Hayata sıfırdan başlayan bir neslin altın çocukları

"Hatıralarla Devlette 45 Yıl" adıyla kitaplaştırdı.

Hayata sıfırdan başlayan bir neslin altın çocukları

Bürokrasi ve siyasi hayatımızın önemli isimlerinden Vahit Erdem hizmet dönemlerindeki anılarını, "Hatıralarla Devlette 45 Yıl" adıyla kitaplaştırdı. Kamuoyunda daha çok TOKİ (Toplu Konut İdaresi) Kurucu Başkanı olarak bilinen Vahit Erdem aynı zamanda Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın da kurucusu olarak önemli hizmetlerde bulunmuş bir isim.

Devlet Planlama Teşkilatı'nda başlayıp 35 yıl süren bürokrasi hayatına ilaveten ANAP'ta başlayıp AK Parti'de noktaladığı 10 yıllık siyasi hayatı boyunca yaşadığı tecrübeleri kaleme aldığı bu kitapla paylaşıp tarihe not düşen Vahit Erdem şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Bu kitap bir Cumhuriyet çocuğunun ana hatlarıyla hikâyesidir. Dolayısıyla Cumhuriyet'in bir yönüyle aynasıdır. Cumhuriyet, kuruluşundan itibaren eğitimde, devlet ve iş hayatında bütün vatandaşlara fırsat eşitliği sağlamıştır. Bu sayede köyden ve kentten, Türkiye'nin her köşesinden insanlar okuma fırsatı bulmuşlar, devlet ve iş hayatında yer almışlar, ülkeye her alanda hizmet etmişlerdir. Fırsat eşitliğinin devamı insan kaynağı israfını önlemek açısından çok önemlidir. Hak edene hak ettiğini vermek için kapıların açık tutulması ve ülkenin liyakatli çocuklarının feda edilmemesi böyle sağlanabilir. Çünkü en büyük sermaye bu yetişmiş insan gücüdür.

Okulu olmayan bir köyde doğdum. Evet, 1940'larda Ankara'nın çoğu köylerinde okul yoktu. Uzun savaş dönemlerinde her şeyimizi harcayarak sadece bugünkü sınırlar içinde kalan vatan topraklarını kurtarabilmiştik. Cumhuriyet, harap olmuş bir vatan parçasını ve savaşlardan yorgun düşmüş bir toplum devralmıştı. Maddî varlıklarımız yanında, insan kaynaklarımızı da uzun süren savaşlarda kaybetmiştik. Yeni kurulan Cumhuriyet her şeye baştan başlamak zorunda kalmıştı. Cumhuriyetin ilk nesilleri, böyle pek çok şeye sıfırdan başlayan bir Türkiye'de doğmuşlardı, biz de ikinci nesildik.

Bu zor şartlarda köyün okuyan ilk çocuğu olmuştum. Yükümün ağırlığını her zaman üzerimde hissediyor, ilk ve örnek olmanın sorumluluğunu taşıyordum. Öğrencilik hayatımda gösterdiğim çaba ve gayretin önemli etkenlerinden biri de bu olmuştur.

İstanbul Teknik Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra kitabımda anlattığım gerekçelerle devlette çalışmaya karar verdim. Nitekim Devlet Planlama Teşkilatı'nda başlayan bürokrasi hayatım 35 yıl sürdü. Uzman yardımcılığından başlayarak önemli mevkilere yükselme imkânını buldum ve yeni kurumların kuruluşlarında ve yönetimlerinde rol aldım. 10 yıl süren siyasi hayatım oldu. önemli bir tecrübeydi. Bürokrasi ve siyaset, ikisi de kamu görevi olsa da, bazı bakımlardan apayrı alanlardır. İki alanda da bulunmak, düşünce ufkumu ve bakış açımı genişletmiş ve zenginleştirmiştir. Siyasetle birlikte devlet hayatım 45 yıl sürdü. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni çeşitli yönleriyle yaşayarak anlama ve öğrenme imkânı buldum. Siyasi hayatımda halkımızı daha yakından tanıdım. Bürokrat olarak tanımakla aynı değildi. Türkiye'deki siyaset tarzının halk üzerindeki etkilerini çok zaman şaşırtıcı örnekleriyle gördüm. Dış görevlerim apayrı bir tecrübeydi. Dünyayı ve özellikle Batı Dünyası'nı yakından tanıma ve anlama fırsatı elde ettim. Türkiye'nin dış dünya ile ilişkilerini inceledim, doğru ve yanlışları sorgulamaya çalıştım.

Gözlemim o ki Türkiye halkıyla, yetişmiş insan kaynağıyla, kurum ve kurallarıyla dinamik bir yapıya sahiptir. Yeniliğe ve hızlı gelişmeye açık bir toplum ve ülkedir. Türkiye'yi yönetenler ülkenin bu dinamizmini daima zinde tutmanın sorumluluğunu taşımalıdırlar. Türkiye, iyi yönetildiği dönemlerde hızlı kalkınmayı başarmıştır. Maalesef bu iyi yönetim dönemleri sürekli hale getirilememiştir."

Boğaziçi Yayınları Tel:(0212) 520 70 76

***