Bir ayını geride bıraktığımız depremde maalesef çok büyük acılar yaşadık, çok sarsıcı bir yıkımla karşı karşıya kaldık, çok üzücü sahnelere tanıklık ettik. Bununla birlikte yüreğimize dokunan çok güzel hadiselerle de karşılaştık. Günler sonra enkazdan çıkanlar, sağlıkla birbirine kavuşan anneler ve çocuklar hepimiz için çok değerli tesellilerdi.

Böylesine karmaşık duygular içindeyken, bizim cephemizde küçük de olsa mutluluk veren, hepimiz için iftihar vesilesi olan bir olay yaşadık. Tahmin edeceğiniz gibi, Ülker Besleyici Bisküvi’nin geliştirilme hikâyesinden bahsediyorum. Bu olay sayesinde, köklü bir geçmişe sahip olan ve saat gibi çalışan kurumsal yapıların krizler ve zorluklar karşısında nasıl çok daha dirençli olabildiklerine ve hızlı aksiyon alabildiklerine bir kez daha şahit oldum.

Normal koşullarda yeni bir ürünün Ar-Ge’sinden imalatına kadar tüm geliştirme süreci ortalama altı ay sürerken, bölgeye ücretsiz olarak gönderdiğimiz, hiçbir yerde ve hiçbir şekilde satışa sunmadığımız Ülker Besleyici Bisküvi’yi sadece dört günde geliştirdik. Dünyada bunu yapabilecek çok az sayıda şirket var. Dolayısıyla Ülker CEO’su Mete Buyurgan ve ekibinin liderlik ettiği bu süreç hakikaten inanılmaz bir başarı hikâyesi oldu.

Ülker Besleyici Bisküvi’yi geliştirme sürecinin ilk kıvılcımı aslında saha çalışmalarımız sırasında doğdu. Depremin ilk gününden itibaren yardım organizasyonumuzda Kızılay ile birlikte çalıştığımız ve bölgedeki ekiplerimizden, çalışanlarımızdan ve tedarikçilerimizden doğrudan saha bilgisi aldığımız için ihtiyaçları daha net anlayabilme imkânımız oldu. Gördük ki sadece karın doyuran değil, aynı zamanda besleyici, mineral ve vitamin açısından zengin olan, özel ürünlere ihtiyaç var.

Böylece Yıldız Holding yönetim kademesiyle iş birliği içinde harekete geçen Mete Buyurgan’ın talimatıyla Ülker ekibi üründen beklenen özellikleri belirledi. Hızla aksiyon alabilen, çevik, dijital yapımızın çok faydasını gördüğümüz bu süreçte öncelikle Ar-Ge ekibimizle birlikte ürünün tasarımını yaptık. Ürün içeriğinin istediğimiz seviyede besleyici olması, aynı zamanda da deprem bölgesindeki tüketicilerimizi tok tutabilmesi için yepyeni bir reçete hazırladık. İçerdiği demir ve çinko ile bağışıklık sistemini kuvvetlendiren; B1, B2 ve B3 vitaminleriyle de enerji veren Ülker Besleyici Bisküvi’nin tarifi bu şekilde doğdu.

Ne var ki zamanımız kısıtlı olduğundan, bu yeni reçetenin mevcut hatlarımızda üretilebilir nitelikle olması gerekiyordu. Bunu da ancak üretim ekiplerimizin desteğiyle teyit edebilirdik. Normal koşullarda ürünler önce Ar-Ge’de geliştirilir, laboratuvarda test edilir, daha sonra üretim ekibine gönderilir. Oysa Ülker Besleyici Bisküvi’yi üretmek için çok zamanımız yoktu. Bu nedenle üretim ekibimizi de derhal toplantılarımıza dâhil ettik ve hızlı imalata en uygun reçeteyi hep birlikte oluşturduk. Ekiplerimiz bir tam gün boyunca durup dinlenmeden laboratuvarda çalıştılar ve elde ettiğimiz reçeteyi hemen fabrikamıza gönderdik. Mevcut hat üzerindeki denememizde ürünün lezzetli, besleyici ve kolay üretilebilir olduğunu gördük.

Bu teyidi aldıktan sonraki adım, ambalajların hemen üretilmesiydi, zira elimizde ambalaj olmadan seri üretime geçmemiz mümkün değildi. Bu noktada da Yıldız Holding’in ve tüm şirketlerimizin tedarikçilerle olan güvene dayalı, güçlü ilişkisinden yararlandık. Tedarikçi havuzumuzdaki ambalaj üreticilerimizden birinde, ihtiyacımız olan malzemeler yeterli nitelikte ve sayıda mevcuttu. Derhal anlaşma imzalayarak sade, kolay üretilebilir ambalajımızın imalatına geçtik. Mete Buyurgan’ın da bizzat araya girmesiyle tedarikçimiz elindeki işleri bırakıp bütün ambalajları hemen hemen bir günde bastı. Beraberinde, ambalajların çoklu hâlde yerleştirileceği özel koliler de tasarlanıp üretime girdi. Herhangi bir suistimale mahal vermemek için kolilerimizin üzerine “satılamaz” ibaresi ekledik.

Basılan ambalajları alıp hemen özel bir nakliye aracıyla Ankara’daki Ülker fabrikamıza gönderdik. Fabrikamız zaten hazır bekliyordu, kamyondan ambalajlar iner inmez mevcut üretim hatlarını durdurup Ülker Besleyici Bisküvi için üretime başladı. Bisküviler hazırlandı, paketlendi ve kolilendi. Fabrikada bu süreçler kesintisiz işlerken diğer yandan da dağıtım organizasyonu için Kızılay ile birlikte çalıştık. İllerdeki ihtiyacı tespit ederek kolilerimizi ilk aşamada Kahramanmaraş ve Hatay’a özel tırlarla gönderdik. Bugün de Ülker Besleyici Bisküvi’nin üretimi ihtiyaca göre devam ediyor; Kızılay’ın yönlendirmesiyle farklı şehirlerimizdeki çadır kentlere kolilerimizi ulaştırıyoruz.

Daha önce de belirttiğim gibi, dört günde geliştirdiğimiz bu bisküvi müthiş bir başarı hikâyesi, hatta belki de bir dünya rekorudur. Ülker Besleyici Bisküvi’nin bizzat fabrika çalışanlarımız tarafından çekilen üretim videosunu izleyerek siz de bu rekora tanıklık edebilirsiniz.

Bu zorlu süreçte, başta Ülker CEO’su Mete Buyurgan olmak üzere, zorluklar karşısında mucizeyi imkânsıza dönüştüren, imkânsızı da başaran çalışma arkadaşlarıma yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.