Zulmün Psikolojisi

Kahrolasın israil demekle maalesef israil kahrolmuyor. Değişen pek bir şey de olmuyor.

Zulmün Psikolojisi
Zulmün Psikolojisi

Kahrolasın israil demekle maalesef israil kahrolmuyor. Değişen pek bir şey de olmuyor.

İnsanlar nasıl hastaneleri ve kundaktaki bebekleri gözünü kırpmadan bombalamaya başlıyor bunu anlamak lazım.

Yani bir zalim nasıl inşa edilir? Bunun anlaşılması gerekli...

Ben kendi çözümlemelerimi aktarayım.

Misal İŞİD... İnsanları diri diri yakan vahşi bir örgüt. Ne islamiyetle ne de insanlıkla bir alakası yok. İnsan görünümlü canavarlardan oluşmuş bir örgüt...

Ama bu canavarlarda bir zamanlar çocuktu...

Anneleri, babaları öldürülmüş, kızkardeşlerinin iffetleri ile oynanmış ufacık çocuklar...

2001 yılında Amerika ölçüsüz bir biçimde Irak ve Afganistan'a savaş açtığı zaman demiştim. Bu savaş nesiller boyunca sürecek, etkileri uzun yıllar boyunca bütün dünyada yankılanacak diye kendi çevremde de anlatmıştım.

İŞİD, işte vahşice öldürülmüş olan Afganların, Iraklıların öksüz çocukları...

Kendileri merhamet görmediği için, merhamet göstermeyi de bilmiyorlar...

Bugünden 20 yıl sayın... 20 yıl sonra İŞİD'i
mumla aratacak bir terör örgütü doğacak. Mutlaka doğmak zorunda... Mantık ve matematik bunu zorunlu kılıyor.

Dünya Filistin'i, Doğu Türkistan'ı, Rohingya'yı o kadar yalnız başına bırakıyor ki burada doğup büyüyen çocuklardan ileride merhamet beklemek aç kurttan kuzuyu bağışlamasını beklemeye benzeyecek.

İşte zulmün psikolojisi budur. Bir zalim böyle yaratılır.

En büyük zalimler, en büyük mazlumlardan doğar.

İsrail'e gelirsek... İsrail'in sorunu işte şu aşağıdaki resimde... Bir toplama kampındaki fırınların ne için kullanıldığını sanıyorum herkes biliyordur.

Bir ulus olarak soykırım olayını bilinçaltlarına o kadar kazıdılar ki, karşılarına çıkan her düşmanı insafsızca ezme ihtiyacı duyuyorlar. Çünkü merhamet gösterirlerse kendilerinin sonlarının da yine fırınlar olacağına inanıyorlar.

Bu da günün sonunda kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşüyor. Kendi korkuları yüzünden yarattıkları insafsızlıkları günü gelince hakikaten kendi korkularını gerçeğe dönüştürüyor. Kendi düşmanları da kendilerine merhamet göstermiyor. Bir zulüm girdabı ortaya çıkıyor.

Aynı durum ermenilerde de var maalesef. Bunlar da soykırım inancını bilinçaltlarına kazıdıkları için Türklerle savaşlarında akıl almaz işkenceleri düşünmeden yapabiliyorlar.

Keşke insanlık olarak hep birlikte bir kliniğe gitsek, terapi görsek...

Allah din, dil, milliyet farketmeksizin bütün masum ve mazlumların yardımcısı olsun.

Tam olarak bu iş için yarattığı insanlıktan bir yardım gelmeyecek gibi çünkü...

Ali AKPEK

Doçent Doktor Biyomedikal Mühendisliği & Biyomühendislik, Genel Müdür Alia Girişim, Ex-MBA
Resim önizleme