Öyle inanıyorum ki ''doğayı seviyorum'' demekle, doğa sevgisine sahip olamıyor insan.

tüm plastiklerin; 2'si denizlerde çöp yada parçalanmış olarak duruyormuş,

Öyle inanıyorum ki ''doğayı seviyorum'' demekle, doğa sevgisine sahip olamıyor insan.

Oğlumu antremana götürdüm.
Orada önceki saatte maç yapan çocukların bıraktıkları plastik çöplerle karşılaştık.

Çocuklarda daha fazla olmasını beklediğim çevre koruma bilincini görememek beni şaşırtıyor.

Bunun arttırılması lazım fakat halen yeterli bilinçlendirme çalışmaları yapılıyor gibime de gelmiyor çünkü bu eğitimi çocuklarına verecek olan aileler ve yapmasını beklediğim birçok kurum ve kuruluştaki kişiler bilinçsiz ve evet, bazılarımız için çevre ikinci hatta belki son sıralarda yer alıyor.

World Economic Forum verilerine göre üretilen tüm plastiklerin;
%32'si denizlerde çöp yada parçalanmış olarak duruyormuş,
% 40'ı çöp yığını halindeymiş,
% 14'ü yakılarak yok edilmiş,
% 14'ü geri dönüştürülmüş,
ama üretilen tüm plastiklerin sadece % 2'si verimli olarak benzer kullanım ürününe geri dönüştürülmüş yani gerçekten de kullanılabilecek başka bir şeye...

Plastikler, cam yada metal gibi defalarca geri dönüşüme uygun olmadığından sonrasında diğer çöp yığınları arasına katılıyorlar. Hal böyleyken bana sorarsanız geri dönüşümün tam olarak bir çözüm sağlamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. O zaman çarenin #SıfırAtık projelerini hayata geçirmek olduğunu biz de düşünmeliyiz.

AB ülkelerinde neredeyse 4 yıldır alınan önlemlerle plastik geri dönüşüm % 41.5 oranına kadar yükselmişti buna ek çok kısa bir süre önce "Tek Kullanımlık Plastik Ürünleri" yasaklayan kanun da yürürlüğe kondu.

Avrupa Parlamentosu Milletvekili Frédérique Ries bu yasa ile 2030'a kadar Avrupa'daki plastik kirliliğinin tahmini maliyetinin 22 milyar euro azalacağını söylüyor. Ries alkışlanacak bir cümle kuruyor ve "Plastiklerin yarattığı deniz kirliliği sorunu göz önüne alındığında, Avrupa'nın artık uluslararası düzeyde savunmak ve teşvik etmek için bir yasal modeli var. Bu gezegen için gereklidir." diyor.

Plastik kirliliği, bireysel önlemler ile değiştirilemeyecek kadar ileri boyutta kabul fakat plastik ayak izinin azaltılması için üret-kullan-at düzenine kişisel olarak son verip, benim çok anlamlı bulduğum "Peki Ben Ne Yapabilirim?" sorusuna kendi cevabımızı veremez miyiz?

Yanlizca bir termosa bile sahip olarak tek kullanımlık ürünleri alternatifleriyle değiştirebiliriz.

Öyle inanıyorum ki ''doğayı seviyorum'' demekle, doğa sevgisine sahip olamıyor insan. Bu başlı başına bir kültür daha çocuk yaşlarda edinilmesi gereken. Gördüğüm kadarıyla, insanların doğa sevgisinden anladığı çoğu vakit yeşillik alanlarda oturmak, çimlerde yuvarlanmak, spor yapmak ama bir yandan arkalarında bir yığın çöp bırakmak anlamına geliyor.

Onu sevmek, ona emek vermek, ona karşı sorumluluk hissetmek, onu oluşturan tüm unsurların varlığından mutluluk duymakla birlikle bir bütün aslında.

Ne diyordu Halil Cibran:
“Doğa, eli sıkı olmak konusunda bizim görüşümüze başvuracak olsaydı, kaçımız soluyacak hava bulabilirdi?

Doğa, gözümüzün doyması ve gönlümüzün tatmini konusunda bizim sözümüzü dinleyecek olsaydı,
hiçbir nehir denize varmaz, hiçbir kış bahara ulaşamazdı.”

Haklı değil mi sizce de?

Onur Küçükkaramıklı

Co-Founder at SONA Underwater Dive Technology
Resim önizleme