Minimalist yaşam nedir?

Bir çok ülkenin son alışveriş trendi: Alışveriş yapmamak!

Minimalist yaşam nedir?

Minimalist yaşam nedir?

Bir çok ülkenin son alışveriş trendi: Alışveriş yapmamak!
Hatta eldeki mallardan da kurtulup, hayatı sadeleştirmek! Belki de pandeminin tüm dünyaya öğrettiği ortak değer bu oldu Kriz sonrası, çalışanlar, gelirlerinin daha büyük bir bölümünü harcamayıp biriktirmeye başladı. Yapılan çoğu tüketici araştırmalarında ortak amaç "Tüketiciler ne satın alırlarsa mutlu olurlar?" sorusunun yanıtını bulmakla ilgili
Bireysel yaşam modelini benimsemiş zamanın tüketim kitlesi edinilmiş deneyimleriyle farklı hareket ediyor.
Araştırma sonuçları şunu söylüyor: Hizmet almak, mal almaktan daha faydalı insanın doğasına.
Yani bir ev almak yerine kiralamak,pahalı bir çanta yerine klüp üyeliği, araba yerine seyahat, takım elbise yerine konser bileti, zamane insanlarını daha mutlu ediyor!Bir tecrübe satın almak,kişiye daha yoğun ve uzun süreli bir tatmin sağlıyor. Edinmek deĝil asıl amaç, veya şu şekilde de bakılabilir edinmenin getirdiği sorumluluk ve baĝlardan kaçınmak belki de.Günümüzde
'Mal edinmenin mutluluk getirmediğini öğrenen insanlar, kocaman otomobillerini, dört oda bir salon evlerini, 48 parçalık yemek takımlarını, doğrayan parçalayan karıştıran onlarca mutfak aletlerini satıp, ayrı bir oda haline gelmiş gardıroplar dolusu giysilerini fakirlere bağışlayıp hayatlarını sadeleştiriyorlar Bazı aileler 40 metrekare bir evde, dört tabak, dört bardakla ve işe bisikletle gidip gelerek yaşamanın onları hiç olmadıkları kadar keyif verdiğini ve mutlu ettiğini iddia ediyor. Bu esnada biriktirdikleri parayı yoga derslerine ve tatillere harcıyorlar.
DAVE BRUNO (2018) YÜZ EŞYAYLA YAŞAMAYA DAVET!
TEDEX konusmasinda sadece 100 adet kişisel eşyayla yaşamanin nasıl olacagini anlatıyor. Yani kıyafet, kozmetik, ayakkabı, kitap, kalem, her şey toplam 100 parça edecek. Bu bakış açısı konuşmadan sonra büyük ilgi gördü ve birçok kişi, kişisel eşyalarını hayır derneklerine bağışlayıp hayatlarındaki kalabalıktan kurtuldu
Hikâye, psikologlara göre şu: İnsanlar, iyi ya da berbat, yaşamlarındaki tüm değişikliklere çabucak alışıyor ve doğalarında var olan sabit mutluluk seviyesine bir an önce ulaşmaya çalışıyorlar.
Ebeveynlerinden birini kaybeden bir insanın bir süre sonra eski mutluluk ve neşesine kavuşması da bu yüzden, buyuk bir ev alanın birkaç yıl sonra burada oturmayı kanıksayıp eskisi kadar 'mutsuz' olması da! Yani para mutluluk getirmiyor denemez ama parayla satın alınanlar mutluluk getirmiyor! Müzik dersleri, seyahatler, piknikler, tiyatro oyunları, konserler vb! Farklı tecrübeler hayatı zenginleştirip memnuniyeti yükseltiyor!
Ben bu yaşam modelinin VARLIK içinde yaşamak olduğunu düşünüyorum.
Ve birkaç yıl içinde hayatımı tamamen değiştirip, bir karavanda yaşamaya başlamak en büyük idealim! İstedigim her yere gidebilecek kadar özgür,sade,mutlu ve varlık içinde bir hayat olacaktır.
Sultan Süleyman'a bile kalmayan bu dünyaya sahip olmak yerine keyfini sürmeyi tercih edenlerden olmayı ve maddi değil manevi izler bırakmayı isteyenlerdenim.
Ya siz?

Hepşen ÜLKER

MasterCOACH İşletme Koçu/ Yönetici Koçu

hepsenerginakin.com (