AB Konseyi Başkanı: "Ankara'ya Yaptırıma Hazırız"

Türkiye'ye pozitif bir gündemle elimizi uzattık. Ama ne gördük, eylemler devam etti" yanıtını verdi.

AB Konseyi Başkanı: "Ankara'ya Yaptırıma Hazırız"

AB liderleri, 10-11 Aralık'ta Türkiye'ye yaptırım uygulanıp-uygulanmayacağını konuşmak üzere toplanacak. Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Ankara'dan gelen "tek taraflı eylemler ve düşmanca söylemlerin" devam etmesi nedeniyle AB'nin Türkiye'ye yaptırım uygulamaya hazır olduğunu söyledi. Diplomatlar, Almanya ve Polonya'nın yaptırım kararına direndiğini dile getiriyor.

Brüksel'de göreve gelişinin birinci yılı ve 10-11 Aralık tarihlerinde yapılacak AB liderler zirvesi nedeniyle basın toplantısı düzenleyen Charles Michel, önümüzdeki zirvede Doğu Akdeniz konusunda bir karar vereceklerini söyledi. Michel, "Bu karar, AB üyelerine ve AB'nin çıkarlarına saygı duyulması mesajını içeren bir karar olacak" dedi.

İnternet üzerinden yayınlanan basın toplantısında bir gazetecinin "Türkiye şimdilik Oruç Reis'i çekti ama zirveden sonra yeniden gönderirse ne yapacaksınız?" sorusuna Michel, "Artık Türkiye'nin kedi-fare oyunu sona ermeli. Ekim ayındaki zirvede yoğun, stratejik ve üst düzey tartışmalar yaptıktan sonra Türkiye'ye pozitif bir öneri sunduk. Türkiye'den, bir süredir devam eden tek taraflı eylemler ve düşmanca söylemlere son vermesini istedik. Ancak Ekim ayından bu yana ne gördük? Değerlendirmemiz olumsuz. Önümüzdeki hafta Avrupa zirvesinde konuyu tartışacak ve bu bir karar alacağız. Türkiye'ye karşı elimizdeki araçları kullanmaya hazırız" yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AB Konseyi Başkanı Michel
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AB Konseyi Başkanı Michel

AB Konseyi Başkanı Michel, bir gazetecinin "Türkiye ile görüştünüz mü? Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştünüz mü? Diyalog araçlarının tümü kullanıldı mı? Daha çok diyalog talepleri hakkında ne düşünüyorsunuz?" soruları üzerine "Ben doğal olarak diyalog yanlısıyım. Elbette önceliği diyaloğa vereceğiz. Hepimiz Türkiye’yle daha istikrarlı, daha öngörülebilir bir ilişki istiyoruz. Bütün diyalog kanallarını göreve geldiğimden bu yana her aşamada zorladım. Sadece Türkiye’yle değil, tüm bölgeyle görüştük. Ekim ayında net bir pozisyon aldık. Oy birliğiyle, Türkiye'ye pozitif bir gündemle elimizi uzattık. Ama ne gördük, eylemler devam etti" yanıtını verdi.

İki ayrı yaptırım formülü

AB liderleri Ekim ayında düzenlenen zirvede, Türkiye'ye Aralık zirvesine kadar süre vermiş, Doğu Akdeniz'deki tek taraflı davranışları sona ermezse, yaptırım araçlarını uygulamaya koyma kararı almıştı. Liderler, haftaya düzenlenecek yılın son zirvesinde Fransa, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin girişimiyle gelen yaptırım talebini tartışacak.

Fransa'nın AB'den sorumlu Devlet Bakanı Clement Beaune, "Ya sektörel ekonomik yaptırımlar, ya da yaptırım uygulanacak geniş bir isim listesi hazırlanacağını" açıklamıştı. Daha önce Türkiye'de enerji alanında görevli bazı isimlere yaptırım kararı alan AB'nin, bu listenin daha da genişletilmesi yolunda bir eğilim izlediği belirtiliyor.

"Almanya ve Polonya yaptırım yanlısı değil"

Ancak AB kulislerinde, henüz Almanya ve Polonya'nın Türkiye'ye yaptırım konusunda "yeşil ışık yakmadığı" da vurgulanıyor. Fransız Le Figaro gazetesine konuşan AB diplomatları, "Avrupa zirvesinde yaptırım kararı alınacak, ancak bunların kapsamına henüz karar verilmedi" dedi. Bir AB bakanı da "Almanya ve Polonya'nın hangi tavrı benimseyeceklerini görmemiz gerekecek" diyerek henüz bu konuda bir oy birliğinin sağlanmadığının işaretini verdi.

Kritik AB zirvesi öncesi yapılan NATO Dışişleri Bakanları toplantısında ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki "saldırgan faaliyetlerine son verilmesi gerektiğini" söyleyerek, yaptırım isteyen tarafın elini güçlendirmişti.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg
Buna karşılık NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg "Türkiye ve Yunanistan arasında tansiyonu düşürmek için oluşturduğumuz mekanizma işe yaradı ve en azından askeri bir çatışma ihtimali bertaraf edildi. Şimdi sorunun çözümü için de bu mekanizma daha da güçlendirilebilir. Bu bağlamda, Almanya'nın diyalog girişimlerini destekliyoruz" diyerek diyaloğu güçlendiren bir tavır aldı.