"Korku zihni örseleyerek öğrenmeyi aksatır." der Goleman.

Her çocuk doktor,mühendis ya da çok yetenekli bir sanatçı olmak zorunda değil.

"Korku zihni örseleyerek öğrenmeyi aksatır." der Goleman.

"Korku zihni örseleyerek öğrenmeyi aksatır." der Goleman.

Öğrenme süreçlerimizde, öğreticilerimiz, değerlendiricilerimiz ya da çevremiz, "elemek" yerine "seçmek" odaklı olduğunda, başka bir deyişle kusurları aramak yerine iyi tarafları görüp desteklediğinde, yani ceza değil ödül odaklı olduğunda, öğrenme deneyimimiz de değişir.

Hata yapmaktan ve dolayısıyla eleştirilmekten korkmak ve onaylanmama korkusu ile kendimizi bloke etmek yerine, iyi olduğumuz şeyler için kendimizle gurur duyabilir, başarmanın hazzıyla daha fazla öğrenmek için istekli bir çabayla çalışabiliriz.

Bu durum aynı zamanda doğuştan gelen güçlü taraflarımızı da onurlandırmamıza ve bu yolla tatmin bir yaşam sürmemize giden kapıları da açar.

Her çocuk doktor,mühendis ya da çok yetenekli bir sanatçı olmak zorunda değil. Diğer meslekler daha az gurur duyulacak meslekler değil. (Tabi meslek, bir gurur duyma aracı olarak görülen bir statüyse hala...)

Bir sürü mutsuz insan var. Müzik dünyasında tıp fakültesini son sınıfta bırakıp sanata yönelen birçok isim var örneğin. Onlar şanslılar çünkü yolun başında ne istediklerini çözerek hayatlarında hoşnut olacakları yolu çizebilmişler. Sahip oldukları yeteneği, öğrendikleri ile geliştirip parlamayı başarmışlar.

Bence muhteşem bir öz farkındalık ve cesaret örneği.

Ve... Hiçbirimiz kendi yıldızımızı bulup parlatmak için henüz geç kalmış değiliz