Editor
0
Cenazeye ilişkin bilgilerin kamuoyuyla ayrıca paylaşılacağı aktarıldı.
Cengiz Aytmatov'un unutulmaz eseri Selvi Boylum Al Yazmalım
“Aslında zor bir adamım. Kime patlayacağım belli olmuyor”
Hem çiçek hem minik hediyeler etkileyici oluyor
Mor Salkım'ın güler yüzlü Mustafasıyla sohbet ediyoruz, 4. sınıfa geçmiş yazları dükkanda çalışır, esnaflık öğrenirmiş. "Esnaflık öğrenilir mi ?" diye düşünüyorum, derken kendi sorumun cevabı zihnimde şekillenmeye başlıyor. Işini layığıyla yapan ve iş ahlakıyla hareket eden bir esnafın aynı zanaatkar gibi çıraklıktan itibaren mesleğin inceliklerini tatbik ederek geliştirip öğrenebileceği ve bunun fark yaratabileceği cevabını veriyorum kendime.
Mustafa'ya hemen koruk suyu sipariş ediyorum. Midem de kazınmaya başlamış bir taraftan, "Keşke sakızlı kurabiye de satsanız be Mustafa" diyorum, "Yandaki fırından kapıp getireyim" diyor, fırlayıp çıkıyor dükkandan. Kendimi pek bir önemli hissediyorum, tüm yorgunluğumu atıyorum bir anda, keyfime diyecek yok, küçük mutlulukların efendisi olmuşum
Sadece yaptıkları iş ile değil, bulundukları mahalleye kattıkları renkle öne çıkan çaycısı, kahvecisi, bakkalı, manavı, kasabı ile ne kadar bize ait ne anlamlı bir kültür ve sosyal hayatın parçası bu esnaflık. Halkın içinde olduğu için halkın dertlerini iyi bilen, nabız tutan, bir nesilden diğerine aktarılan hizmet erbablığı ve babacanlık mirası, bir mozaik gibi ne kadar canlı ve geniş bir çeşitliliğe sahip.
Koruk suyumu yudumlarken duvardaki "Gelen gelsin saadetle, giden gitsin selametle" yazısı dikkatimi çekiyor ve bazen hayatın telaşesi içinde gözümüzden kaçan, kökleri dürüstlüğe, alın terine verilen öneme dayanan, yüce gönüllü, insancıl "Ahilik" geleneğinden beslenen "Esnaf Kültürü" çok yaşasın diyorum. Dükkandan ayrılırken Mustafa ile vedalaşıyorum, bu poz anını saklamak üzere çekiyorum. Kulağımda rüzgar sesli bir Birsen Tezer şarkısı içimde ferahlık yola koyuluyorum.