Bugün özellikle gençlere bir konuda ışık olmak istiyorum..

Biyoteknolojiyi renklerle kodlamak istiyorum. Akılda daha kalıcı olsun diye :)

Bugün özellikle gençlere bir konuda ışık olmak istiyorum..
Bugün özellikle gençlere bir konuda ışık olmak istiyorum.. Gençler derken, ruhundaki çocuğu kaybetmeyen herkesten bahsediyorum..

"Positioning".. İngilizcesi böyle.. Türkçesi "pozisyonlanmak".. Günü kurtarmaktan vazgeçip, geleceğe odaklandığınızda ihtiyacınız olan ilk şey, "gelecekteki sizin" ne olacağına bugünden karar vermeniz. Bunun için size bir seçenek sunmak, bir yol göstermek istiyorum. 2030 yılında hepimiz kendimize "Biyoteknolog" diyecek şekilde pozisyonlanalım istiyorum.. Biyoteknoloji 1-2 sene sonraki geleceğin, 10 sene sonraki geleceğin, 30 sene sonraki geleceğin, 50 sene sonraki geleceğin, 100 sene sonraki geleceğin de trendi olacak. Hep öyleydi. 2030 yılına kadar biyoteknolojinin dalları arasında %300 büyüyen sektörler var.

Biyoteknolojiyi renklerle kodlamak istiyorum. Akılda daha kalıcı olsun diye :)

* Kırmızı Biyoteknoloji (Tıbbi Biyoteknoloji): Sağlık ve tıbbi uygulamalarla ilgilenir. Bu alanda, gen terapisi, dermokozmetik, ilaç üretimi ve farmakogenomik gibi konuları ele alıyor.

*Yeşil Biyoteknoloji (Tarım Biyoteknolojisi): Tarım ve gıda üretimiyle ilgileniyor. Bitkisel ekstraksiyon teknolojileri, zenginleştirilmiş gıdalar bu alanda yer alıyor.

*Beyaz Biyoteknoloji (Endüstriyel Biyoteknoloji): Endüstriyel süreçlerde ve ürünlerde kullanılan biyoteknolojik uygulamalarla ilgileniyor. Biyoplastikler ve biyoyakıtların üretimi bu alana örnek..

*Mavi Biyoteknoloji (Deniz Biyoteknolojisi): Deniz ve sucul ekosistemlerdeki biyolojik süreçleri kullanarak ürünlerin ve süreçlerin geliştirilmesiyle ilgileniyor.

*Gri Biyoteknoloji: Çevresel uygulamalarla ilgilenmektedir. Kirliliğin biyolojik yöntemlerle giderilmesi ve atık yönetimi bu rengin alanı.

*Altın Biyoteknoloji (Biyoenformatik): Biyolojik süreçlerin ve sistemlerin anlaşılması için bilgisayar bilimleri ve matematiksel modellerin kullanılmasıyla ilgileniyor.

*Kahverengi Biyoteknoloji: Toprak biyoteknolojisi, toprakla üretim biyoteknolojisini konu alır. Rejeneratif tarım bu alandadır.

*Mor Biyoteknoloji (Nörobiyoteknoloji): Sinir sistemi ve beyinle ilgili uygulamalar üzerine odaklanır.

*Siyah Biyoteknoloji: Biyolojik silahlarla ilgilenir.

Tüm bu alanların hepsi, eksiksiz, amasız şusuz busuz geleceğin alanları.. Şu an konuşulan tüm "sürdürülebilirlik" konularının çatısı tam olarak bu alanlarda.. Kocaman bir gökkuşağı oluşturmaya yeter diye düşünüyorum :)

Türkiye, gelecek için kendini özellikle her ama her alanda "biyoteknoloji" gibi dev bir çatının altında konumlandırmalı. Türkiye bir tarım ülkesi, Türkiye bir doğa ülkesi, Türkiye bir biyolojik üretim ülkesi.. Biyoteknolojinin antik çağdaki kökeni nereden başlıyor biliyor musunuz? Hemen size söyleyeyim.. Şarap üretiminden başlıyor.. Üzümler ve mayalar..

Ve bu işi BİZ yapmışız.. Bu topraklarda doğuyor biyoteknoloji! Unuttuklarımızı hatırlama zamanı çoktan geldi..

Şöyle geleceğe bir bakıyorum da, Yapay Zeka Bakanlığı olan ülkeler var.. Bizde "Biyoteknoloji Bakanlığı" neden kurulmasın? Muhteşem olmaz mıydı?

Can KAYACILAR

Endüstriyel Bilim İnsanı
Resim önizleme