Yaylalarda mevsim mevsim çiçeksin,

Nakış nakış, şiir şiir gerçeksin,

Yaylalarda mevsim mevsim çiçeksin,
Köyümden... Gönlümden...
Eski defterleri karıştırırken bir dörtlük gözüme ilişti;
Yaylalarda mevsim mevsim çiçeksin,
Nakış nakış, şiir şiir gerçeksin,
Sen Şirin ol varsın aşık "âh" çeksin,
Ferhat'ındır cümle dağlar ay balam.
Dağ dağ ümitlerimiz olur bizim.
Yer ile gök arasında kalırız.
Bir yanımız karanlık, bir yanımız ışık olur.
"Aşamadım şu dağların belinden" der bir Eskişehir türkümüzde ama "Aşan bilir karlı dağın ardını" diye bir türkü havalanır Sivas'tan.
"Aşıp aşıp karlı dağlar gelirsin" derler Tokat'tan.
Gerçek zamanlaradır aydınlatılmış günümüz.
Taşların içinde görürüz kumlanmış aynaları.
Sükûn tutar elimizden, bir dağ başına bırakır.
"Bahar gelsin şu dağlara gidelim,
Belki derdimize çare bir çiçek" der Reyhani Erzurum'dan.
Yıldızlar suya, gözlerimiz aya değer.
Tatlı sularda yıkanır aklımız.
Bir türküye başlar gönlümüz;
"Başı pare pare dumanlı dağlar,
Gönül eğlenir mi kar olmayınca.
Bana diyorlar ki sen gönül eğle,
Gönül eğlenir mi yâr olmayınca"
Başımızda bir sevda dolanır durur. Belki bir ay doğar ilk akşamdan, yüceden.
Bu dağlar bizim dağlar,
İzinde izim dağlar,
Ellerin ellerimde,
Dizinde dizim dağlar,
Yüzünde yüzüm dağlar.
Karanın kurduna, denizde balık olmak yakışmaz.
Göktekiler gökte, yerdekiler yerdedir.
Her daim su ile toprağın arasında buluruz kendimizi.
Nimri Baba söyler;
"İkilik kinini içimden atıp,
Özde ben bir insan olmaya geldim.
Taht kuralı ariflerin gönlüne,
Sözde ben bir insan olmaya geldim.
Meğerse aşk imiş canın mayası,
Ona mihrabımış kaşın arası,
Hakkın işlediği kudret boyası,
Yüzde ben bir insan olmaya geldim.
...
...
Süregeldim aşk meyini içerek,
Her bir akı karasından seçerek,
Varlık dağlarını delip geçerek,
Düzde ben bir insan olmaya geldim.
...
Bu akşam saat 17.00 de TRT Türkü Radyo'da, Adile Kurt Karatepe Hanım'ın hazırlayıp sunduğu Yadigar Türküler var efendim, dinlenesi...

Mehmet Ali Kalkan 

Bir çiçek ve doğa görseli olabilir