İç dinginliği..

"Ruhun temizliği, kelimelerden daha yüksek sesle konuşur" diye bir söz okumuştum..

İç dinginliği..
İç dinginliği..

Son zamanlarda odaklanmalarımı arttırabilmek ve üretkenliğimi güçlendirebilmek için gerçekleştirmeye çalıştığım olgu aslında.. Kendimi tanıma yolculuğunda güçlü adımlar atmak için aslında ihtiyacımız olan şey.. Gürültüden uzak, şehir yaşamının karmaşasından uzak, geleceğe odaklı planları huzurla yapabileceğiniz bir ortam bunu bir nebze sağlayabiliyor.. En azından bir "başlatıcı", "bir neden" oluyor.. Ama elbette çok daha fazlası için iç dünyanızda yolculuğa çıkmanız gerekiyor. Hayal kurmanız, kurduğunuz hayallere ulaşmak için adımlar atmanız, yazmanız, çizmeniz, okumanız, dinlemeniz, konuşmanız gerekiyor.. Yaşamı dolu dolu yaşamak istiyorsanız, öncelikle hayalleriniz olmalı bana kalırsa.. Sadece kendiniz ve sevdikleriniz için değil.. Hepimiz için hayalleriniz olmalı. Hayallerinizi hiç tanımadığınız birisine anlattığınızda, sizden etkilenmeli.. Hayallere dahil olmak istemeli.. Böyle hayaller kurmalısınız bana kalırsa. Kapsayıcı, herkesi geleceğe taşıyıcı..

Geçmişte yaşadığımız pandemi ve sonrasında gelen ekonomik zorluklardan dolayı tüm Dünya'da çok güçlü bir etkiye neden olan "Carpe diem" yani "anı yaşama" davranışı, yaşamımızın temelinde olmalı bana kalırsa. Ama Carpe Diem'e ek olarak bir algoritma daha geliştirmeliyiz kendimize.. Anı öyle bir yaşayalım ki, geleceğimize de o anın bir katkısı olsun.. Anda kalalım ama yüzümüzü geleceğe dönelim.. Son zamanlarda bende bu his çok ağır basıyor. Yaşadığım yerde uzun yürüyüşler yapıyorum.. Terkedilmiş sahillerde, boş yollarda dolaşmak artık benim için bir huzur kaynağı oldu diyebilirim. Doğanın kendini yenilemesini keşfetmek.. Dünyaya yeni gelen kedileri gözlemlemek.. Dalgaların o muhteşem gücüne tanık olmak.. Aslında geçmişimde olan, çocukluğumun o muazzam merakını yeniden canlandırmaya çalışıyorum..

"Ruhun temizliği, kelimelerden daha yüksek sesle konuşur" diye bir söz okumuştum.. O yüzden, bu yaşamda sesinizin daha yüksek çıkmasını istiyorsanız, önce kendinizi tanımalı, kendinizin ne olduğunu bilmeli ve sonrasında ruhunuzdaki kin, öfke, nefret, kırgınlık, üzüntü, dargınlık, hırs.. bunların hepsinden arınmalısınız. Arındıkça yaşama daha farklı bakacağınızdan eminim.. Gökyüzünde gördüğünüz bir bulutun sizi sevindirebilmesi kadar temiz, pak, duru bir sevgi yok bana kalırsa.. Bu bir seviye.. Bir başlangıç aslında.. Hepimiz buna erişmeliyiz ve bunun için yoğun çaba vermeliyiz..

Sağlığımız, sahip olduğumuz en ama en değerli hazine.. Kaybettiğimizde geri kazanamayacağımız müthiş bir değer. Onu kaybetmemek için "tutkuyla" yaşamak gerekiyor.. Sağlıklı beslenme, egzersiz... Bunlar işin pozitif tarafları elbette ama tutkuyla yaşadığınızda değişiyor her şey.. Tutkuyla yaşadığınızda duruşunuz değişiyor.. Tutkuyla yaşadığınızda konuşmanız değişiyor.. Tutkuyla yaşadığınızda hayatın değerini anlayabiliyorsunuz.

Yürürken rastladığım bir kaç kareyi de sizlerle paylaşmak istedim. Ruhunuzu dinlediğiniz, hayaller kurduğunuz ve hayallerinizi gerçekleştirmek adına harekete geçtiğiniz anlarınız olsun!

Can KAYACILAR

Endüstriyel Bilim İnsanı
Resim önizleme
Resim önizleme
Resim önizleme
Resim önizleme
Resim önizleme