Balık yemeyi seviyor musunuz?

Balık yerken mikroplastik de yiyorsunuz

Balık yemeyi seviyor musunuz?
Balık yemeyi seviyor musunuz?
Size üzücü bir haberim var.
Balık yerken mikroplastik de yiyorsunuz
Bunu ben demiyorum, 
Greenpeace Akdeniz - Türkiye' nin yürüttüğü araştırmaya göre, Türkiye'nin denizlerinden çıkan tekir, istavrit, barbun, mırmır ve kefal türü balıkların %44,3'ünde mikroplastik var, midyede oran %91,2 :(

Elbette denizlerdeki tek kirlilik kaynağı plastik değil ama en önemli kirlilik kaynaklarından biri. Mikroplastikler günlük hayatta kullandığımız plastiklerin ufalanarak daha küçük hale gelmesiyle oluşuyor. 5 mm daha küçük olanlara #mikroplastik deniliyor.

World Economic Forum verilerine göre üretilen tüm plastiklerin;
%32'si denizlerde çöp yada parçalanmış olarak duruyormuş,
%40'ı çöp yığını halindeymiş,
%14'ü yakılarak yok edilmiş,
%14'ü geri dönüştürülmüş,
ama üretilen tüm plastiklerin sadece %2'si verimli olarak benzer kullanım ürününe geri dönüştürülmüş yani gerçekten de kullanılabilecek başka bir şeye.

Plastikler, cam yada metal gibi defalarca geri dönüşüme uygun olmadığından sonrasında diğer çöp yığınları arasına katılıyorlar. Hal böyleyken geri dönüşümün tam olarak bir çözüm sağlamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. O zaman çare #SıfırAtık projelerini hayata geçirmek.

AB ülkelerinde önlemlerle plastik geri dönüşüm % 41.5 oranına kadar yükselmişti buna ek bazı ülkelerde birkaç sene evvel "Tek Kullanımlık Plastik Ürünleri" yasaklayan kanun da yürürlüğe kondu.

Avrupa Parlamentosu Milletvekili Frédérique Ries bu yasa ile 2030'a kadar Avrupa'daki plastik kirliliğinin tahmini maliyetinin 22 milyar euro azalacağını söylüyor. Ries alkışlanacak bir cümle kuruyor ve "Plastiklerin yarattığı deniz kirliliği sorunu göz önüne alındığında, Avrupa'nın artık uluslararası düzeyde savunmak ve teşvik etmek için bir yasal modeli var. Bu gezegen için gereklidir." diyor.

DenizTemiz Derneği/ TURMEPA Başkanı Semiha Öztürk; “Her yıl denizlere 8 milyon tonu aşkın plastik atılıyor. “Akdeniz’deki atıkların yüzde 95’i plastiklerden oluşuyor. Harekete geçilmezse 2050 yılında denizlerde balıktan çok plastik olacak." diyor.

Sizi rakamlarla bunaltmak değil niyetim. Aslında instagramda rastladığım bu video söylemek istediklerimi 40 saniyede özetliyor*..

Plastik kirliliği, bireysel önlemler ile değiştirilemeyecek kadar ileri boyutta kabul fakat plastik ayak izinin azaltılması için üret-kullan-at düzenine son verip, benim çok anlamlı bulduğum "Peki Ben Ne Yapabilirim?" sorusuna kendi cevabımızı vermemiz gerekir ve biz de tek kullanımlık ürünleri alternatifleriyle değiştirebiliriz gibime geliyor.

Pet şişe yerine matara, tek kullanımlık kahve bardakları yerine termoslar, yiyeceklerin muhafazasında cam saklama kapları, plastik masa örtüleri, çatallar, tabaklar yüzey kaplayıcıları yerine yıkanabilir ürünler, plastik poşet yerine bez çantalar kullanabilir ve pipet kullanmayı bırakabiliriz.

* @niceaunties 

Onur Küçükkaramıklı

Co-Founder at SONA Underwater Dive Technology