ASIL ZAFER!

Gerçekten görmüyor muyuz?

ASIL ZAFER!
ASIL ZAFER!
Yalnızlığımızı kalabalıklarla bertaraf etme kuruntusunda uyuşturup, süflîliklerimizi temizlemeden Hak ile barış mümkün mü?
Aynı hastalık eşyâ bağımlılığımızda da var...
Aczimizi yığın yığın eşyâ ile kamufle ediyoruz. Sanki ebedî hayat sırrı eşyâda!..
Gürültülü müziklerde vicdan sızılarımızı, rûhumuzdaki derin hüznü boğmalarımız bir başka acı fasıl!
...
Gerçekten görmüyor muyuz?
Kusûru hâriçte aramak, nefsimizi böylece meşrûlaştıracağımızı sanmak, sâdece azâbımızın süresini uzatıyor...
Başkalarının kusurlarını teşhir edince temizlenmiş mi oluyoruz?
Hâriçte teşhis ettiğimiz kusurları nefsimizden tanıdığımızı görebilsek, ellerin kusurlarını îlân eden sesimizde bir tür îtiraf haykırışı bulunduğunu bilsek, herhalde utançtan başımızı kaldıramazdık...
*
Her kuşak varlığını anlamlı ve değerli kılan kavramları yeniden keşf etmek, daha açık ifâdeyle, yaratmak zorunda. İnsanlık eşyâ gibi babadan miras kalmıyor!
Bir vatan ve gelecek sâhibi olmanın şartı da bu: Yeniden hak etmek!
Hele zamânımızda, zulüm/küfür/nifak modalarında debelenenler, bir karambolde kendilerini düşman siperlerinden kardeşlerine kurşun sıkarken buluyorlar!..
Vekâleten insanlık, bir ezber metinle müslümanlık, herhangi bir kostüm giyinerek öze hükmetmek serap!
*
Hakîkî değerleri kendinde yeniden üretebilen, dolayısıyle Cennet'i kalbinde bulan; girdiği mekâna sırrından bir koku bulaştıranlar da varmış, diyorlar!
Yaaa!
Güzellik görene, hikmet duyana!..
...
Cennet kokusu duymayana nebevî kokunun, koleksiyoncu çiğ gönüllü köre iç güzelliğinin, ezber peşindeki sağır hâfıza ilâhî nağmelerin ne yararı var!?..
*
Ondan sonra yere göğe sığmayan şişinmeler, dostu düşmanı karıştırmalar, perde gerisine akıl erdiremeyen şakşakçılıklar...
*
Bugün Zafer Bayramı ya! Biz de hâlihazır tabloyu kendi dilimizce tasvir edelim dedik.
Kutlu olsun.
Dr.Sait Başer
Bir dans çiziktirmesi olabilir