Kara önlüklerimiz, beyaz yakalıydı o Kara önlüklerin altında Cumhuriyet kokardı Atatürk kokardı.

Şirinyerimizin güzel insanları çalışkandı, borcuna sadıktı.....

Kara önlüklerimiz, beyaz yakalıydı o Kara önlüklerin altında Cumhuriyet kokardı Atatürk kokardı.
Çat kapı, Domat, Çiğdem, Cincibir, Kızılçullu istasyon, Kara önlüklerimiz ve Sirinyerimizin güzel insanları.
Çocukluğumuzda kara önlük'ler giyerdik yakaları beyaz olandan fazla bir giysimiz artı bir ceketimiz ve pantolonumuz da yoktu. Bir çift ayakkabı belki bir iki pantolan varsa bir montumuz veya ceketimiz vardı. Şirinyerimizin güzel insanlarında komşuluk ilişkileri çok gelişmişti. Sürprizler yapmayı severdi o dönemde telefon yoktu telefona yazıldığınızda 20 yıl sonra telefon baglanırdı. Bu yüzden babam annemi ve bizleri akşam yemeğinden sonra evden alır çat kapı misafirliğe habersiz giderdik komşular sevinçle karşılar bizimle kucaklaşır elde avuçta ne varsa önümüze dökülürdü. Genellikle fakir veya orta seviyede olan ailelerdi. Kahkalar sevinçler ortalığı kaplar bir sevinç bir mutluluk yankılanır dı. Bazen bizede çat kapı misafir gelirdi hemen bakkala koşulur eksik olan ne varsa alınıp gelinirdi. Şirinyerimizin güzel insanları çalışkandı, borcuna sadıktı ve sohbetler yapılırken bunu da dile getirmekten çekinmezlerdi "bakkala olan borcumu iş dönüşümde hemen ödedim" gibi çekinmeden anlatırlardı. Bayramları çocukken pek fazla sevmezdim çünkü benim babam tekel'de çalışan bir işçiydi ve geliri kısıtlıydı bundan gurur duyarduk genellikle bayramlarda iki kız kardeşime bayramlık elbise alınır ben ve agabeyime fazla giyim alınmazdı ama bundan da çok gocunmazdım bilirdim ki babamızın parası yetmezdi. Genellikle elbiselerimizi Şakir konfeksiyon dan alırdık rahmetli dükkan sizin derdi. Bazen bizim de kapımız çat kapı vurulurdu bir komşu limonum bitmiş, kahvem bitmiş yarın veririm derdi. O dönemde az sayıda bakkal olduğundan ve erken kapandığından dolayı böyle ihtiyaçlarda olurdu. Bizler Domatese, Domat, Çekirdeğe, Çiğdem Simit'e de Gevrek derdik sigortaya da asvalya derdik kızınca asvalyamı attırma diye diye de argo sözlerimiz vardı. Seyrine doyamadıgımız ve gitmeden önce sevinçle hazırlandığımız yazlık ve kışlık sinemalarımız vardı. Bize en yakın olanı park sinemasiydi Bazen hayal sinemasını Bazen Uğur ve Altınordu sinemasına Bazen de Emek ve ipek sinemasına giderdik. Cincibir gazozumuzu veya sunalkomuzu alır keyifle içerdik. Çiğdem çitler birde yerlere atardık. Farkındalıgımız yoktu adeta rüya gibi geçen bir çocukluğumuz vardı. Türk filmleri gibi fakirdik ama mutluyduk. Kara önlüklerimiz, beyaz yakalıydı o Kara önlüklerin altında Cumhuriyet kokardı Atatürk kokardı. Vatan ve sevgi kokardı yardım sever herkesin yardımına koşan çocuklardık. Birde çocukluk aşk larımız vardı bu konuya girersem sayfalar yetmez ve sonra ayrılıklar her gün gelip geçen Kara trenler gibi..bizlere en önemlisi uzanan şevkat elleri vardı mazide kalan çocukluğumuz vardı aklımıza geldiginde içimiz yanan..
Şirinyer İzmir.
İlhan BOLCA