üç şehir üç öğrenci üç öykü

Üç şehirden (İzmir, Antalya ve Manisa) üç öğrenci pandemi sürecinde yaşadıkları zorlukları.....

üç şehir üç öğrenci üç öykü

Yeterli donanımlara sahip, ne istediğini bilen, zeki, dinamik, hayal güçleri ile vizyonları geniş ve pırıl pırıl beyinleriyle geleceğe dair umut veren bir nesil yetişiyor..

Ülkemizin geleceğini inşa edecek ve ışıl ışıl beyinleriyle aydınlık yarınlara taşıyacak, bugünün gençleri yarının yetişkin idarecileri, akademisyenleri, ekonomistleri, iş insanları hayata bakış açıları ve çalışkanlıklarıyla geleceğe dair içimizde sönen ışığı parlatıp, umutla ve güvenle bakmamızı sağlıyorlar..

Üç şehir, üç öğrenci, üç öykü

2021-2022 eğitim öğretim yılının birinci dönemi bugün sona erdi. Okul öncesi, ilkokul ve liselerde okuyan öğrenciler karnelerini alarak, iki hafta sürecek yarıyıl tatiline girdi. İlk dönemin tamamlanmasıyla yarıyıl tatiline girmenin heyecanını yaşayan yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 1 milyon öğretmen bu ara sayesinde 2021-2022 eğitim öğretim döneminin ilk yarısının yorgunluklarını atma ve 4 Şubat'ta başlayacak ikinci dönem için de enerji depolama fırsatı bulacak. Öğrenciler ikinci dönemdeki ara tatili ise 11 Nisan-15 Nisan 2022'de yapacak. 17 Haziran 2022 Cuma günü ise eğitim öğretim yılı son zilin çalmasıyla tamamlanacak. 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı da 12 Eylül 2022 Pazartesi günü başlayacak.

2020 yılında dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sebebiyle yaşanan beklenmedik olaylar ve salgının seyrinin nasıl olacağı konusunda yaşanan belirsizlikler pek çok kurumu etkilediği gibi eğitim kurumlarını da derinden etkiledi. 2020-2021 eğitim – öğretim yılı Corona virüs tedbirleri kapsamında uzaktan eğitim ile devam ederken COVID-19 ile mücadele sürecinde kademeli normalleşme kapsamında, Türkiye genelinde ortaokul ve liselerde haftada iki gün de olsa 7 Haziran'da yüz yüze eğitime geçildi. Öğrenciler geçtiğimiz eğitim öğretim yılını bu şekilde pandeminin gölgesinde tamamladı. 2021-2022 eğitim öğretim yılında ise pandemi kuralları çerçevesinde yüz yüze eğitime geçildi.

Üç şehirden (İzmir, Antalya ve Manisa) üç öğrenci pandemi sürecinde yaşadıkları zorlukları, başarılarını etkileyen faktörleri, okul hayatları ve sonrasıyla ilgili endişelerini, hayata bakış açılarını, kişisel felsefelerini, hedeflerini ve hangi mesleği, niçin seçmek istediklerini anlattı.

İZMİR’DEN DERİN ERGÜN: HEM TAKDİRNAME HEM DE ONUR BELGESİ

İzmir’in Çeşme ilçesi Hacı Murat Hatice Özsoy Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Derin Ergün (16), geçtiğimiz yıl pandemi döneminde uzaktan eğitim sürecinin okul başarısını birçok öğrenci gibi kendisini de olumsuz etkilediğini ancak bu durumu kendi çabalarıyla telafi etmeye çalıştığını belirterek, “Dijital eğitimde derse konsantrasyonda güçlük çektim, motivasyonda zorlandım. Pandemide belli saatlerde dışarı çıkmamıza izin vardı. Ancak o saatlerde de ders olduğu için dışarı çıkamıyorduk. Bu da sosyal ilişkileri imkansız kıldı. Bunlar o dönemde yaşadığımız en büyük zorluklar oldu biz gençler ve öğrenciler için.

Bu yılki eğitim öğretim yılında benim için en büyük zorluk ise okullarda maske takma zorunluluğu oldu. Bunun dışında bu sene beni ve başarımı olumsuz etkileyen herhangi bir etken olmadı. Dersleri belirli günlere ayırarak günlük ve haftalık çalışıyorum. Bu sistemi uygulamaya başladığımdan beri ders başarım artmaya başladı. Öğretmenin anlattıklarını daha iyi anlamak için de günlük tekrarlara önem veriyorum. Başarımda ailemin bana verdiği desteğin çok büyük bir katkısı var. Öğretmenin tutumu ve öğretim yöntemleri, dersteki motivasyonum ve evde ders çalışırkenki konsatrasyonum başarımı etkileyen faktörler. Ailemin desteği ve öğretmenlerimin katkılarıyla okul hayatıma başladığımdan bu yana takdirname ve onur belgesi alıyorum. Okulun her dönemi bu belgeleri almak beni derslerime karşı daha motive ediyor. Bu yıl da takdirnameyle birlikte onur belgesi aldığım için çok mutluyum. Desteklerinden dolayı ailem ve öğretmenlerime çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

İZMİR’DEN DERİN ERGÜN: SUALTI BİYOLOĞU OLMAK İSTİYORUM

Günümüzde her genç gibi kendisinin de okul ve sonrasıyla ilgili endişeleri olduğunu ancak

bir şekilde önüne çıkacak engelleri aşabileceğini düşündüğünü söyleyen Derin Ergün, “Hayata bakış açım ne olursa olsun pozitif ve başarımı çoğunlukla buna borçluyum. Hayat felsefem ise ‘değiştiremeyeceğim bir şey için kendimi yormamak ve üzmemek değiştirebileceğim şeyleri ise değiştirmek için elimden geleni yapmak. Eğer kendini bırakırsan, her şey seni bırakır. İleride su altı biyoloğu olmak istiyorum. Bu sayede sevdiğim işi yapıp insanları su altı, onun doğası ve güzellikleri hakkında bilgilendirebileceğim. Pandemi döneminde olduğu gibi ara tatilde de kendime bir şeyler katmaya ve kendimi geliştirmeye devam edeceğim.” dedi.

TÜRKİYE’NİN ‘EN GENÇ SUALTI FOTOĞRAFÇISI

“Benim için sınıfta başarı sadece dersle değil, ders ve okul dışı başarılarla da ilişkili” diye sözlerine devam eden Derin Ergün başarılı bir öğrenci profilini ise şöyle çizdi:

“Dersleri yüksek olup okul dışı hiç bir başarası olmayan bir öğrenci başarılı bir öğrenci değildir benim için. Sosyal bir öğrenciyim. Okulun İngilizce Münazara takımındayım. Bunun dışında çocukluğumdan beri deniz tutkunuyum. 8 yaşındayken Çeşme Derin Doğa Dalış Merkezi’nin sahibi babam Erdinç Ergün sayesinde dalış sporuyla tanıştım. 11 yaşındayken su altı canlılarına ve fotoğrafçılığa merak saldım. Bu merakımı su altı fotoğrafçısı Murat Kaptan hocam ile geliştirip, sualtı fotoğrafçılığına dönüştürüp, mavi suyun derinliklerinde çektiğim eşsiz fotoğraflarla da birçok ödül kazandım. Bu ödüllerden biri de 2020 yılında Antalya’da düzenlenen bir uluslararası ‘Sualtı Fotoğraf Görüntüleme’ yarışmasında aldığım birincilik ödülü. Türkiye'de dalışa başlama yaşı 14 olduğundan bu yarışmada Türkiye’nin ‘En Genç Sualtı Fotoğrafçısı’ unvanını da aldım. Şu anda bin 200'ü aşkın dalışım var. İzmir Su Altı Görüntüleme Takımı sporcusuyum. Cmas 2 yıldız Padi Advanced Open Water dalgıcıyım. Arkadaşlarıma da derslerinin yanında bir hobi edinip bunu geliştirmelerini, sosyal alanda da aktif olmalarını tavsiye ediyorum. Beynimizi ve ruhumuzu sevdiğimiz bir hobiyle meşgul edip, dinlendirince derslerde başarı da daha çok oluyor.”

ANTALYA’DAN ELA ÖZKIRIM: :

KENDİSİNİ VE ARKADAŞLARINI MOTİVE ETMEK, KENDİ ÇIKARDIĞI DERS NOTLARINI ONLARLA PAYLAŞMAK, OKUMA KİTABI ÖNERMEK VE BERABER PROGRAM YAPMAK AMACIYLA EL.ABLE SOSYAL MEDYA HESABINI KURDU MEB tarafından "Milli Eğitim İstatistikleri-Örgün Eğitim 2020-2021" verilerine göre 2013 bin 501 özel okul öğrencisinden biri olan Türk Eğitim Derneği (TED) Antalya Koleji Özel Lisesi 11. Sınıf öğrenci Ela Özkırım(16) ise geçtiğimiz yıl uzaktan eğitimin ilk başladığı dönemde diğer öğrenciler gibi adapte olmakta çok zorlandığını vurgulayarak, “Aslında ilk iki ay çok zorlandım. Kelimenin tam anlamıyla sudan çıkmış balık gibi oldum. Konularda biraz geri kaldım sonra fark ettim ki hedefimden uzaklaşıyorum hemen motive olmanın yollarını aramaya başladım. Bu süreçte kendime yeni hobiler aradım. Sonunda tığ işine merak sardım. Boş zamanlarımda bir şeyler örmeye başladım bunlar beni motive etmeye başladı. Böylece iki buçuk ay sonra eski performansımı kazanmaya başladım. Günde 1 saat ödev ve 1 saat ders tekrarı ile başladım. Ancak daha fazla başarılı olmak istiyordum. Bu yüzden de sosyal medyada el.able isimli ders çalışma hesabımı kurdum. Bu hesabın amacı kendimi ve arkadaşlarımı motive etmek, kendi çıkardığım ders notlarını onlarla paylaşmak, okuma kitabı önermek ve beraber program yapmaktı. Öncelikle el.able ardından yeni kazandığım hobiler sayesinde uzaktan eğitimden çok etkilenmediğimi mutlulukla söyleyebilirim. Bizim okulumuzda sınıflar başarıya göre sıralanıyor. Bu sisteme de 'kur sistemi' diyoruz. Bu eğitim öğretim yılında geçen yılki uzaktan eğitimden dolayı kur çıkamadım. Bu yüzden de okula en kötü kurda başladım. Pandemi döneminde çoğu arkadaşım ders çalışmamış doğal olarak biraz eksikleri vardı. Benim de çalışsam bile anlamadığım bazı noktalar oldu özellikle geometri dersinde. Bu yüzden de okul bize ilk ay 10. sınıfın derslerini telafi eğitimi şeklinde verdi. Ben de 10. sınıfı tekrar etme şansı buldum. Bu sayede 10. sınıfta eksik olduğum noktaların neredeyse tamamı kapandı. Kur sınavı için de yaklaşık iki ay kadar bekledim ancak sonunda hem matematik kurunda hem de sınıf kurunda en iyi 2. kura çıktım. Kur çıkınca da bütün sorunlarım çözüldü. Bu anlamda bu yıl aldığım takdir belgesi pandemiden sonraki ilk yüz yüze eğitim dönemini başarılı bir şekilde geçirdiğim için benim için anlamlı. ” dedi.

DERSİ DERSTE DİNLEMEK

Derste öğretmenin anlattıklarından anlamadığı kısımlar olursa hemen öğretmene sormaya çalıştığını ancak diğer öğrenciler gibi kendisinin de bazen öğretmen anlatsa bile anlamadığım yerler olduğunu ifade eden Ela Özkırım, öğretmenin anlattıklarını daha iyi anlamak için neler yaptığı hakkında şunları söyledi:

“Anlayamadığım yerleri arkadaşlarıma da soruyorum. Eğer o zaman da anlamazsam önce konuyu baştan tekrar ediyorum. Böylece neyi öncesinde eksik anladığımı görüyorum. Ardından öğretmene tekrar gidiyorum ve öğle arasında bana o kısmı anlatmasını istiyorum. Sağolsunlar kimseyi kırmıyorlar. Böylece anlamadığım yeri kapatıyorum. Sınıfta başarı bana dersi derste dinlemeyi ifade ediyor. Kesinlikle derste her soruya cevap vermeyi çağrıştırmıyor. Çünkü bazıları dersi sadece dinleyerek anlar bazıları da evde konuyu tekrar etmeden o günkü dersten bir şey anlayamaz. Öncelikle derste tuttuğum defteri o gün hangi dersler varsa dersten sonra eve götürüyorum. Evde ders çalışırken de öncelikle defteri okuyorum. Ardından o konuyla ilgili soru çözüyorum ve yanlışlarıma bakıyorum. Sonra yanlışımla ilgili olan kısmı tekrar okuyorum ve o bölümle ilgili kısa notlar çıkarıyorum. Ancak bazen ne yaparsam yapayım bir kısmı anlamıyorum bu yüzden öğretmenlerimin yanına gidiyorum bana ders aralarında hemen o kısımları anlatıyorlar.”

BAŞARININ SIRRI: AİLE VE ÖĞRETMEN DESTEĞİ İLE MOTİVASYON, DİSİPLİN VE HIRS

Başarılarında ailesinin çok büyük bir etkisi olduğunun altını çizen Ela Özkırım, “Bana konu ve durum ne olursa olsun her zaman destek oluyorlar ve bunu hissettiriyorlar. Bu yüzden okul hayatım ve sonrasıyla ilgili endişelerim de yok. Çünkü ailemin özellikle babamın yanımda olduğunu ve olacağını hep biliyorum bu da bana inanılmaz bir güven veriyor.

Öğretmenlerim de bana anlamadığım yer konusunda destek oluyorlar. Başarımda ailem ve öğretmenlerimin desteği dışında iki faktör etkili. İlki motivasyon. Amacımı bilmek beni çok motive ediyor. Bence herkes neyi neden istediğini bilirse çok daha kolay motive olur.

İkincisi disiplin ve hırs. Demek istediğim ben hırsım sayesinde motive oluyorum. Ancak şunu da söylemeliyim bana kalırsa eğer gerçekten disiplinli olunursa motivasyona ihtiyaç duyulmaz. Arkadaşlarıma söylemek istiyorum motive değilseniz olmadığınız için üzülmeyin.” şeklinde konuştu.

HERKESE BİR AJANDA, NOT DEFTERİ VEYA BULLET JOURNAL TUTMALARINI, ANLAMADIKLARI YERİ KONULAR BİRİKMEDEN ANLAMALARINI ÖNERİYORUM

Daha başarılı nasıl olunur hakkında kendi deneyimlerinden yola çıkarak arkadaşlarına bazı önerilerde bulunan Ela Özkırım,

“Öncelikle ben unutkan bir insanım yani ödevleri bir yere not almazsam hemen unutuyorum. Bu yüzden de ajanda kullanıyorum. Ancak ajandama sadece ödevleri yazmıyorum tabii ki. Hangi dersten kaç soru çözdüğümü, hangi dersi ne zaman ve saat kaçta yapacağımı, sınav tarihlerini, ödevlerin ve projelerin son teslim tarihlerini ve benim için önemli günleri yazıyorum. Ayrıca ajandamı süslemek de beni çok motive ediyor. Kısacası not almayı ve ajanda tutmayı ayrıca benim gibi unutkan olan herkese bir ajanda, not defteri veya bullet journal tutmalarını öneriyorum. Bullet Journal da kişisel ajanda demek merak edenler olursa internette araştırabilirler. Bullet Journal hakkında kitap bile var. Bir başka önerim de özellikle YKS'ye hazırlananlar kesinlikle her gün paragraf ve problem çözmeli bence. Daha 11 olduğumdan 11. sınıf hakkında çok öneri veremiyorum ama şunu da söyleyeyim özellikle 11. sınıfta bir konuyu anlamazsanız ve geçerseniz konular üst üste biniyor ve başa çıkamıyorsunuz benim başıma az da olsa kısa süreliğine geldi bu yüzden herkese önerim anlamadığınız yeri konular birikmeden anlamaları.”

BEYNİMİ YAN FLÜT ÇALARAK RAHATLATIYORUM

Küçüklüğümden bu yana yan flüt çaldığını, pandemi öncesinde de Antalya Muratpaşa Belediyesi Gençlik Orkestrası’nın bir üyesi olduğunu vurgulayan Ela Özkırım, “Pandemiden dolayı birçok kişiyle birlikte ben de orkestradan ayrıldım. Orkestra bu ayrılışların ardından Üstün Kent Orkestrası olarak yetişkinlerle yeniden oluşturuldu. Bu yeni oluşumun içinde de kısa süreliğine de olsa kaldım. Ancak bu kısa zaman bile bana çok keyif verdi.

Çalışmalarımız çok verimli ve eğlenceliydi gerçekten orası benim 3. ailem gibiydi. Bir kere konserde çalabildim pandemi şartlarından dolayı. Sonrasında bir süre hobi amaçlı çaldım. Ancak nedenini anlayamama rağmen yaklaşık 2 yıldır çalamıyordum. Ancak bir süredir yeniden ara sıra çalmaya başladım. Sanki uzun süredir konuşmuyordum da yan flüt çalmaya başlayınca konuşmaya başladım gibi hissediyorum. Ödevlerimi yaparken kendime fazla yüklendiğimde mola verip, beynimi yan flüt çalarak rahatlatıyorum. Bana huzur, dinginlik ve mutluluk veriyor.” dedi.

DOKTOR OLMAK İSTİYOR

Kişisel felsefesini ' Ben değilsem kim?'' hayata bakış açısını ise:'' Şimdi değilse ne zaman?'' diye açıklayan Ela Özkırım, seçmek istediği mesleği, ve ilerisi için hedefini ise şöyle açıklayarak sözlerini noktaladı:

“İleride doktor olmak istiyorum. Sebebi de insanların hayatına dokunma isteğim. Ben hep şöyle düşünmüşümdür: ''Madem dünyaya geldik, bir faydamız olsun değil mi?'' bir kişiye bile farkındalık kazanmasında yardımcı olsam bana yeter. İlerisi için hedefim de kimseye muhtaç olmadan yaşamak.”

MANİSA’DAN ZEYNEP NAZ İNCEOĞLU:

BAŞARISINI YİNE TAKDİRNAMEYLE TAÇLANDIRDI

Manisa Sosyal Bilimler Lisesi-11.’nci sınıf öğrencisi Zeynep Naz İnceoğlu (16)da

okul ortamının, sınıfının, arkadaşlarının ve öğretmenlerinin kendisini çalışmaya iten ve motivasyonumu arttıran unsurlar olduğundan geçtiğimiz yıl pandemi döneminde evden eğitimin okul başarısını ve motivasyonunu olumsuz yönde etkilediğini söyledi.

2021-2022 dönemi başlayıp, okul açıldığında kendisini etkileyen en büyük zorluğun bütün gün boyunca sürekli maske takma zorunluluğu olduğunu, onun dışında kendisini zorlayan bir durum olmadığını belirten Zeynep Naz İnceoğlu, “Yüz yüze eğitime geçilmesi motivasyonumu dolayısıyla da başarımı olumlu yönde etkiledi. Pandemi kısıtlamaları boyunca bir araya gelemediğim ve özlediğim arkadaşlarıma ve öğretmenlerime kavuşmak da bu başarımı taçlandırdı ve bu yıl da daha önceki yıllarda olduğu gibi ‘takdirname’ aldım. Bütün dönem boyunca verdiğim emeklerin karşılığını somut olarak almak beni gururlandırdı. Başarımı etkileyen en önemli faktör kesinlikle okula gitmem, uygun çalışma ortamı bulmam ve tabi ki arkamda her zaman ailemin desteğini hissetmem oldu. Ailem ve öğretmenlerimin bana inandığını bilmek beni motive ediyor. Sınıfta başarılı hissetmek de benim için çok önemli. Çünkü artık üniversite sınavına hazırlanıyoruz ve sınıfta bir rekabet ortamı var. Öğretmenin anlattıklarını ders esnasında not alıyorum ve eve geldiğimde notlarımı temize çekip konuyla alakalı sorular çözüyorum.

Derslerimi biriktirmeden günü gününe çalışıyorum. Herkese internetten konu anlatımı izlemesini tavsiye ediyorum.” diye konuştu.

ERASMUS PROJESİ KAPSAMINDA HAFTAYA İTALYA’YA GİDİYORUZ

Pandemiden önce okulda konferanslar çalıştaylar düzenlendiğini, kendisinin de organizatörlerden biri olduğunu, şimdiyse okulun ‘Münazara Kulübü’nde yer aldığını aktaran Zeynep Naz İnceoğlu, “Bunun dışında sosyal olarak tenis ve voleybol oynuyorum. Okulda olabildiğince sosyal aktivitelerin içinde olmaya çalışıyorum. Pandemi öncesi başlayan Türkiye ile beraber İtalya, Almanya, Yunanistan ve Avusturya’nın yer aldığı www.aMUSE(U)Ment.eu-Youth thinking about their recent cultural heritage adlı bir Erasmus projemiz var. Bu Avrupa Birliği Projesi kapsamında pandemidem önce diğer dört ülkeden çocuklar ülkemize gelmişti ve onları gezdirmiş, ağırlamıştık. Bu yılın başında bizim okuldan bir grup Yunanistan’a gitti. Bir hafta sonra da 2 öğretmenimizle birlikte 5 öğrenci İtalya’ya gideceğiz.” dedi.

AVUKAT OLMAK İSTİYOR

“Benim yaşımdaki her öğrencinin olduğu gibi benim de hayata dair bir takım endişelerim var” diye sözlerine devam eden Zeynep Naz İnceoğlu sözlerine şöyle noktaladı:

“Güncel şartları göz önüne aldığımda bazen ne yaparsam yapayım istediğim, hedeflediğim hayata hiçbir zaman ulaşamayacağımı düşünüyorum. Hayata bakış açım ‘dünyadaki en önemli insanın ben olduğum’ yönünde. Kulağa biraz bencilce gelebilir ama

hayat başkalarının mutluluğunu kendiminkinde çok önemsemek için çok kısa. Bu yüzden kendimi elimden geldiğince her zaman ilk sıraya koymaya çalışıyorum ve eğer bir şey beni mutlu ediyorsa benim için bu yeterlidir. Başkalarını mutlu etmek zorunda değilim.

İleride avukat olmak istiyorum. Her gün sosyal medyada ya da gerçek hayatta gördüğüm hatta benim kendimin uğradığı haksızlıklara tahammül edemiyorum ve elimden geldiğince bu sistemi değiştirmek istiyorum. Bunu biraz da hayır işi olarak da görüyorum aslında. Mesela kendini savunmaya gücü yetmeyen, imkanı olmayan ve ezilen insanlara gönüllü bir şekilde yasal yollarla yardım etmek, haklarını aramalarını sağlamak istiyorum.”

MESLEKİ HAYALLERİNE ULAŞMALARI DA DONANIMLARINA GÖRE HİÇ DE UZAK DEĞİL

Üç şehirden üç öğrenci, biri Anadolu Lisesi, biri özel lise, bir diğeri de sosyal lise. Hepsi de pırıl pırıl beyinler. Pandemi döneminde dijital eğitim motivasyonlarını olumsuz yönde etkilese de başarılarından ödün vermemişler. Daha önceki yıllarda olduğu gibi yine başarılarını takdirnameyle taçlandırmışlar. Başarılarının sırrı ise hayata bakış açıları, disiplinli, düzenli ders çalışma, dersi derste dinleyip, aldıkları notları evde tekrarlama. anlayamadıkları kısımları öğretmene sorma. İleriki hayata dair endişeleri var, ancak umutları da. Mesleki hayallerine ulaşmaları da donanımlarına göre hiç de uzak değil.

Geleceğe yönelik büyük umutlar taşıyan ve çok güzel şeyler yapmak isteyen yarının doktorları, avukatları, deniz biyologları başarılarınız daim olsun..

Ayrıca ülkemizin geleceğini inşa edecek, pırıl pırıl beyinleriyle aydınlık yarınlara taşıyacak geleceğin idarecileri, akademisyenleri, ekonomistleri, iş insanları olacak olan yeni nesil, başarı hep sizlerle olsun..

Fulya OMAÇ / İZMİR

Foto 1: İzmir’in Çeşme ilçesi Hacı Murat Hatice Özsoy Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Derin Ergün,

Foto 2: Derin Ergün, Türkiye’nin en genç sualtı fotoğrafçısı

Foto 3: Derin Ergün’ün birincilik ödülü aldığı fotoğraf ve sualtında fotoğrafladığı deniz canlıları

Foto 4: TED Antalya Koleji Özel Lisesi 11. Sınıf öğrenci Ela Özkırım

Foto 5: Ela Özkırım sosyal medyada kurdağu e-laible hesabıyla hem kendini motive ediyor hem de arkadaşlarına tavsiyelerde bulunuyor

Foto 6: Ela Özkırım pandemi öncesi Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin korosunda yan flüt çalıyordu

Foto 7: Manisa Sosyal Bilimler Lisesi-11.’nci sınıf öğrencisi Zeynep Naz İnceoğlu karnesi ve takdirnamesi ile