Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 18, 2020 0
Editor Temmuz 1, 2020 0
Editor Temmuz 4, 2020 0
Editor Haziran 15, 2020 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 31, 2024 0
Editor Mart 26, 2024 0
Editor Kasım 27, 2020 0
LG, 2021’de başarılarını artırmayı hedefliyor.
Editor Ekim 18, 2020 0
Enerji ithalatı ve cari açığın çözümü güneş enerjisi
Editor Ekim 11, 2020 0
“Bisiklete binme, kızlar bisiklete binmez’’
Editor Mart 19, 2020 0
Paniğe gerek yok, üreticiler olarak gerekli bütün hammaddemiz var"
Editor Aralık 26, 2020 0
“Akıl, Beyin, Kültür” yeni bölümüyle bu pazar TV100’de
Editor Şubat 3, 2021 0
"ÇAMELİ ATATÜRK ORTAOKULU NEZAHAT YILDIZ KAYA KÜTÜPHANESİ
Editor Kasım 22, 2020 0
Devlet Hava Yolları Türkiye’de Sivil Havacılığın Doğuşu VBKY’de
Editor Şubat 19, 2021 0
En çok çocuklar ve ileri yaştakiler ev kazası geçiriyor
Editor Aralık 28, 2020 0
‘Duvarları Olmayan Müze’nin beşinci dijital sergisi eş-küratörlerini arıyor.
Editor Mayıs 9, 2021 0
Kireçlenmenin yaşam boyu süren bir hastalık olduğunu anlamak çok önemli.
Oysa, Aşk'ın kendisi saf büyüdür. Ve bu büyü aşık olanı dönüştürür...
Aşkın büyüsü, ona cesaret edeni ve "ben aşığım" diyeni değiştirmeye, dönüştürmeye başlar. Bu müthiş bir simyadır.
İnsana "asla yapmam" dediği ne varsa, yaptıran ve yapma gücü veren, duyguların en inişli çıkışlısında gezinme ve deneyimleme olacağı sunan, fiziksel, psikolojik (duyusal) ve zihinsel (ruhen) başkalaşıma sebep olan bir büyüdür.
Aşık insan, bir daha asla eski haline dönemez. Üzümün şaraba döndükten sonra yeniden üzüm olamaması gibi...
Güzelleşebildiğin gibi, çirkinleşebilirsin de...
İyileşebildiğin gibi, kötüleşebilirsin de.
Cesur olabildiğin gibi, korkaklaşabilirsin de.
Doğrulanabildiğin gibi, yanlışlanabilirsin de.
7 kat göğe erdiğin gibi, 7 kat dibe de çökebilirsin...
Ben aşkı devrimci ruhlara yakıştırıyorum; diğerleri aşkı değil, sevginin ve rahatlığın kolunda hoşça vakit geçirenler. Onlar bazı dayatmaların sınırları içinde, çok da tatlıya tuzluya dokunmadan kendilerine göre sevgi diye tanımladıkları neyse, onu yaşayanlar...
Çünkü dönüştürmeyen, alışkanlıklarla yürüyen, başkalarına bağlı-bağımlı (aileden kültüre, statüden yaşam tarzına vb) şey aşk değil. Olamaz da.
Aşk, bir özgürleşme aynı zamanda.
Bilmediğin kendinle yüzleştikçe, daha da yaratıcı olduğun (çünkü sınırlarını yıkıyorsun) ve başkalarına da esin veren bir süreç.
Ve aşk, herkesin gözü önünde bu büyüyü yapıyor.
Simya gözlerimizin önünde gerçekleşiyor.
Gözlere, gülüşlere, bedene yansıyan, içten geleni dışa coşkuyla yansıtan, akıtan, aydınlatan bir güç, Aşk.
Aşkın kendisi büyü.
Ve bu büyü, dışarıdan bir güçle de yapılamaz.
Yani masallardaki gibi büyücülerle veya hocaların üfürükleriyle aşk olmaz.
İçimizde olmalı aşk.
İçimizden taşmalı.
Söze, eyleme, yaşama dönüşmeli...
Dönüşürken, dönüştürerek.