FINDIK POSASI

"Doğa bize bir şey söylüyor".. Artık benden bu kadar diyor.

FINDIK POSASI
Ar-Ge uçsuz bucaksız bir Dünya.. Ne kadar çalışırsanız çalışın, o çalıştıklarınızdan çok daha fazlası, çalışınca çıkıyor :) O yüzden yıllardır çalışmaya devam ediyorum. Bitecek gibi de durmuyor. Giderek artıyor :)) Çalışmasam, daha mutluydum.. Öyle diyebilirim. Şaka bir yana, bunları gerçekten birilerinin yapması gerekiyor.

Aşağıda gördüğünüz ilk kabın içerisinde "fındık posası" var. Yani fındık sıkımla yağı çıkarıldıktan sonra bu hale geliyor. Elbette yüksek sıcaklıklar görüyor, o nedenle rengi öyle. Ama fındık yağının endüstriyel üretim posaları tam olarak bu şekilde. Türkiye 700.000 ton civarında fındık üretimi ile Dünya 1.si. O nedenle endüstriyel üretimlere bu konuda girmek durumunda.

Endüstriyel fındığın posası yani "yağı sıkımla alınmış posa", %11 ile %13 arasında yine kendi bünyesinde yağ barındırıyor. Bu posadaki yağ konusu zaten ayçekirdeği yağı üretim proseslerinde de söz konusu. Orada farklı çözgenler kullanıp, posadan kalan yağın alınması gerçekleştiriliyor.

Süperkritik Akışkan Teknolojisi ise posadan yağı "tamamen" almada, tüm teknolojiler arasında birinci. Milyon tonluk bir posadan bahsettiğimizde, binlerce ton yağa denk gelen bir metadan bahsediyoruz.

Tüm ayçekirdeği ve fındık fabrikalarının içerisinde bu teknolojinin olmasında çok büyük fayda ve kazanç var. Bir ara hesaplamıştım. Büyükçe bir tesis, kendi yatırımını, ürettiği yağdan dolayı en geç 1 yıl içerisinde geri veriyor. Yani süperkritiğin ülkemizde yaygınlaşmasının en güçlü yerlerinden biri de bu. Türkiye'deki tüm tesislerdeki, ithal girdiler bu teknolojinin sisteme girmesiyle "0"lanıyor.

Yağı tamamen alınmış küspe, çok yüksek protein kaynağı olarak özellikle hayvan yemlerinde kullanılabilir.

Fabrikalarımızın tümünü modernize etmeliyiz. Üretimlerimizi döngüsel ekonomi kapsamında, yeşil ve yüksek teknolojilerle yeniden donatmalıyız. Elimizdeki kıymetlerin miktarı gün geçtikçe azalıyor ve o kıymetlerin değerini en iyi şekilde bilmeli, o kıymetlerden en iyi şekilde faydalanmalıyız.

İklim krizinin etkilerini hissetmeyeniniz yoktur. Bir gün kar yağarken, 2 gün sonra tshirtle gezebiliyoruz. Duyuyor musunuz bilmiyorum ama "Doğa bize bir şey söylüyor".. Artık benden bu kadar diyor. Aslında gece gündüz tüm bu uğraşımın, bu teknolojiyi sizlere anlatmamın nedeni de tam olarak bu. "Doğa dostu üretim" mümkün. Doğanın bize verdiği o çok değerli sağlık bileşenlerini bile kaybetmeden üretim yapmak mümkün. Artık ileri teknolojiler buna izin veriyor. Enerji sarfiyatının inanılmaz azaldığı, toksik çözgenlerin kullanılmadığı, Doğa kadar doğal teknolojiler var artık. Doğanın lehine işleyen çarkların artık durdurulup, o çarkları doğa dostu yapmanın zamanı çoktan geldi!

Belki size garip gelecek ama sadece hava kirliliğinden ölen insan sayısı Dünya üzerinde yılda 7 milyonun üzerinde. Seller, sıcaklık dalgalanmaları, fırtınalarda kaybettiklerimiz vs. buna dahil değil.

Bir şeyler yapmalıyız. Doğanın böyle devam etmeyeceği çok açık.

Can KAYACILAR

Biyolog, Davranış Bilimci (Neuroscientist, MSc),
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok