdır. Onları bu anlayışla yetiştirelim. Böyle demişken onları insani açıdan, değerler açısından donatmak için de elimizden geleni yapalım. Çevrimiçi bağlantımızı onlara yüreklendirici, moral verici mesajlar göndermek, bilgi kaynakları paylaşmak için kullanabiliriz. Bir nevi yaşam koçluğu yapabiliriz. Tabii bunu başarabilmek için öncelikle kendimizin iyi olması gerekiyor. Mesleğine âşık her akademisyen, öğrencisi için örnek alınacak bir insandır. 2. İkinci önerim sadece akademisyenlere değil, tüm değerli hukukçu dostlarıma. Gençlerin hayatlarında kendilerine yol gösterecek, onlara akıl hocası olacak, umutsuzluğa kapıldıklarında ses verecek, yeni kapılar açacak kanatsız meleklere ihtiyacı var. Gelin böyle bir ağ kuralım. Adını da “BURADAYIM” koyalım. Onlar aslında çoğu zaman “Sesimi duyan var mı?” diye bize sesleniyorlar ancak kulaklarımız beyhude hayat gaileleriyle betonlandığından duyamıyoruz. Ne dersiniz? Betonları kıralım mı? Onları içine düşebilecekleri yönsüzlük, anlamsızlık, yalnızlık, çaresizlik duygularından kurtaralım mı? Bir umut olalım mı? Bunu birlikte yapalım mı? Hepimize çok iyi geleceğini düşünüyorum. Görüş ve önerilerinizi yorumlara yazabilirseniz ve bu mesajı ağlarınızla paylaşabilirseniz çok mutlu olurum. Gelecek Pazar günü geri dönüşlerinizi de dikkate alarak bir yol haritası önereceğim. Sağ olun, var olun. #BURADAYIM 

Prof. Dr. Ayşe Odman Boztosun

Robert Kolej/ İÜHF/ MJur-MSt University of Oxford Doktora-İstanbul Üniversitesi 
YKKD Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Author of Dear Mother Law