Mekke’ye Giden Hacıların 400 Yıllık Ritüelistik Objeleri Keşfedildi

Ritüelistik amaçlarla veya nazardan korunmak için kullanılmış olabilir.

Mekke’ye Giden Hacıların 400 Yıllık Ritüelistik Objeleri Keşfedildi

Mekke’ye uzanan hac yolundaki bir kampta bulunan yüzlerce yıllık eserler, ritüelistik amaçlarla veya nazardan korunmak için kullanılmış olabilir.

Mısır’dan Arap Yarımadası’na kadar uzanan Müslüman hac yolu boyunca bulunan 400 yıllık eserler, “ritüeller” veya törenler için kullanılmış olabilir.

Kahire’den Mekke’ye giden Müslüman hac yoluyla ilişkili birçok kalıntı, İsrail’in güneyindeki Eilat bölgesinde korunuyor. Bu kalıntılara yol bölümleri, kamplar ve diğer ilgili yapılar dahil. Bu kalıntıların çoğu Memlük ve Osmanlı dönemlerine ait.

Arkeologlar İsrail’in güneyindeki bir bölge olan Eilat’ta farklı eserlerden oluşan bir koleksiyon keşfetti. Bulunan objeler arasında, ellerini kaldırmış çıplak bir kadın heykelciği, minyatür adak tütsüler, çıngırak parçaları, hayvan figürinleri ve bir dizi renkli kuvars çakıl taşları ve deniz kabukları da dahil olmak üzere kilden yapılmış eserler var.

“Buluntu grubu ritüeller veya törenlerle ilişkili ve ağırlıklı olarak çıngırak sallandığında ses çıkaran, küçük taşlar içeren, çoğunlukla masa tenisi toplarına benzeyen düzinelerce küresel kil çıngırak parçasından oluşuyor.”

Journal of Material Cultures in the Muslim World dergisinde yayımlanan araştırmaya göre buluntuların konumu (Kahire’yi şu anda Suudi Arabistan’da bulunan kutsal şehir Mekke’ye bağlayan eski bir Müslüman hac yolu üzerindeki bir kamp alanının yanında), objelerin bir zamanlar “büyülü ritüeller” için kullanıldığını ve yol boyunca seyahat edenlerin, yürüyüşleri sırasında “popüler büyücülere danışmış” olabileceklerini gösteriyor.

Müslümanlar için Hac olarak bilinen bu Mekke yolculuğu, imkanı olan bireylerin her yıl veya ömürlerinde en az bir kez yerine getirmesi gereken dini bir görev.

Söz konusu eserlerin nazardan korunmak veya hastalıkları iyileştirmek gibi ilahi korumaya yönelik ritüellerde kullanılmış olması mümkün.

Araştırmacılar, “Bu keşif, Osmanlı Dönemi’nde de, tıpkı günümüzde olduğu gibi, resmi din inancının yanı sıra, popüler büyücülere de başvurulduğunu ortaya koyuyor.” diyor.

Eserler kırılmış halde bulundu ve hatta törenlerde kasıtlı olarak kırılmış bile olabilirler.

Araştırmacılar, edebi kaynakların “toplumun farklı kesimlerinden insanlar arasında büyülü ritüellere talep olduğunu” gösterdiğini belirtiyor.

“Bu tür ritüeller, Müslüman dünyası da dahil olmak üzere, resmi dini ritüellerin yanı sıra günlük olarak gerçekleştirildi ve muhtemelen kutsal şehirler olan Mekke ve Medine’ye giden hacıların da bir istisna olmaması muhtemel.”