Prof. Görür: Bingöl 7 büyüklüğünde depremin habercisi
"7 büyüklüğünde yeni deprem bekliyorum"
Bingöl-Karlıova hattında bir deprem olabileceği konusunda daha önce uyarıda bulunan Prof. Naci Görür, “Ben bunu ilk 2003’te söyledim. 17 yıl sonra deprem oldu. Alınması gereken tedbirler alınmıyor” dedi.
Bingöl Karlıova’da dün saat 17.24 sularında 5.7 büyüklüğünde, bu sabah ise 9.51 sularında 5.6 büyüklüğünde ikinci bir deprem meydana geldi. Bölgeden şu ana kadar bir can kaybı haberi gelirken çoğu 4 şiddetinde 200’den fazla artçı deprem oldu.
Bingöl’deki depremin ardından gözler Türkiye’nin önde gelen deprem uzmanlarından Prof. Naci Görür’e çevrildi. Görür, en son Elazığ depreminin ardından nisan ayında yaptığı açıklamada, Doğu Anadolu Fay Hattı’nın Bingöl-Karlıova arasında risk bulunduğunu, bu bölgedekilerin dikkatli olması gerektiğini belirtmişti.
DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Görür, bilimsel veriler ışığında nerelerde deprem olabileceğini belirleyip tedirgin oldukları yerleri açıkladığını söyledi. “Bizimki falcılık ya da özel bir yetenek değil” diyen Görür, iyi bir bilim insanının bunları görebileceğini, halkını, yerel ve merkezi yönetimleri uyarabileceğini anlattı.
Bilim Akademisi Üyesi Prof. Görür, tarihi depremlerin önemli olduğunu belirterek, Bingöl depremi hakkında şunları anlattı: “Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF), Karlıova’dan İskenderun’a kadar uzanıyor. Bu fayda en son olan büyük depremleri biliyoruz. Bingöl-Karlıova arasında en son 1866 yılında oldu.
Oradan Elazığ Palu ve Sivrice'ye, Malatya’dan Sincik’e doğru da 1874-1875'te 6 ve 7 büyüklüklerinde depremler oldu. Çelikhan-Erkenek kolunda ise 1893’te oldu. Yani Karlıova’dan Maraş’a kadar 1866-1874-1875-1893’te depremler oldu. Fayın ayrı kollarında deprem tekerrür ediyor. Ancak periyodlarını bilemiyoruz. Bilsek zaten tarihi de söyleyebiliriz. Sadece aradan belli bir süre geçtiğinde ‘tedirgin oluyoruz’ diyebiliyoruz.”
"7 büyüklüğünde yeni deprem bekliyorum"
DAF’da uzun süredir deprem olmadığını ve burada belirli bir enerjinin, stresin biriktiğini anlatan Prof. Görür, yaptığı tahminler için, "Bana ‘Nokta atışı ile Elazığ ya da Bingöl depremini bildi' diyorlar. Halbuki ‘bilimsel olarak uzun süredir deprem olmuyorsa buralarda bir şeyler bekliyoruz' diyoruz.” şeklinde konuşuyor. Şu anda da endişeye sevk eden yerler olduğunu kaydeden deprem uzmanı, Erzincan ile Karlıova arasına dikkat çekiyor: "Şimdi küçük deprem oldu ama riski azaltmadı. 7 mertebesinde deprem bekliyorum. Bu deprem riski azaltmak yerine 7 büyüklüğündeki olabilecek depremi öne çekmek gibi etkileşim yapmış olabilir.”
Aynı fayın Çelikhan, Erkenek arasında da tedirgin olduğunu anlatan Görür’e göre, Maraş ile Maraş’ın Türkoğlu ilçesi arasında da tedirginlik devam ediyor. Yani DAF için toplam üç yeni deprem riski bulunuyor.
"Stresi almadı, tetikledi"
Görür, Bingöl depreminin küçük-orta sınıfında bir deprem olduğunu kaydetti. Ancak bunun beklediği 7 büyüklüğündeki depremin stresini almadığını aksine tetiklediğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Küçük depremler stresi alıyor deniliyor. Bu doğru değil. Depremler logaritmik büyür. 5 ile 6 büyüklüğündeki deprem arasındaki enerji farkı tam 32 kat. 5 ile 7 arasındaki enerji farkı ise 32 çarpı 32 büyüklüğünde, yani 1024 kat. Yeni olan depremin, 7 büyüklüğündeki depremin stresini boşaltması için 1024 adet 5 büyüklüğünde deprem olması gerekir. Bu sefer de daha fazla zarar olur. Zaten yerküre böyle çalışmıyor.”
"İzmir ve çevresinde dikkatli olunmalı"
Bu depremin iki mesajı olduğunu belirten Görür, DAF’ın Erzincan-Karlıova, Bingöl-Karlıova, Malatya-Türkoğlu arasındaki kollarında yeni bir deprem olabileceğinin ve de bu depremin 7 büyüklüğünde gerçekleşeceğinin habercisi olduğunu anlatarak tehlikenin geçmediğinin altını çizdi.
Kuzey Anadolu Fay Hattı için Marmara bölgesinde uzun süredir deprem olmadığını belirten Görür, "Bursa'nın güneyi ve batısında, kuzey kısımlarında bazı faylar var ki uzun zamandır deprem görülmediği için endişelerimiz orada da sürüyor” diyerek tedirginliklerini dile getirdi. Görür ayrıca Ege Bölgesi'nde de sık sık hareketler olduğunu, İzmir ve çevresinde biraz dikkatli olunması gerektiğini belirtti.
"Yapılması gerekenler yapılmıyor"
Görür, ‘dikkatli olun’ uyarısı yaparken neler yapılması gerektiğini de şöyle özetledi: “Ülkeyi yöneten hükümet var. Bir de yerel yönetim var. Yapacakları çok şey var. ‘Dikkatli olun' derken yarın bir şey olacak demiyorum. Elazığ’da 2003’te çok yoğun konuşmalara katıldım. Türkiye’nin her yerinde bu hatta deprem beklendiğini söyledim. Ben söyledikten 17 yıl sonra deprem oldu. Jeolojik dönem önemli. Zamanı unutmak lazım. Ancak yöneticiler tamamen unutuyor. Yapılması gerekenler yapılmıyor.”
Deprem konusunda da devletin diğer yatırım planlarında yaptığı gibi davranması gerektiğini belirten Görür, şöyle devam etti:
"Havalimanı, Kanal İstanbul vs. yatırım planları yapılıyor. Allah aşkına, depremin olacağı ve nerelerde olacağı belli. Bu deprem hatları boyunca yerleşim alanları belli. Neden bu yörelerde deprem güvenli hale getirmek için planlar yapılmıyor? Önce devlet kendi üzerine düşeni yapacak, sonra da vatandaş... Bu işler mecburen yapılacak. Ne kadar çabuk olursa o kadar az zarar olur.”
İstanbul depremi
Beklenen İstanbul depremine ilişkin de bilgi veren Görür, İstanbul’daki tarihi depremlerin tarihinin aşağı yukarı 250 yılda bir olduğunu ve son büyük depremin de 1766'da olduğunu belirterek, “Son depremin üzerinden 250 yıldan fazla geçti. İstanbul’da deprem konusunda bir şey yapılmıyor demek doğru değil. Ancak yapılanlar yapılması gerekenlerin yanında küsurat gibi kalıyor” şeklinde konuştu.
"Devlet elbette yıkılmasın, hastane binaları, okullar, bankalar ayakta dursun ama önemli olan halkın yaşadığı yerler” diyen Görür'e göre, ‘birkaç kentsel dönüşüm dışında bu konuda adım atılmıyor'. Deprem uzmanı, "Burada halkın oturduğu yerleri deprem güvenli hale getirmedikçe İstanbul’u depreme hazırlayamazsınız” diyerek tehlikenin boyutunu verdiği şu örnekler açıkladı:
“Düşünün, İstanbul depreminde yüzde 1 etkisi olsa bu 16 bin bina yapıyor. Her bina 5 katlı olsan 80 bin kat yapar. İki daire deseniz 160 bin daire, 4 kişi yaşasa 640 bin kişi demek. Tehlikenin boyutu çok yüksek.”
Serkan Ocak
© Deutsche Welle Türkçe