Türkiye'deki en büyük problemin çözümü olan "birbirine olan güvensizlik"

Yaşamda hep geleceği hedefledim.

Türkiye'deki en büyük problemin çözümü olan "birbirine olan güvensizlik"
Az değil, 38 yıldır bu Dünya üzerindeyim :) Az çok bir şeyler öğrendim. Yaşam hakkında, insanlık hakkında, doğa hakkında.. Öğrendiklerim, deneyimlerim, gelecek hakkında tüm bu yaşadıklarıma dair öngörülerim.. Hepsi beni süratle bir yöne doğru götürüyor.

İnsanlar negatif duygularla hareket ettikçe, yani birilerinden nefret ettikçe, nefretle bir başkasına saldırdıkça, kötülük yapmaya devam ettikçe, bu hayat nefret ettikleri kişiye değil, kendilerine zindan oluyor. Hayatımda her zaman bu duygulardan tamamen arınmaya çalıştım, bundan sonra da bu şekilde yaşamaya devam edeceğim. Çok daha pozitif, çok daha yapıcı, çok daha katkı sunucu şekilde yaşamak, insanı başka bir yere taşıyor.. Böyle insanlarla etrafınızı da çevirdiğinizde, o zırhınız var ya, uzay gemisi gibi oluyor. Sizi geleceğe uçuruveriyor.

Yaşamda hep geleceği hedefledim. Maddi anlamda ne kazanacağımı hiç umursamadım. Birlikte neler yapabiliriz, bu ülkeye neler katabiliriz, birlikte yürüdüğüm insanlara ne kadar katkı sunabilirim, onlarla birlikte nasıl bir geleceğe yürüyebilirim hep bunların hayalini kurdum. Havuçtan betakaroten saflaştırıp, insanların göz problemlerini nasıl çözebilirim bunu düşündüm mesela. Burada ne kadar kazanırım, ne kadar kar ederim gibi dürtülerle ilerlemedim. "Fayda" için ilerledim.

Türkiye'deki en büyük problemin çözümü olan "birbirine olan güvensizlik" problemini de şu şekilde çözdüm. Birlikte yürüdüğüm insanlarla, pozitif motivasyonla, "hep birlikte neler yapabiliriz"e bakarak, gözlerim güven-şüphesi konusunda sımsıkı kapalı bir şekilde adım attım. Yani hiç sormadım, hiç sorgulamadım. Gerek bile duymadım. Sadece "birlikte ilerlemeye" odaklandım. Ve gerçekten böyle yaptığınızda oluyor biliyor musunuz? Zihnin o şüpheci karanlığında boğulmadan, geleceğe hep birlikte yürümek... Bunu yaparsanız, işte hayal ettiğiniz geleceğe yürüyebiliyor ve ulaşabiliyorsunuz.

Ufka yürümek çok güzel bir kavram benim için. Ufkun ötesini görmek ise bambaşka bir haz. Yaşam eğer atlamalı bir oyunsa, bu oyunda bir sonraki basamağa geçmek için hep, her daim ilerlemelisiniz. O yüzden Cumhuriyet'in Yeni Yüzyılı'nda bizim mottomuz İngilizce tabirle "What is NEXT?".. Yani ufku hedefledik, ufka vardık, ürün geliştirdik, ürün ürettik, pazarladık, satmaya başladık vs.. Ya da tesis hedefledik, tesisi kurduk, tesis üretime başladı, insanlar istihdam etti vs.. Peki ya sonra? What is next? :) Bu ürünlerden sonra ne gibi ürünler çıkacak, ne gibi fayda sağlayacağız topluma, nasıl sağlayacağız.. Hep bunlar var aklımızda.

Tesla'nın o güç veren sözünü hiç unutmam: Bırakın gerçekleri gelecek söylesin ve herkesi eserlerine ve başarılarına göre değerlendirsin. Bugün onların olsun; ama uğrunda çalıştığım gelecek benimdir. Şimdiki zaman onlara ait olabilir, ama gelecek, ki ben hep bunun için çalıştım, bana ait.

Can KAYACILAR

Biyolog, Davranış Bilimci (Neuroscientist, MSc)

Bu resim için alternatif metin açıklaması yok